- 4.5 -

8.5K 378 48
                                    

"Alev ben çok heyecanlıyım, dönsek mi?" İzmir'e, evimize gelmiştik. Erdem son dakikalara doğru heyecan yaptığı için dönmeye, kaçmaya çalışıyordu. Asansöre binip kata bastığımda hızlıca arkama geçti. Sırtında hazırladığımız çantamız vardı. "Ellerimin içi terledi!"

"Sakin ol biraz komutan, ayılarla dövüşmeyeksin sadece ailemle tanışacaksın." Erdem yutkunup bakışlarını asansörün aynasına çevirdi. Saçlarını düzeltip bakışlarını bana çevirdi.

"Ayılarla dövüşmeyi tercih ederim." Küçük bir kahkaha attığımda asansörün kapısı açıldı. İkimiz beraber asansörden çıktık. Erdem avuç içlerini pantolonuna sürerken bense gülümseyip elini tuttum. Zile bastıktan birkaç saniye sonra annem açtı heyecanla Erdem ve bana baktı.

"Burkan! Bizimkiler gelmiş." Annem içeriye doğru seslendikten sonra girmemiz için geriye çekildi. Erdem hızlıca annemin elini öpüp gülümsedi, annemle arası iyiydi. Erdem her hareketinde bana bakarken bense gülümseyerek içeriye girdim. Arkamdan içeri girerken ellerinin terlediğini hissedebiliyordum. Az da olsa gerginliğini alabilmek için baş parmağımla elini okşadım.

"Hoş geldiniz kızım." Salona girmeden önce babamın kendi ve hareketlenme sesini duymuştuk. İçeriye girmemle Arda'nın ve babamın bakışları bizi buldu. Arda'nın kaşları şaşkınlıkla havalanırken babam gülümsedi. Erdem'i hatırlamamış olmalıydı. "Hoş geldin oğlum."

"Hoş bulduk." Elimi bırakıp babamın elini de öptüğünde babam bakışlarını bana çevirdi. Heyecanla tepkisini bekledim, ancak hiçbir tepki vermedi.

"Erdem abi?" Arda sessizliği bozarak konuştuğunda sinirle ellerimi şakaklarıma götürdüm. Babam ne güzel ki hatırlamamıştı ancak şimdi Arda yüzünden hatırlayacaktı.

"Siz tanışıyor musunuz?" Annemin şaşkın sesiyle ofladım. Erdem gidince çok güzel dövecektim bu çocuğu. Erdem gözleriyle susmasını söylerken Arda devam etti.

"Baba Berat'ın maçındaki kişi!" Babam hatırlamaya çalışırmış gibi kaşlarını çatarken bense Arda'ya öldürücü bakışlar atıyodum.

"Evet evet hatırladım." Korkuyla bakışlarım babamda durduğunda babam gülümseyerek Erdem'e koltuğu gösterdi. "Otursana oğlum, lisanslı oyuncu musun?"

"Görev dışında, Hakkari'de olduğumda oynuyorum." Erdem gülümseyerek babamın gülümsediği yere oturduğunda devam etti. "Komutanım."

"Kızım gel biz de masayı hazırlayalım." Annemin sesiyle bıkkınlıkla nefesimi verip başımı onaylar şekilde salladım. Annem'in arkasından mutfağa gittim, kapıyı kapattım. Annem bakışlarımı bana çevirdiğinde endişeli yüzümle karşılaştı.

"Anne, babam Erdem'i sevmiş midir?" Stresten tutulan belime götürdüm elimi, her zaman böyle olurdu. Annem başını onaylar şekilde sallarken önceden çıkardığı tabakları bana uzattı. "Gelirken de çok gergindi."

"Sever tabii ki kızım, babanı bilmiyorsun sanki." Annem haklıydı, babam özellikle bir durum yaşanmadıkça herkese iyi yaklaşırdı. Annemi onaylayacak şekilde başımı sallayıp elindeki tabakları aldım. Mutfağın kapısını açıp salona doğru ilerledim. Salondaki masanın üzerine tabakları yerleştirirken bir yandan Erdem ve babamın sohbetini dinliyordum. Arda'dan bir ses çıkmıyordu.

"Alışığım efendim, uzun zamandır bu işi severek yapıyorum." Erdem'i ilk defa bu kadar gergin görmenin şaşkınlığıyla diziyordum tabakları.

Koskoca komutanın geldiği içler acısı durum.

"Neden efendim diyip duruyorsun oğlum, baba diyebilirsin." Gözlerim şaşkınlıkla büyürken tepkimi görmesinler diye sırtımı çevirdim onlara.

Ben bile babama doğduktan bir yıl sonra baba demiştim, yuh.

Bardakları almak için mutfağa geri dönüp annemin mutfak tezgâhının üzerine bıraktığı bardakları aldım. Annemin menemen yaptığını fark edip diyeceğim şeyden vazgeçip salona ilerledim. Bardakları zorlukla taşıyordum.

Sonuçta iki elim vardı, 5 bardak taşıyamazdım.

Bardakları masaya bırakıp teker teker dizmeye başladım. Erdem'in ayaklanmasıyla arkama baktım, bakışlarımız kesişti. Gülümseyerek yanımdan geçtiğinde arkasından salondan çıktım.

"Tuvalete diyerek çıktım ancak yardıma ihtiyacın var mı diye soracaktım." Bakışları salonun olduğu kapıya çevirirken elini ensesine koydu. "Zorlanıyor gibi gözüküyordun."

"Gayet iyiyim komutan." Dayanamayarak hızlıca yanağına bir öpücük kondurdum. Annemlerin görmediğinden emin olduktan sonra keyifle gülümsedim. "Babamla anlaşmana sevindim."

"Gençler, masa hazır!"

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now