GERGİN

28.1K 1.5K 315
                                    

Arkadaşlar facebook hesabı kullananları daha doğrusu facebook sayfama bekliyorum. İkinci kitabın ismini  ve ikinci kitap hakkında bilgiler ve sohbetleri gurup üzerinden yapacağım. Güzel yorumlarınızı bekliyorum


" İnci!"

Salondan yükselen sese iç çekerek karşılık verdim. Birkaç metrekarelik bir ev içinde bağırarak anlaşma sadece bize özeldi. Birkaç adım atsa odama girebilecekken bağırmayı tercih eden tembel bir arkadaşım vardı. Ve arkadaş olduğumuzdan aynı şekilde karşılık vermem beklenirdi.

" Gizem bağırıp durmayı kes de odaya gel." Diye bağırdım bende. Ona bağırma demek için bağırmak apayrı bir durumdu. Biri bizim bu halimizi görse düşünmeden bakır köyü arar, bizi teslime derdi.

Elimde tuttuğum maşayla saçlarımla uğraşmaya kaldığım yerden devam ettim. Koridordan ayak sesleri gelmeye başlamıştı. Yani bağırmak yerine normal yolu tercih etmişti. Büyük gelişme. Bir yandan mızmızlanıp diğer yandan yürüyordu. Ama onunla uğraşmak için yeterli vaktim yoktu. Cem'in beni davet ettiği yere gidebilmek için hazırlık yapmam gerekiyordu. Nereye gideceğimizi sormuştum ancak Cem buna yanıt vermemişti. Bunun üzerine Burak'ta yardım istemiş ve Cem'in bu gün beni nereye davet ettiğini öğrenmesini istemiştim. Çok geçmeden de bana geri dönüş yapmış ve Selim Kuzey'in imparatorluğunun 30. Yıl dönümü olduğunu öğrenmiştim.

Güney bunu duyunca aksi bir tepki vermemişti. Aksine sona yaklaştığımızı söyleyip gitmemi istemişti. Bu işte kurtulmak için oldukça hevesliydi. Ne yalan söyleyeyim ben de hevesliydim. Dün, Kübra'yı o şekilde ağlarken gördükten sonra bir an önce bu işe bir son vermek istiyordum.

Masamın üzerine siyah renkli kocaman bir paket bırakınca, dikkatimi çekmeyi başarmıştı. Gözüm önce kocaman süslü pakete kayı. Daha sonra bilmiş bir şekilde gülümseyen Gizem'i buldu. " Sana bir paket var." Dedi sanki görmüyormuşum gibi.

Ayağa kalkıp mor kurdelelere dokundum. " Gerçekten mi?" diye sordum alayla kurdeleden birini parmaklarımın aransa alırken. " Güney mi gönderdi?" tuttuğum kurdeleyi çekip düğümlerden birini açmayı başardım.

" Hayır, Cem'in şoförü getirdi." Dedi. Elim kurdelenin üzerinde kalakalmıştı.

" Cem'in şoförü mü? Ne alaka şimdi?"

Omuzlarını silkti. " Hadi aç da bakalım ne alakaymış. Cidden sana nasıl bir şey gönderdi merak ediyorum." Dedi heyecanlı bir şekilde. Benim açmak için acele etmediğimi görünce de elimi kenara itip kaldığım yerden açmaya devam etti. Ben ise Cem'in neden böyle bir şey yapma gereği duyduğunu düşünüyordum. Bu gece onun için çok önemli olmalıydı. Ancak eğer bu tahminim doğruysa yani bu gün Cem için bu kadar önemliyse beni neden yanında götürmek istediğini merak etmiştim.

Neyin peşindesin Cem? Beni böyle bir yere götürerek ne amaçlıyorsun? Bunu düşünüyordum ama mantıklı bir cevap bulamıyordum.

" Vayy." Dedi Gizem abartılı bir tepkiyle. " Bu nasıl bir şey."

Ne dediğini görmek için başımı Gizem'e doğru çevirdiğinde, elinde tuttuğu elbiseyle göz göze geldim. Gerçekten bu nasıl bir şeydi böyle? Biraz önceki tüm düşüncelerim uçup gitmişti. Yerine Gizem'in elinde tuttuğu olağanüstü harika elbiseye duyduğum hayranlık kalmıştı.

Bordo renkte eteği olan, üst kısmı siyah dantellerden yapılmış fakir kol muhteşem bir elbise vardı Gizem'in ellerinin arasında. Giyinmeden bile görebildiğim oldukça dikkat çeken yırtmacıyla tüm dikkatleri üzerime çekebileceğim türden bir şeydi. Gösterişli bir yere gidecek olduğumun farkındaydım ama Cem'in bu işi bu denli önemsediğini şimdi öğrenmiştim.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin