- 1.9 -

17.7K 625 34
                                    

"Biraz kitap okudum, çok da iyi geldi." Alya ile haftasonu diyerek bir kafeye oturmuş, sohbet ediyorduk. Alya, burada tanıştığım öğretmen arkadaşlarımdan biriydi. Ben geldikten birkaç gün sonra eşinin sağlık durumu için İstanbul'a gitmişti. Bu sırada sadece kısa telefon görüşmeleri yapabilmiştik. "Kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı. Sonra Ela ablaya gittim, gün varmış. Zar zor kaçtım."

"Seninki nerede? Görevde mi?" Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken Alya keyifle gülümsedi. Yaramaz çocuklar gibi omzunu silkerken arkasına yaslandı. Benimki mi? "Ne yani? Anlaşılmıyor mu sanıyorsunuz?"

"Sevgili değiliz ki?" Şaşkınlıkla onu yanıtladığımda bu sefer onun kaşları çatılmıştı. Oturuşunu düzeltirken bu sefer ben arkaya yaslandım. Dün bankta otururken sırtıma soğuk vurmuş, sırtım tutulmuştu.

"Senden hoşlandığı belli. Yazışmalar, çiçekler?" Evet, Anya'ya bütün özel hayatımı anlatıyordum. Ama ne yani? Arkadaşlar bunun için vardır. "Net senden hoşlanıyor."

"Bilmem, hiç dikkat etmemiştim." Dedim kendi kendime. Cidden benden hoşlanıyor olabilir miydi? Sanmıyordum, sadece bana değer veriyordu. "Sanmıyorum."

"Of Alev of!" Bıkkınlıkla bana baktığında kaşlarımı anlamamazlıkla çattım. "Sen böyle devam edersen 40 yaşında anca sevgilin olur."

"Bilmediğim, görmediğim bir şey mi var ki Alya?" Diyerek ağzını yoklamaya çalıştım. Alya zeki kızdı, ne yapmaya çalıştığımı rahatlıkla anlayabilirdi.

"İkiniz de birbirimizden hoşlanıyorsunuz, ancak farkında değilsiniz." İçeceğinden bir yudum daha alırken eğlendiğini belli edecek şekilde gülümsedi. "Görevden döndüğünde bir de benim dediklerime dikkat ederek bak."

"Beni boş versene, sen nasıl oldun?" Konuyu benden uzaklaştırmak istiyordum. Alya'nın dediklerine önem veren birisiydim, bu yüzden bu konu hakkında konuşmak istemiyordum. "Bir sorun yok artık değil mi?"

"Yok, çok şükür." Heyecanla gülümsedi. Bu mutlu, çocuksu heyecanına gülümsedim. Onu böyle görebildiğim için mutluydum. Zor zamanlar geçirdiğini hepimiz biliyorduk. "Birkaç ilaç verdiler, kullanıyor. Zaten iyiye bir gidiş var, bunu görebiliyoruz."

"Ay çok sevindim Alya!" Rahatlamıştım, bunu anladığında gülümsedi. Bu konu hakkında konuşmaya devam ederken bense heyecanla onu dinliyordum. El hareketleriyle anlatırken bense onun mavi gözlerine odaklanmıştım. Telefonu birkaç kere çaldığında bakışlarını benden ayırıp telefonuna çevirdi. Kaşlarını çatarak telefonu açtı.

"Aşkım?" Onların sohbetini dinlememek için odak noktamı telefonuma çevirdim. Yavaştan kaçsam iyi olacaktı, hava soğuyordu. "Tamam, kalkıyorum ben şimdi. Eve geçerken süt alsana, kalmamıştı." Birkaç saniyelik bir sessizlik oldu. Ardından keyifle gülümseyip devam etti. "Tamam aşkım, öpüyorum."

"Kalkalım mı?" Başını onaylar şekilde sallayıp kalktığında ben de hızlıca kalktım.

-🩶-

"Sus artık ya!" Sinirle bağırıp yatakta doğruldum. Saatlerdir kafamdaki aptal düşünceleri susturmaya çalışıyordum. Bir tarafı saçma anılarımı hatırlatırken bir tarafı ise Alya'nın dediklerini yüzüme vuruyordu. Yataktan dikkatlice kalkıp balkona doğru ilerledim. Dışarısının buz gibi olduğunun farkındayım ancak temiz hava almaya ihtiyacım vardı. Telefonumu ve masadaki sigaramı alıp balkona çıktım. Açıkcası hava buz gibiydi, bir sigara içecek zamanım bile olamazdı bu soğukta. Hızlıca içeriye girip dolapta bulduğum bir ceketi giydim.

Balkona çıkıp sigara paketinden bir sigara çıkardım. Doğrusu sigaraya başladı kimseye söylememiştim. Altında bir şey yattığını rahatlıkla anlayabilirlerdi, ben kolay bir nedenden sigaraya başlamazdım.

Sigarayı dudaklarım arasında sıkıştırıp elimdeki telefonun saatine baktım. Saat gecenin biriydi, yarına bir planım olmadığı için bu bir sorun değildi. Telefonu cebime koyabilmek için elimi cebime götürdüğümde elime çarpan şeyle kapılarımı çattım. Ne olduğuna bakabilmek için cebimdeki nesneyi çıkardığımda ağzım açık kaldı. Gözlerim dolarken sessizce yutkunabildim. Yaşlar teker teker süzülürken balkonun demirliklerine yaslandım.

Bu nesne, Altay'ın bana zorla verdiği sigaraydı.

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now