- Özel Bölüm|2 -

3.1K 211 45
                                    

Birkaç ay sonra...

"Senin aptal hareketlerin yüzünden bebeğimizi kaybettim!" Gözlerim ağlamaktan şişmiş, bağırmaktansa sesim kısılmıştı. Erdem ise sessizce beni dinliyordu. Onun da gözleri kıpkırmızıydı. Sabahtan beri ağlıyordu. Sesi gitmişcesine konuşamıyordu. Sessizliğiyse beni daha da delirtiyordu. "Cevap versene Erdem! Sabahtan beri sessizce beni dinliyorsun. Yanımda olsaydın belki de bebeğimizi kaybetmeyecektik! Sen neredeydin?"

"Yağmur'un yanındaydım, görev için." Cılız sesini duymamla sinirle kafamı tekrardan ona çevirdim. Ağzım açık kalırken sadece yüzünü inceledim. Bakışları yerdeydi, yüzüme bakamıyordu.

"Yağmur'un yanındaydın? Gece 3'te sen Yağmur'un yanındaydın!" Son cümlemi bağırarak söylediğimde bakışlarını gözlerime çevirdi. Büyük bir sinirle ona baktığımı gördüğünde yutkundu. "Gece karının yanında olmak yerine Yağmur'un yanına mı gidiyorsun?"

"Yarınki görev için konuşması gerekiyordu." Mırıldanarak konuştuğunda elime gelen ilk nesneyi onun ayak ucuna fırlattım, bu bir vazoydu. Vazo paramparça olurken refleks olarak gözünü bile kapatmamıştı.

"O kızın tek amacı senle birlikte olmak!" Yağmur görev arkadaşıydı. Fakat ilk geldiği günden itibaren gereksiz bir samimiyetle yaklaşmıştı Erdem'e. Bunu ikimiz de biliyorduk. "Bebeğimiz öldü Erdem, nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun. Hiç mi farkında değilsin? Sen yanımda olsaydın belki yanımızda olacaktı!"

"Farkındayım Alev, farkındayım!" Erdem çaresizce konuştuğunda başımı onaylamaz şekilde salladım.

"Değilsin!" Sinirle bağırıp masamdaki çantamı aldım. "Eğer farkında olsaydın, bu kadar sakin kalamazdın." Hızlıca koltuğun üstüne attığım ceketi alabilmek için koltuğa ilerledim. "Ben temiz hava almaya çıkıyorum, geldiğimde buradan gitmiş ol."

"Bu saatte, bu soğukta tek başına nereye gidiyorsun Alev?" Erdem korkuyla yanıma gelmeye çalıştığında kolumla onu ittirip aldığım deri ceketimi giydim. Çantamı omzuma takıp kapıya doğru ilerledim. "Alev, cidden çok üzgünüm. Hepsi benim suçum, telafi edeceğim."

"Bırak beni!" Sinirle bağırdığımda yutkunup geri çekildi. Tekrardan dolmaya başlayan gözlerimi kendisine çevirdim. "Seni görmek istemiyorum! Anlayamıyor musun?"

"Ben özür dilerim Alev, yanında olmalıydım. Biliyorum ancak..."

"Geri döndüğümde seni burada görmeyeceğim!" Ayakkabılarımı hızlıca giyip telefonumu çantamın bir cebine sıkıştırdım. Kapıyı açıp kendimi dışarı attığım sırada Erdem'in acı sesini duydum.

"Ben de bebeğimi kaybettim Alev, yapma bunu bana." Sinirle kafamı çevirdim, bir adım atarak üzerine doğru ilerledim. İşaret parmağımla göğsüne bastırdım.

"Yağmur'la sadece görev konuşmak için gitmediğini de biliyorum!" Gerçekleri konuşmak istemiyordum, konuşmaya dilim varmazdı. Kendimi devam etmek için zorlarken sadece sessiz kaldım.

"Ne demek istiyorsun?"

"Onun yanında uyuduğunu biliyorum. Bana utanmadan fotoğraflarınızı attı!" Erdem şaşkınlıkla bana baktığında yutkundum ve daha fazla dayanamayarak ondan uzaklaşıp kapıyı kapattım.

Binadan uzaklaşırken sessiz sessiz ağlamaya başlamıştım. Bu son iki gündür olanları kaldırabilirmiş gibi değildim. Yağmur'un Erdem'e olan hisleri, Erdem'le birlikte uyumaları ve çocuğumu kaybetmem... Bedenim, bütün bu olanlara dayanamıyordu. Burnumu çekerek arabama doğru ilerlemeye başladım. Çantamdan anahtarı çıkarıp kilidi açtım, sürücü koltuğuna yerleştim. Arabayı çalıştırmıştım ancak aklımda gidebileceğim hiçbir yer yoktu.

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now