69.

4.5K 222 90
                                    

Gözlerimi hafifçe araladığımda ilk işim kıpırdanıp demire bakmak oldu fakat gördüğüm tek şey yokluğuydu yatağın boş olduğunu anladığımıda sersemleyerek doğruldum gözlerimi ovuşturup ayağa kalktım yavaş haraketlerle hala çok yorgun ve argındım bu yüzden yüzümü yıkamak en iyi yol olacaktı yoksa bu uyku mayhoşluğundan kurtulamayacaktım.

İlk işim banyoyaya doğru ilerlemek oldu banyoya girdiğimde ayndaki silüetime baktığımda dudaklarım kendiliğinden büzülmüştü her ne kadar işler yolluna giriyormuş gibi gözüksede çok yıpranmışmıştım eski halimden eser kalmamıştı ruhumun aldığı yaranın yanında bedenimin çöküşü ufacık bir sorundu ama yinede nedensizce kalbimi sızlatıyordu bu görüntüm.
Artık saçlarım kısacıkdı o çok sevdiğim uzun Siyah saçlarım yoktu yıpranmış kısacık saçlar zayıf çökmüş bedenimin yanı sıra gözlerim gerçekten berbattı.

Daha fazla kendimi üzmemek amaçlı yutkunup musluğu açıp avcuma dolan suyu yüzüme çarpıp kendime gelmeyi sağlayabilmiştim yüzümü kuruladıktan sonra yavaş adımlarla banyodan çıkıp merdivenlere yöneldim.

Demirin aşağıda olduğunu düşünüyordum bu yüzden içim biraz rahatı.

Aşağıya vardığımda ilk önce mutfağa göz gezdirdim hemen karşındaki salona baktığımda bomboştu bu evde başka oda da olmadığına göre? aslında odasında da olabilirdi fakat illaki sessini duyup gelirdi ama her ne olursa olsun bıkınca yorgun adımlarla yukarı çıkıp odasına da göz gezdirdiğimde demirin evde olmadığını gayet iyi anlamıştım derin bir nefes alıp merdivenleri inip salona doğru yürüdüm kanepeye yorgun bedenimi atığımda.

Demirin nerede olduğunu düşünmeye başlamıştım bile,
günün erken saatlerinde beni bırakıp nereye gitmiş olabilirdi ki? tâbi ya emir?onun yanında olabilir miydi depoda olabilir miydi?gece oraya hiç gitmemiş ve bir telefon görüşmesi de yapmamıştı yani bütün gece emir oradaydı muhtemelen ben uyuyorken oraya gitmişti derin bir nefes alıp ayağa kalktığımda tekrar hızlıca merdivenlere yönelip elbise odasına girip hâlâ yeri yerinden duran elbiselerime göz gezdirdim.

Derin bir iç çekerken üstüme rahat elbiselerimi alıp giymiştim saçımı hızlıca at kuyruğu yapıp merdivenlere yöneldiğimde çıkış kapısına yönelip hızla ayakkabımı giydim kalp ritimlerim artarken aslında korkuyordum onu orda bulmaktan bana kızmasından çünkü dün gece beni defalarca uyarmıştı.

Ama buna izin veremezdim ben demirin bu gibi işlerden kurtulmasını isterken onun adam öldürmesine göz yumamazdım üstelik daha yeni ayağa kalkmışken bu işlere bu hızla atılamazdı.
Nerdeyse etrafımız bilmediğimiz düşmanlarla doluydu ve benim bu konuda en ufak fikrim yok belki demirin de yok bu yüzden her an dikkatli olmamız gerekiyor demir şuan zayıf ve köşesine çekilmiş bir durumdayken beljkide bunu bekliyor olabilirlerdi bu yüzden buna izin veremezdim.

Deponun kapısına geldiğimde Aralık olduğunu görmüştüm sanırım burdaydı tahmin ettiğim gibi göreceğim manzaraya kendimi hazırlarken derin bir nefesle depoya girdim.

Demirin bedeni bana dönüp bakışları beni bulduğunda dudaklarımı ısırmaktan başka birşey yapamadım
Gözlerimi ondan çektiğimde emirin depoda olmadığını ve demirin elinde bir bez parçası olduğunu görmüştüm.

Yavaş adımlarla ona yaklaştığımıda oda bana yaklaşıyordu

"Günaydın güzelim"

Demirin soğuk tok sesi kulaklarıma ulaştığında ürkmeme sebep olmuştu yerdeki beze baktığımda üstündeki kan lekerini görmemle gözlerimin demirin ellerine kayması bir oldu eli temiz dururken dudaklarımı aralayıp konuştum

Mafya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin