- 3.5 -

13.7K 478 28
                                    

Siz: Amacının ne olduğunu anlamıyorum Erdem.

Siz: Ciddiyim. (19.07)

Siz: Bana iğrenç yakıştırmalar yapıp uykusuz bir gece geçirmemi sağlıyorsun sonra da...

Siz:

Siz: Bu! Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Siz: Bu! Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum. (Görüldü.)

Siz: Ve evet, notu gördüm. Engeli kaldır ne ya?

Tatlı Komutan: Ya canım sen engelleyince benim biraz düşündüm, sinirle yanlış şeyler söyledim.

Tatlı Komutan: Sana iğrenç imalar yapmak istememiştim, yaptığımın farkına da çok sonradan vardım. Üzgünüm.

Tatlı Komutan: Gecenin bir saatinde Cenk, Eren evine birisinin geldiğini söylediğinde endişelenm.

Tatlı Komutan: Ve birkaç dakika sonra Altay yanında, dediklerinde sinirlendim. (Görüldü.)

Siz: Neden sinirlendin onu da anlamadım ki!

Tatlı Komutan: Kıskandım çünkü. (Görüldü.)

Tatlı Komutan: Gecenin bir yarısı sevgilimin yanında bir erkek olduğunu bilmek beni kıskandırdı.

Siz: Ben de seni Zeynep'ten kıskanmıştım. Annemin yanına gittiğinde, senin yanına oturup yakın davrandığında ben de sinirleniyordum, sinirleniyorum.

Siz: Ancak hiçbir zaman ne Zeynep'e kötü bir söz söyledim ne de sana, aklımdan bile geçmedi.

Tatlı Komutan: Sen Zeynep'i  kıskanıyorsun? :)

Tatlı Komutan: Bunu bilmiyordum.

Siz: Konu sence bu mu Erdem?

Tatlı Komutan: Bana Erdem demen canımı sıkıyor, nerede komutan?

Tatlı Komutan: Pardon, tatlı komutan. :)

Siz: Seni nasıl kaydettiğime bakmayı bırak Erdem.

Siz: Ve ben sana kızgınım, dediklerini unutmadım.

Tatlı Komutan: Aleevv..

Tatlı Komutan: Hadi canım barışalım, olmaz böyle.

Siz: Demeden önce düşünseydin Erdem.

Tatlı Komutan: Adımı ezberlemeye çalışır gibi neden Erdem diyip duruyorsun?

Tatlı Komutan: Canımı sıkıyorsun. :(

Siz: Cidden çocuk gibisin.

Tatlı Komutan: Bak bunu demene sevindim.

Tatlı Komutan: Çünkü çocukları sevdiğini biliyorum. Yoksa neden ilkokul öğretmeni olasın? :) (Gönderidi.)

Tatlı Komutan: Bebeğim, gönlünü almaya çalışıyorum neden böyle yapıyorsun? (Gönderildi.)

Tatlı Komutan: Yanına mı gelmem gerekiyor konuşmamız için? (19.21)

Tatlı Komutan: Geliyorum canım, geliyorum. (19.28)

-🩶-

Kahvemi hazırlarken bir yandan da bildirimler kısımdan mesajları okuyordum. Umursamıyormuş gibi yapmam umursamadığım anlamına gelmiyordu. Birkaç dakika önce geleceğini, konuşacağını söylemişti. Merakla ve az da olsa kızgınlıkla onu bekliyordum. Ona dedikleri için kırgın değildim, Erdem'in böyle düşünecek birisi olmadığını biliyordum.

Kahvem hazır olduğunda kahvemi alıp salona yerleştim. Tahminimce birkaç dakikaya gelecekti, gelmesini beklerken kahvemden bir yudum daha aldım. Televizyonu açmak için kumandaya uzandığımda kapının zili kulaklarıma doldu, gelmişti. Olduğum yerden hızlıca kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapının deliğinden baktığımda Erdem'i asker üniformasıyla görmüştüm. Eli arkasındaydı ancak görünen pembe yapraklar arkasında çiçek gizlediğini belli ediyordu.

Daha fazla bekletmeyerek kapıyı açtığımda heyecanla gülümsedi. Kapıyı yüzüne kapatmamı bekliyordu heralde?

"Canımın içi!" Erdem heyecanla konuştuğunda kendimi tutamayarak küçük bir kahkaha attım. Gülmeme sevinerek elindeki çiçeği uzattı. Gülümseyerek alıp yanağına bir öpücük bıraktığında yüzü kıpkırmızı olmuştu. "Ben kızgınsın diye gelmiştim."

"Kızgındım." Diyerek onu düzelttiğimde gülümsedi, geri çekilmemle içeriye girdi. Kapıyı kapatıp çiçeği salondaki masanın üzerine yerleştirdikten sonra arkasından ilerleyip salona giriş yaptım. Oturmayıp beni beklediğini fark etmemle gülümsedim.

"Seni kırmak istemedim Alev." Diyerek konuya girdiğinde ciddileştim. Bakışlarını yüzümde gezdirdikten sonra derin bir nefes verdi. "O dediklerim de sana edilen bir hakaret değildi. Nasıl hissettiğimi anlamanı istedim."

"Farkındayım Erdem, beni bilerek kırmak istemediğini de biliyorum ancak senin bu sinirli yönünden..." Nasıl devam ettirebilirdim ki cümleyi? Direkt gözümün önüne gelen kelimeyle devam ettim. "Korktum."

"Korktun mu?" Şaşkınlıkla kaşları havalandığında sessiz kalmıştım. Evet korkmuştum, Erdem'i yanlış tanıyorum sanmaktan korkmuştum. Onun saf ve tatlı kişiliğinin gerçek kişiliği olmaması düşüncesi, beni korkutmuştu. "Bitanem, benden korkmasını istediğim son kişi bile değilsin. Böyle deme ne olur."

"Sinirli hâlinin gerçek kişiliğin olmasından korktum." Diyerek daha çok açtım cümleyi, kaşları mümkünmüş gibi daha çok havalandı.

"Gerçek kişiliğim ne biliyor musun?" Bana doğru yaklaşmasıyla merakla ne yapacağını bekledim. Dibimde durup belime sarıldı. Kalbi tam olarak kafama denk geldiğinde gözlerimi isteğim dışında kapandı. Hızlanan kalp ritmi, kalbimin ritmini yavaşlatıyordu. "Tam olarak bu, sen beni değiştiriyorsun bitanem ancak bu hiçbir zaman korkacağın bir durum olmayacak. Söz veriyorum."

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now