ARKADAŞLIKLAR

46.7K 2.5K 223
                                    

multimedyada GİZEM VAR

" Oda neydi öyle?"

Oğuzun sorusuyla normal zamana dönmüştüm. Gözlerim yanımda şaşkın duran çocuğa kaydığında, benimde ondan farklı bir yanım yoktu. Adam fırtına gibi esip geçmişti. Bahçede büyük bir fısıltı hâkimdi. Herkes aynı şeyi düşünüyor gibiydi. Bir anda etrafa yayılan düdük sesiyle tüm sesler başladığı gibi hızla kesilmişti. Herkes yeniden merdivenin olduğu yere odaklandı. Artık orada başka bir kişi duruyordu. Madalya ve yıldızları vardı ama onun dışında hiç birinde aksesuar yoktu. Bakışları o kadar katıydı ki, kendimi Nazi kampında hissetmemek oldukça zordu. Bir süre sadece düdüğün tiz ve kulak tırmalayan sesini dinledik. Sonra bahçe yeniden sessizliğe gömüldü.

" Çaylaklar." Dedi bir kadın sesi. Ama öyle çıt kırıldım bir ses değildi bu. Kontrollü, güçlü ve itiraza mahal vermeyen bir sesti. Gözlerim sahibini bulduğunda yanılmadığımı da anlamıştım. Biraz önce müdürün durduğu yerde duruyordu. Elleri arkasında, rahat durumuna geçmiş bir asker gibiydi. Başına diğerleri gibi siyah bir kep vardı. Saçları benim gibi koyu renk ve atkuyruğu yapılmıştı. Oldukça sert bir mizacı vardı.

" Bugünden itibaren sizin denetmeniniz benim. Hepinizin en berbat en acınası hallerinize tanıklık edecek zavallı ne yazık ki bu sene ben oldum. Ama sakın ola ki aklınızdan en küçük hatanın af olacağına dair düşünceler geçmesin. Ben hata kabul etmem. Yasaklar hepiniz için aynıdır ve uymayan aynı şekilde cezalandırılacaktır." Nedense bu ses tonu ve bu cümle beni ürkütmüştü. Sanki burada olanları kendileri seçmemiş gibi birde üstüne tehdit ediyorlardı. Buraya geldiğimize göre bu tarz saçmalıklarla uğraşmayacağımızı biliyor olmaları gerekiyordu. Ama yine de bizi korkutma fırsatını kaçırmak istememişe benziyordu. Ama bu bir yandan da hoşuma gitmişti. Sözleri değildi hoşuma giden, tavrıydı. Güçlü ve kendinden emin bir kadın görmek bana iyi geliyordu.

" Hepiniz yanınızda saçma sapan gereksiz şeyler getirdiğinizi görüyorum. Burasını tatil köyü mü sandınız?" Kalabalık arasından gülüşme sesleri duyuldu. Ama ben gülememiştim. Bu kadın oldukça dikkatimi çekmişti. Ve şu andan itibaren idolüm olmuştu.

" Hepiniz elinizdeki valizleri girişteki görevlilere teslim edin. Birkaç kişisel eşyanız dışında hiç birine ihtiyacınız olmayacak. Burada gereken her şey sizin için temin edilecektir. Bu konuda anlaştığımızı düşünüyorum. Anlaştık mı çaylaklar?"

Kalabalıktan belli belirsiz mırıldanmalar yükselmişti. Kadının dudaklarının sinirle gerildiğini görmek beni şaşırtmamıştı. Disiplinli bir kadın olduğunu anlamak güç değildi. Sadece disiplinli değil ayrıca ilkeleri vardı. Ve şu an bizden memnun olmuşa benzemiyordu.

" Demek ki anlaşılmamış." Diye bağırdı kadın. Hemen ardından da " Anlaşıldı mı?" diye bağırdı yeniden.

Etraftakiler şaşırmış gibi görünse de " Anlaşıldı." Dedi kalabalık. Ama kadın bundan da memnun olmamış gibiydi.

" Anlaşıldı efendim diyeceksiniz. Evet, bir daha alıyoruz. Anlaşıldı mı?" dedi ve elini kulağına götürüp bizi dinlemeye başladı.

" Anlaşıldı efendim." Dedik aynı anda. Bu kez oldukça güçlü ve kontrollü bir ses çıkmıştı.

Kadın memnun olmuşcasına başını salladı. İşimizin hiç kolay olmadığını bu şekilde anlamıştım. Kadın çok sertti. Ve bazı şeylerde takıntılı görünüyordu.

" Allah bu kadını alana kolaylık versin." Dedi Gizem bizim duyacağımız bir sesle. Oğuz'la ben kıkırdamaya başladık. Aynı şeyi düşünüyorduk.

" Ama taş gibi hatun. Boy desen boy, endam desen endam, kariyer desen kariyer..."

" Ceza desem?" Diye uyardım onu. Kadın hala orada duruyordu ve konuşması bitmiş gibi de durmuyordu. Oğuz bu yanıtımdan sonra önüne döndü. Kadın yine baştaki rahat haline geri dönmüştü. Ellerini arkasında birleştirip kendi arasında olan kalabalığa odaklandı.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIWhere stories live. Discover now