- 2.5 -

15.3K 582 58
                                    

"Geliyorum!" Ellerimi hızlıca yıkayıp mutfaktan ayrıldım. Arda'nın yanına, kapıya doğru ilerledim hızlıca. Erdem'i görmemle heyecanla gülümsedim. Erdem sert bakışlarını Erdem'den ayırmazken hızlıca bakışlarımı Arda'ya çevirdim. "Arda sen masayı hazırlamaya devam et, geleceğim birazdan."

"Birkaç ay tek başına bıraktık sevgili mi yaptın?" Arda'nın şaşkın sesiyle Erdem mümkün olduğunca daha çok çattı kaşlarını. "İyi, ben masayı hazırlıyorum."

"Kim bu dangalak?" Arda'nın gitmesiyle Erdem sinirle konuştu. Dediğini duymamış gibi özlemle boynuna sardım kollarımı, gözlerimi yumdum huzur bulmuşcasına. Çok özlemiştim onu. Birkaç saniyelik duraksamanın ardından kollarını bana sardı. Burnunu açık saçlarıma soktu. Birkaç saniye böyle durduktan sonra birbirimizden ayrıldık. Önüme düşen saç tutamlarını kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Ancak sorum hâlâ geçerli."

"Küçük erkek kardeşim, Hakkari'ye gelirken benle gelmişti. Hatırlıyor musun?" Tepkisi yumuşarken keyifle gülümsedi başını onaylar şekilde salladı. "Senin Eren diyerek geldiğin zaman?"

"Onu asla unutmayacaksın değil mi?" Gülümsedim, yeşil gözlerine çevirdim bakışlarımı. Başımı onaylar şekilde sallayıp birkaç adım uzaklaştım. "Dönünce benimle bir şey konuşacağını söylemiştin, ve bir sürprizinin olduğunu."

"Demek sırf bunu merak ettiğin için geldin?" Kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde bağladığımda Erdem şaşkınlıkla tepkimi inceliyordu. Başını yanlış anlamamam için hızlıca olumsuz anlamda salladı. "Ayrıca bunu daha fazla zamanımız olduğunda konuşacağım, her an annemler beni çağırabilir."

"Gelir gelmez yanına geldim, üstümü bile değiştirmedim Alev!" Gülümseyerek kendisini gösterdiğinde gülümsedim, gerçekten de asker üniforması üzerindeydi. "Evet, merak ediyorum ancak ondan önce seni merak ediyorum.

"Dalga geçiyorum, geldiğine ne kadar sevindim bilemezsin Erdem." Cidden onu gördüğüm için çok sevinmiştim. İyi gelmişti, karşımda onu dinç ve iyi görmek bana baya iyi gelmişti. "Yorgun gözüküyorsun."

"Çok yorgunum, 60 saattir uyumuyorum." Şaşkınlıkla kaşlarım havalandı ve elimi yanağına götürüp baş parmağımı daha yeni fark edebildiğim gözaltı morluklarına götürdüm. Ben gözaltını incelerken Erdem gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. "Yolculuktaydık. Yolculuklarda asla uyuyamam."

"Şimdi eve gidince biraz dinlen, uyu." Saat zaten akşam 5'ti. Şu an uyusa yarın uyanabilirdi. Gülümseyerek başını ağır ağır onaylar şekilde salladı. Yanağına küçük bir öpücük kondurduğumda gülümsemesi kat kat büyüdü. "Hadi git artık, evde dinlen. Ayakta uyuyorsun."

"Tamam, ihtiyacın olursa ara. Hemen yanındayım." Başımı onaylar şekilde sallayıp ellerimi önümde birleştirdiğimde arkasını dönüp  ayakkabılıkların üstüne koyduğu, daha yeni fark ettiğim, iki buket çiçeği alarak bana uzattı. Şaşkınlıkla kaşlarım havalanırken sadece gülümseyebildim. Daha görevden yeni gelmişti ve gelir gelmez bana böyle bir jest yapmış olması beni mutlu etmişti. Çiçeklerden sadece birini aldığımı fark etmesiyle hızlıca öbürünü de uzattı. "Bunu da al, birisi sama diğeri annene."

"Saçmalıyorsun, anneme de mi aldın?" Şaşkınlıkla kaşlarım havalanırken sesim oldukça ince çıkmıştı. Erdem'in bu kadar düşünceli olması beni bitiriyordu. İki çiçek buketini de bir elime alıp diğer elimi boynuna sardım son bir kez. Sarılmayı çok severdim, bunun da farkındaydı. Sesini çıkarmadan bir kez daha sarıldı, birkaç saniye böyle durduk. Ayak sesleri ile duymamla ayrıldım. "Çok teşekkür ederim, anneme vereceğim. Ama sanırım artık yanlarına gitmeliyim."

"Sorun değil, kendine dikkat et." Gülümsediğim sırada kapı açılma sesi duydum, annem odadan ayrılmıştı. Kafamı arkaya çevirdiğim sırada Erdem'e çevrilmiş yanağımda sert olmayacak şekilde bir baskı hissettim. Şaşkınlıkla bakışlarımı tekrardan önüme çevirdim, ancak puf! Gitmişti, beni öpmüştü. Sersem sersem gülümserken annemin sesiyle kendime gelmiştim. 

"Alev, kapı neden açık?" Annemin şüpheli sesiyle hızlıca kapıyı kapattım. Bakışlarımı anneme çevirip gülümsedim.  Annem elindeki çiçekleri fark etmesiyle kaşlarını çattı. "O elimdekiler ne?"

"Burada tanıştığım birisi, Erdem. Sana ve bana çiçek getirmiş, senin geleceğini biliyordu."

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now