Bölüm 1

1.6K 64 46
                                    

 ;)

///***///

Bugünün benim en mutlu günüm olması gerekiyordu, gerçi öyle de başlamıştı. Fakat şu saatte, kaderin kötü bir cilvesiyle, zavallı ben, odama kapanmış hüngür hüngür ağlıyordum. Nasıl bu duruma gelmiştim? Küçük bir yanlış anlaşılma yüzünden, ipek ilmek, boynuma geçmek üzereydi ve kurtulmak için benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Bir rezaleti göze alamazdım. Beybabam ve hanımannem bu münasebetsiz asiliğime bir kılıf uyduramazlardı.

Mendilime sümkürürken dadım Münevver aceleyle odaya girdi. Beni salya sümük ağlarken görünce yumuk yüzünü çekilmez hale getiren bir kaş çatışla söylenmeye başladı.

"A benim tez çeneli yavrum!" dedi elimden mendili kaptı. Onaylamaz bir bakışla, salyalarım sayesinde iyice ıslanmış mendile baktıktan sonra, işe yaramayacağına kanaat getirmiş olacak; mendili omzunun üstünden attı. Bir yenisini almak için komodine eğildi. "Kendini harap etme artık kuzucuğum. Olacak olan olur, ağlama."

Temiz bir mendille doğruldu ve yüzümdeki yaşları kurulamaya başladı. "Bak hasta olacaksın, sonra. Kıyamam sana nazlı çiçeğim."

"Münü, ben o adamla evlenmek istemiyorum."

Eli belinde doğruldu. "A, kızıyorum ama! Başa gelen çekilir. Sen kaşındın."

Elbisesinin eteklerine sarıldım. "Bir çare bul Münü, bu değildi benim istediğim. Behzat'tan başkasına varmam ben. Öldürürüm kendimi!"

"Tövbe, tövbe! Ağzından yel alsın." dedi korkuyla. "Sakın ha! Günahkâr şeyler düşünme!"

Yalvaran gözlerle, küçüklüğümden beri aşina olduğum yüze baktım. Derdime çare bulamayacağını biliyordum ama bir ümit, aklına son anda bir şey gelir diye yalvarmaktan da geri kalmıyordum. Nice yaramazlıklarımı örtbas etmiş bu tatlı kadın, kendi ellerimle odunu bastığım bu cehennemde beni yalnız bırakmıştı. Yüzümü mis kokan ellerinin arasına aldı ve alnıma bir öpücük kondurduktan sonra gözlerime baktı.

"Ay parçası güzel kızım, misafirlerimiz teşrif etti, edecek. Sen babanın asaletine yakışır bir duruşla konukları karşıla, gayrisini sonra düşünürüz."

Bileklerine sarıldım, saatlerdir ilk defa yüzüm gülüyordu. "Sahi mi? Bir çıkar yol bulacak mısın?"

Boncuk gözlerini tavana bıkkınca dikti. "Dolanmış bir yumak ipe, kaldır götür der beni eşiğe!" diye söylendi ve başını sallayarak yanaklarımı okşadı. "Akıllı uslu olursan bir çaresini bulabiliriz Yasemin'im. Bugün istenirsen, akşama bohçanı eline verecek değil ki, beybaban."

"Bunları da göndersin." dedim suratımı asarak. "Daha öncekileri göndermişti ya."

Münevver bıkkınca soluklandı ve doğruldu. "Aynı şey mi? Sen adama ümit ver sonra da kapıdan döndür. Ayıp kızım." dedi ve gözünü kıstı. "Bakarsın hoşuna gider, pek iyi bir gençmiş duyduğuma göre. Baban, bu sefer ki talibinden pek hoşnut görünüyor."

Omzumu silktim. Daha önce karşılaşmıştım ama nasıl biri olduğuna zerre dikkat etmemiştim. Gözlerimi kamaştıran başka bir güneşin parlaklığıyla mest olduğumdan, onun ışığı altındaki diğer canlıları, aşık gözlerim es geçmişti. Cemiyette sürekli ismi geçtiğinden değildi bu hayranlığım. Nice kızlar aşkından ölüp bitiyordu, biliyordum. Bense kayık sefasında gözlerimiz birleştiğinden beridir... O dakikadan itibaren zavallı kalbim, maşuk Behzat'ın hayaliyle dolup taşıyordu. O bahçe yürüyüşünde öylesine gördüğüm gönlümün şehzadesi, ilk karşılaştığımda aklımı çelmişti. Beni peşinden sürüklemişti.

Kalpten ÖteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin