Son Mesaj|Texting

- 4.0 -

Tatlı Komutan: Uyudun mu bitanem? (01.49)

Tatlı Komutan: Lütfen uyumamış ol, seni çok özledim.

Siz: Uyumadım. :) (01.51)

Siz: Çocuklara oyun hazırlıyordum.

Tatlı Komutan: Çocuklara çok değer veriyor, mutlu oluyorsun. :)

Tatlı Komutan: Seni böyle görmek hoşuma gidiyor.

Tatlı Komutan: Açıkcası buraya alışabileceğini düşünmüyordum.

Siz: Dürüst olmak gerekirse evet, ben de düşünmüyordum.

Siz: Birkaç gün bile dayanamam diye düşünüyordum.

Tatlı Komutan: Neden?

Siz: Düzenimi bırakıp başka bir düzen, insanlar...

Siz: Bilemiyorum, dayanamam diye sanıyordum.

Tatlı Komutan: İyi ki alıştın, sevdin burayı Alev. :)

Siz: İyi ki. :) (Görüldü.)

Siz: Görev nasıl gidiyor?

Tatlı Komutan: Biraz zor.

Tatlı Komutan: Hakkari'den daha soğuk, ancak buna alıştığım için pek de beni zorlamıyor.

Siz: Kıyamam. Doğruyu söyle donuyor musun?

Tatlı Komutan: Aleevv.. :)

Tatlı Komutan: Doğruyu söylüyorum o kadar soğuk değil.

Siz: Bak dikkat et orada kendine.

Siz: Hasta olmanı istemem.

Tatlı Komutan: Bana güzel bakacak güzel sevgilim de şu an yanımda olmadığı için kendime dikkat etmem gerekiyor. :)

Siz: Şu an yanında olmasam da yanındayım tatlı komutan. Ayrıca böyle demen beni üzüyor.

Siz: Sanki tek başınasın.

Tatlı Komutan: Öyle değil mi? :(

Siz: Değil tabii ki. -_-

Siz: Şımartılmayı seviyorsun komutan. (Görüldü.)

Siz: Ancak ben de seni çok seviyorum, şımartmayı seviyorum.

Tatlı Komutan: Çok seviyorum Alev.

Tatlı Komutan: Ancak şimdi telefonu kapatsam iyi olacak.

Tatlı Komutan: Bizim ekip geliyor. :)

Siz: Pekâlâ, görüşürüz.

Siz: Lütfen kendine dikkat et, bizimkilere de selam söyle.

Tatlı Komutan: Söylerim, sen de kendine dikkat et.

Siz: Çok öpüyorum. :)

Tatlı Komutan: Ben de. :)

-🩶-
Erdem Öztürk'ün anlatımıyla...

Alev ile konuşmayı bitirir bitirmez telefonumun internetini, her şeyini kapatıp çantamın içine attıktan sonra bakışlarımı gelen ekibime çevirdim. Cenk'in inat etmesi üzerine çalılara bakmışlardı ancak mimiklerinden anlaşılıyordu ki bir şey bulamamışlardı.

"Ya hareket etti, diyorum! Neden kimse inanmıyor?" Cenk sıkıntılı bir nefes vererek bize doğru yaklaştığında alayla gülümsedim. Tahminim doğruydu.

"Rüzgardandır Cenk, zorlama." Eren bıkkınlıkla Cenk'in yanından ayrılıp Deniz abinin yanına oturdu. Cenk de sessizce yanıma oturdu.

"Alev'in size selamı var." Eren başıyla selamını aldıktan sonra bakışlarını bana çevirdi.

"Alev'le nasıl gidiyor harbiden oğlum?" Deniz abinin sesini duymamla bakışlarımı ona çevirdim. Heyecanla gülümsedim, bunu zaten bizimkilere bahsetmeyi düşünüyordum.

"Çok iyi gidiyor abi, cidden sevildiğimi hissediyorum." Bakışlarımı ateşe çevirip gülümsedim. Açıkcası bu konudan bahsederken çok utanıyordum. "Yani görevin hemen bitmesini, yanında olmak istiyorum."

"Sen evlenince de hiç çekilmezsin." Bunu diyen alaylı gülüşüyle Cenk'ti. Anlamadığımı belli edecek şekilde çattım kaşlarımı. "Çok mutluyum diye gezersin."

"Büyüyünce anlarsın kardeşim." Eren yine Cenk'in yaşıyla dalga geçtiğinde gülümsedim. Cenk bizden 2 yaş küçüktü.

"Sus be!" Cenk kaşlarını çatarak Eren'e laf attığında gülümsedim. Ne kadar birbirlerini sevmiyormuş, her gün tartışıyorlarmış gibi gözükseler de kardeş gibiydiler.

"Deniz abi ben senden bir şey rica edecektim." Oturuşumu düzeltip bakışlarımı Deniz abiye çevirdim. Yüzümdeki gülümsemeyi silip ciddileştim. Birden ciddileşmemi beklemiyormuş olmalıydı ki Deniz abi de ciddileşti. "Görev dönüşü için Alev'le konuştum. Ailesiyle tanışacağım."

"Ne güzel işte oğlum." Deniz abi biraz endişelenmiş gibiydi. Birden ciddileşmemden dolayı olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Güzel Deniz abi de ben ailesiyle tanıştıktan birkaç ay sonra evlenme teklifi etmeyi düşünüyorum." Deniz abi konuyu anlamış olmalı ki sadece gülümsedi. Eren ve Cenk de tüm dikkatiyle bizi dinliyordu. "Ve isteme olacak, biliyorsun kızı isteyecek bir ailem yok."

"Olur Erdem, zaten ailen sayılırız senin." Gülümsedim, Deniz abinin zaten reddedeceğini düşünmüyordum.

"Teşekkür ederim abi."