- 2.4 -

15.5K 543 8
                                    

"Bilemiyorum ki, kızgın gibi gözüküyordu." Diye Alya'yla konuşuyordum. Dünkü konuşmamızı detayına detayına anlatmıştım. Alya sohbetin ortalarına kadar gülüp eğlenirken, sigara içtiğimi öğrendiğini söylediğimde suratını asmıştı. "Zaten ondan sonra da kapattım telefonu. Daha ne konuşacaktık zaten?"

"Senin için endişeleniyor, Alev." Kahvesinden bir yudum daha alırken bir yandan da sandalyesinde bir sağa bir sola dönüyordu. "Birden Erdem'in sigaraya başladığını düşün, normal karşılar mısın?"

"Asla." Düşüncesinden bile rahatsız olmuştum. Bıkkınlıkla nefesimi verip baş ağrımı azaltmak için şakaklarımı ovaladım. Dünki konuşmanın ardından uyumamıştım, daha doğrusu uyku tutmamıştı. "Ve ona dönünce onunla konuşacağımı söyledim."

"Tahmin ettiğim durum için mi?" Diyerek gülümsedi. Gülümseyerek başımı onaylar şekilde sallayıp masaya yaslandım.

"Evet, artık bir açıklık gelmesini istiyorum. Bu hafta sonu geleceğini söyledi ancak yanına gitmeyeceğim." Diyebildim zorlukla, gitmek istiyordum ancak başka bir şansım yoktu. Annemlerin geleceği zamana denk gelmesi de benim şanssızlığımdı. "Annemler gelecek."

"Olsun, çocuğun kaçtığı yok ya? Buluşursunuz elbet." Bıkkınlıkla bir nefes daha verdim, asker olduğu için her an başka göreve gidebileceğini düşünüyor, geçirdiğimiz zaman çok az geliyordu. "Uzun süre göreve gitmezler."

"Umarım, Alya." Yaslandığım masadan kalkıp kendime kahve doldurmak için köşedeki kahve makinesine ilerledim.

-🩶-
Birkaç gün sonra...

"Annem geldiniz mi?" Camdan dışarıya, annemlerin arabasını görebilmek için etrafa bakıyordum. Annemlerin arabasını görmemle gülümsedim, gelmişlerdi.

"Kızım geldik şimdi, kaçıncı katta?" Annemin sesiyle camdan uzaklaşıp hızlıca ceketimi giydim, terliklerimi ayaklarıma geçirip kapıyı açtım. Hızlıca merdivenlerden aşağıya inerken bir yandan da annemle konuşuyordum.

"Yanınıza geliyorum, çantaları taşımakta yardımcı olacağım." Telefonu hızlıcs kapatıp binadan uzaklaştım. Beni fark etmeleriyle heyecanla gülümseyip yanlarına doğru koştum. Çok özlediğim babama sarılıp ayrıldım, teker teker hepsine sarılıp ayrıldım. Çok özlemiştim. "Çok özlemişim hepimizi!"

"Ben de özledim prensesimi." Dedi annem mıtlulukla, Arda arabadan çantaları indirirken ben de hızlıca yanına gidip birkaç çanta aldım. "Kızım fazla çanta yok zaten, belin ağrır. Arda alsın."

"Niye? Ben yük eşeği miyim?" Arda bana yapılan ayrıcalıktan rahatsız olmuş olmalı ki söylenmeye başladı. Gülerek yanağından makas aldıktan sonra başımı onaylamaz şekilde salladım.

"Yok anne, taşırım." Bütün çantaları alıp binaya giriş yaptık, asansörü çağırıp gelmesini beklemeye başkadık. Bakışlarımı Arda'ya çevirdim. "Okul nasıl?"

"Abla sen de başlama, iyi işte!" Bıkkınlıkla konuştuğunda gülümsedim, okuduğu kimyagerlik bölümü zordu. Sabahladığı günleri hatırlıyordum, şimdiyse zar zor yetişiyordu. Asansör geldiğinde hepimiz içeriye girdik. Birkaç saniyenin ardından asansör açıldığında cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Hepimiz teker teker içeriye girdikten sonra kapıyı kapattım.

"Annem, babamla sana benim odamı bıraktım. Arda ile ben de salonda yatacağız." Arda'nın kaşları şaşkınlıkla havalandığında neye şaşırdığını anlamaya çalışıyordum. Annemle babam beni onaylayıp çantalarını odalarına götürdüler. Arda ile ben salonda tek kaldığımda Arda bıkkınlıkla nefesini verdi.

"Salonda mı yatacağız?" Kaşlarımı çatıp omzunu hafifçe ittirdim. Arda'nın çantasını salondaki kanepenin yanına bırakıp tekrardan bakışlarımı Arda'ya çevirdim.

"Çocuk musun sen Arda? Birkaç gün dayan işte." Arda, koltukta veya rahatsız bir yerde uyuduğunda bir hafta boyunca söylenirdi. Beli ağrırmış beyefendinin. "İki güne gidersiniz zaten, aç mısın? Sevdiğin poğaçadan yaptım."

"Açım ya! Yolculukta elma yiyip durduk zaten." Annemin huyunu biliyordum, yolculuk boyunca meyve verirdi bize, gülümsedim.

"İyi, ben masayı hazırlıyorum. Sen de uzan biraz." Annemler tahminimce uyumaya gittiler. Uzun bir yolun ardından uyumaya ihtiyaçları vardı, eskisi gibi genç ve dinç değillerdi. Mutfağa gidip dünden hazırladığım bütün yemekleri dolaptan çıkardım. Hepsini teker teker salondaki masaya yerleştirirken zilin çaldığını duydum. "Arda! Kapıya baksana."

"Tamam!" Diye beni onayladıktan sonra salondan çıkarak kapıya doğru ilerledi. Salondan ayrılarak mutfağa gittim. Birkaç mırıldanma duydum. Ardından Arda bana doğru seslendi. "Alev, Erdem denilen birisi seni soruyor!"

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now