BARUT'UN ATEŞİ

40.9K 1.8K 227
                                    

YENİ BÖLÜM SİZLERLE... YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :D

İNCİ

Sanırım hayatımın en tuhaf ama en güzel tatilini yaşamıştım. Tuhaftı çünkü Zehir'in saçma sapan hareketlerine katlanmak zorunda kalmıştım. Oysa onunla her şeyin düzeldiğine emindim. Ancak Güney'le aramızdaki ilişkiyi açıkladıktan sonra tüm tavırları, bir anda filin geri sarılması gibi eskiye dönmüştü. Onu hiçbir zaman kesin olarak anlayamamıştım. Şu anki tavırları da bana farklı gelmemişti. Ancak tuhaftı işte. Bu tavırlarının, Güney'le aramızdaki ilişkiden kaynaklandığını düşünen yanıma söz geçiremiyordum. Her ne kadar göz ardı etmek istiyor olsam duymazdan gelsem de olmuyordu işte. Bir yanım hep orada takılı kalmıştı.

Tatilim güzeldi çünkü Güney'le birlikteydim. Artık aramızda can sıkıcı sorunlar kalmamıştı. Tüm sırlar ortaya dökülmüştü. Bu hayatımın en önemli ve paha biçilmez anlarından biriydi. Güney benim hayallerimin hayat bulmuş haliydi. Sonra bir de birlikte aldığımız görev vardı tabi. Sonra en yakın arkadaşlarım artık birlikteydi. Beraber oldukça önemli bir göreve verilmiştik. Bu da demek oluyordu ki, müdürün bir şekilde gözüne girmiştik. Aksi takdirde bu kadar erken bir görev almamız oldukça zordu. Bütün bunları ele aldığımda çok büyük bir mutluluğu ucundan yakalamayı başardığımın farkındaydım. Ve zorluklardan sonra elde etmeyi başardığım bu mutluluğu bırakmayı kesinlikle düşünmüyordum. Bunun için sonuna kadar savaşmakta kararlıydım.

Şu an Güney'le el ele bir halde MGS'de yürümek bile benim için hayalken şu an o hayalin içindeydim. Ona güveniyordum. Bütün bu sorunların çok yakında biteceğine olan inancım tamdı. Sadece bu gün... Bu günden sonra zor zamanlar bitmiş olacaktı. O yüzden sadece bu gün cesur olmam gerekiyordu. Tüm o bakışlara karşı oldukça dik bir şekilde durmam gerekiyordu. Elimi tutan adam gibi cesurca tüm o bakışlara, aşağılayan sözlere göğüs germem gerecekti. Tabi bir de Yeliz vardı. O sanırım en kolay kısmıydı. Ona bir ceza vermem bekleniyordu ve bu onun en büyük cezası olacaktı.

Bahçe tamamen boştu. Büyük olasılıkla herkes dersteydi. Doğru ya hiç saate bile bakmamıştım." İşte başlıyoruz." Dedim sesli bir şekilde. Bu sesim duyan küçük ama bir o kadar alaycı gurubumu güldürmeye yetmişti. Benim gerginliğim onların eğlencesi olmuştu.

" Güney... Şey Barut "dedi düzelterek. " Bu anı ona unutturmayacağım. O yüzden uzun bir süre onunla dalga geçersem beni öldürmezsin değil mi?" diye sordu Oğuz gülerek. Yumruğumu sıkıp havada ona doğru savurdum. Amacım vurmak değildi. Vurmadım da zaten.

" Birincisi, yalnızken Güney diyebilirsiniz. İkincisi bu eğlenceden sizi nasıl mahrum edebilirim? Sizin arkadaşınız. Ne istiyorsanız yapabilirsiniz."dedi ciddi bir şekilde. Ona iki gözüm kocaman bir şekilde açılmış halde bakıyordum. Haindi. Ama arkadaşlarımın yanında lafı bile kalmıyordu.

" Senin sevgililik el kitabının on üç küsürüncü maddesi gereği beni savunman falan gerekmiyor muydu? " diye sordum. Bu üçünü daha fazla güldürmekten başka bir işe yaramamıştı.

" Öyle bir kitap mı var?" diye sordu Gizem. " İlginç ben daha önce duymadım."

" Duyamazsın tabi. En son okuduğun kitap neydi kızım senin?"

Elini çenesine götürüp düşünür gibi yaptı ama bunun sadece oyalama olduğunun farkındaydım. Çok fazla ümidim yoktu bu konuda. Ama o Gizem'di değimli. Şu an beni şaşırtma olasılığı da vardı. " Cin aliydi sanırım. Net hatırlamıyorum." Dedi oldukça neşeli bir sesle. Ben onun yerinde olsaydım bunu söylemeye utanırdım. Edebiyat düşmanları...

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin