- 4.6 -

8.3K 405 26
                                    

"Kızım çok az kalmış olacaksınız." Beraber kahvaltı masasına oturmuş sohbet etmeye başlamıştık. Erdem ailemle, ailesiyle iyice kaynaşmış, utangaçlığını yenmişti. Şimdiyse yarın sabah döneceğimizi öğrenmiş, kalmamızı istediğini söylemişlerdi. "Hem yol baya uzun, bir günde dinlenebilir misiniz?"

"Alev'in okulu var, gitmemiz gerekiyor." Erdem gülümseyerek bakışlarını babama çevirdi. Belli olmayacağını bilerek elini bacağıma yerleştirdi. "Ve arabayı ben sürüyorum, Alev de yol boyunca uyuyor."

"Oğlum sana yazık değil mi? Sen hiç dinlenmiyorsun." Annemin sesiyle Erdem'le birlikte bakışlarımı anneme çevirdim. Annem tavadaki menemeni Erdem'e koyarken Erdem utançla bakışlarını bana çevirdi, kulağıma.

"Annem bana böyle davranınca çok utanıyorum." Utangaç tavırlarına karşı gülümsedim, Erdem duruşunu düzelterek anneme teşekkür etti.

"Uykusuzluğa bünyem alışık, büyük bir sorun oluşturmuyor benim için." Erdem utançla konuştuğunda annem başını onaylar şekilde salladı. Yerine geri oturduğunda yok olmasını istediğim kardeşim, Arda'nın sesi duyuldu.

"İlk Hakkari'ye ben götürmüştüm Alev'i, kimse bana nasılsın, diye sormadı!" Arda çocuk gibi mızıklanmaya başladığında gözlerimi devirdim. Babam kaşlarını çattı.

"Araba sana kalsın diye sen istemedin mi Arda?" Gözü sadece arabamdaydı, bunu bildiğimden beni götürmemesini istemiştim. Ancak babamı ve annemi kaldırıp beni kendisinin bırakmasını sağlamıştı.

"Çocuk işte Alev! Uğraşma." Babam bu konunun daha fazla uzamaması için konuyu hızlıca değiştirdi. "Erdem oğlum kahvaltıdan sonra yanıma gel senle biraz orada konuşalım."

-🩶-
Bir saat sonra...

"Anne çay götürme bahanesiyle gitsem mi ne yapıyorlar diye?" Salonda stresle dolanırken bir yandan da annemden bir fikir bekliyordum. Arda odasına çekilmiş ders çalıştığı için annemle tektim. Babam Erdem'i odaya çağırmasının ardından bir saat geçmişti ve hâlâ çıkmamışlardı. "Ne anlatıyor olabilir ki?"

"Kızım sen sakin olsana, hiçbir şey olduğu yok." Annem beni sakinleştirmeye çalışırken bense gerginlikle etrafımda dönmeye devam ediyordum. "Kız ayrıca bu çocuğu ben çok sevmiştim, Hakkari'ye gittiğimiz zaman."

"Onayladın yani?" Dedim alayla. Annem büyük bir ciddiyetle başını onaylar şekilde salladı. Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken devam ettim. "Ciddisin anne?"

"Neden olmasın kızım? Eli yüzü düzgün, iyi bir çocuk." Annemin büyük bir ciddiyetle konuşmasıyla şaşkınlığım kat kat artmıştı. Annemin de babamın da Erdem'i beğeneceğini tahmin ediyordum ancak şaşkındım.

"Ben ne demek istediğinizi anladım baba, teşekkürler." Erdem gülümseyerek babamla birlikte odadan çıktığında heyecanla bakışlarımı Erdem'e çevirdim. Bakışlarımız buluştuğunda gülümsemesi genişledi.

"Anlayacağını biliyordum oğlum." Babam, Erdem'i onaylardığında Erdem yanımdaki kanepeye oturduğunda ben de yanına oturdum hızlıca. Babam da karşısındaki kanepeye oturdu. Meraklı ve heyecanlı bakışlarımla karşılaşmalarıyla küçük bir kahkaha atmıştı babam. "Söylediğim gibi."

"Ne söyledin ki?" Boşluğuma gelmesiyle heyecanla bir soru yönelttiğimde babam başını onaylamaz şekilde salladı, söylemeyeceğini belirtti. "Baba ya..."

"Bir şey konuşmadık kızım." Babam eğlenir tavırla gülümsediğinde arkama yaslanıp kollarıma önümde bağladım. Anlatmayacağı belliydi. Olsun dedim kendi kendime, ne de olsa Erdem yolculukta bana anlatırdı.

Hanımcıydı, hem de çok.

"İyi peki." Diye mırıldandım kendi kendime, beni duymadıklarına emindim. Erdem elini saçlarıma götürüp oynamaya başladı ancak yüzümü bile çevirmedim ona, benden saklı konuşmalarına bak üzülmüştüm açıkcası.

"Gece yola çıkacağız, sizi uyandırmadan gideriz diye düşünüyorum." Erdem'in konuyu değiştirmesiyle annemlerle başka bir sohbete başlamıştı. Bense onları dinlemiyor, ne konuştuklarını düşünüyordum.

"Keşke zamanı iyi ayarlasaydınız da biraz daha kalsaydınız." Annem iç çekerek konuştuğunda Erdem gülümseyerek bakışlarını benden çekip anneme çevirdi.

"Alev'in okulundan dolayı, yoksa çok isteriz." Erdem'in kibarcık tavırlarıyla nefesimi verdim. Dudaklarımı kulağına yaklaştırdım ve fısıltıyla konuştum.

"Ne konuştuğunuzu yolculukta anlatacaksın." Adeta emir vererek konuştuktan sonra geri çekildim. Erdem sessizce gülüp başını onaylar şekilde salladı. Sadece benim duyabileceğim şekilde salladı.

"Emrin olur, dünyalar güzeli."

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now