Bölüm 6

346 47 14
                                    

Dadım Münevver'in gür sesi, oda kapısının ardında duyulduğunda, uyku mahmurluğunu üstümden atmaya çalışarak döşeğimde dönüyordum. Kapı bir kere çalındı ve ilk önce dadım, ardından da annem odaya hücum etti.

"Uykucu kızım kalk, kalk!"

Annemin sesiyle toparlandım. "Hayrolsun inşallah!"

Dadım kıkırdayarak geride kaldı, annem ise yatağıma oturdu. "Hayır, hayır!" dedi zapt etmeye çalıştığı bir heyecan ile ekledi. "Aşağıda bir ulak var Yasemin."

Doğruldum ve anneme devam etmesi için baktım. Annem benim tersime giyinmiş ve sabah faslını kapatmıştı. Konuşmayınca dadıma bir bakış attım. O hala eliyle ağzını kapatmış, kırmızı yanakları daha bir al olmuş bana bakıyordu. Gözleri yaşlı mıydı? Yeniden anneme baktığım da aynı yaş parlaklığını onun gözlerinde görünce panikledim.

"Ne oldu anne? Kötü bir şey mi yoksa bu hayır dediğin şey?"

Annem saçlarımı okşadı ve parmağıyla çenemin altından tutup özlemle yüzüme baktı. "Canım kızım, sana görücü gelmek isteyen bir aile var. Bizden haber bekliyorlar."

Dadım cilveli bir sesle lafa girdi. "Şu mektup gönderdiğin gencin ailesi!"

Dehşetle titredim. "Ne... Ne mektubu?"

Annem yorganın üstünde buz gibi olmuş ellerimi yakaladı. "Biliyoruz Yasemin, geçen gittiğiniz piknikte birini beğendiğini ve ona name düzdüğünden haberimiz var."

Münevver bize yaklaştı. "Gerçi tüm âlemin de haberi var ya neyse! Hayriye'nin koca çenesi..." derken ağzını kapattı. "Özür dilerim Afife Hanım, ağzımdan çıkıverdi."

Annem elini salladı. "Boş ver o çaçaronu şimdi Münevver." Bana dikkatlice baktı. "Yasemin, ulağa ne cevap verelim? Sen bu genci istiyor musun?"

Yerin dibine daha girmediysem de, bu sorudan sonra girmek için neden beklediğimi bilemedim. Rüya mı görüyordum? Behzat beni ailemden isteyecek miydi? Umudumu kesmişken aniden gelen haberle ne soluk aldım, ne de konuşabildim. Annem parmağını yüzümün önünde şıklattı.

"Kızım, sana kızgın değiliz. Eninde sonunda evleneceksin, bunu gönlündeki kişiyle yapmanı tercih ederiz. Ayrıca sen bilmiyorsun ama son iki gündür bu mesele herkesin ağzında. Duymayan kalmamış."

"Nasıl?" diye güçsüzce konuştum. Allah'ım bir soğuk basıyordu bir de sıcak... Bir utancın ezikliğiyle başımı duvara vurasım geliyordu, bir de Behzat'ın ilgisine sahip olduğum için kanatlanıp uçasım geliyordu.

Annem doğrulup kaşlarını çattı. "Bir kere daha soracağım, sonra ona göre halin çaresine bakacağım. Yasemin sen bu adamı istiyor musun? İstemiyorsan ona göre ulağı göndereceğiz, istiyorsan da hazırlık için çok az vaktimiz var. İnsanlar öğleden sonra geleceklermiş."

Bugün! Öğlenden sonra! Ne çabuk! Çok fazla düşünmedim. "Evet, evet..." diye kekeledim. "Yani karar sizin anneciğim ama ben o genci beğendim."

Annem gözlerini yüzümde okşarcasına gezdirdi ve bana bakan gözlerinde belirmeye başlayan yaşları gizlemek için doğrulup ayağa kalktı.

"Tamam, öyleyse, öğleden sonra gelsinler. İstesinler. Münevver, sen Yasemin'e yardım et." Sesindeki titreme gittikçe artıyordu. "Ben de ulağı gönderip Sadık Muhsin Bey'e kızımızın kararını söyleyeyim."

Annem apar topar odadan çıkınca şaşkınlıkla dadıma baktım. Kadın artık basbayağı kendini tutmayı bırakmış, hüngür hüngür ağlıyordu. Yataktan fırladım ve dadıma sarıldım. Bana sıkıca sarılan Münevver sitemli ve ıslak bir sesle söylenmeye başladı.

Kalpten ÖteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin