OFİS

24.3K 1.3K 87
                                    


Araba kocaman bir alana inşa edilmiş olan holdingin otoparkına girdiğinde, görevli bir adam koşarak bize yaklaşmıştı. Cem kendi kapısını açtığından doğrudan benim tarafa geçip kapımı açmıştı. Ben de usulca arabadan dışarıya çıkmış ve düşman sınırlarına giriş yapmıştım. Bunca şeye katlanma nedenime yaklaşmıştım. Arabanın önünden dolanıp Cem'e yaklaştım. Onun beni sahiplenişine izin vermek durumundaydım. Bu yüzden belimi kavraya eline ses çıkarmadım. Beni asansöre yönlendirmesine izin verdim.

O gideceğimiz katın düğmesine basarken, ben tamamen camdan yapılmış olan asansörden holdingi izlemeye başladım. Okuldan çıkmadan önce Gizem'le lavaboya gitmiş ve gözlüklerimi takmıştım. Güney ve diğerlerine ofise geçtiğimi haber vermiş ve yaptığımız planın başlama düğmesine basmıştım. Bu görevde Yeliz ve Gizem dışında herkes vardı. Onlar için bir görev olmadığından huzurlu evlerinde dinlenmeye başlamışlardı muhakkak. Ben ise şu an aslanın inine giriyordum.

Tüm holdingi apaçık şekilde izlerken Zehir'de benimle aynı anda gördüklerimi ekrandan izliyordu büyük olasılıkla. Asansör durduğunda, Zehir'in de görmesi için kaçıncı kat olduğuna baktım. 10. Kat da durmuştuk.

Açılan kapıdan yavaşça çıkıp tertemiz koridorlarda yürümeye başladık. O etrafa bakındığımı düşünürken ben tüm güvenlik kameralarını Zehir'e bildirmekle meşguldüm. Buraya bir daha gelmek zorunda kalırsak gerekecekti. Umarım ben bu gün halledebilirdim de buna gerek kalmazdı. Ancak her zaman olduğu gibi işimizi şansa bırakamazdık. Bu yüzden B planı için bunlara gerek vardı.

Siyah camla kaplı bir odaya yaklaşırken, odanın dışında bir masada oturan kadın ayağa fırlamıştı. Yirmili yaşlarda olduğunu tahmin ediyordum. Uzun siyah saçları dalgalar halinde omuzlarından dökülüyordu. Bir ton makyajla şekillendirdiği güzel bir yüzü vardı. Bu güzellik makyajdan mı kaynaklanıyordu yoksa doğal mıydı emin değildim. Bunu anlamak için sanrım Gizem olmam gerekiyordu. Bu onun uzmanlık alanıydı.

Ama benim uzmanlık alanıma gelirsek, Cem'i tanıyordu. Bunu çekinmeden yönelttiği şehvetli bakışlarından anlamak zor değildi. Cem'den hoşlanıyor olduğunu düşünmüyordum. Ona o gözle bakmıyordu. Cem, onun için bir sınıf atlama aracıydı büyük olasılıkla. Gerçekten acınasıydı. Sonunda Cem'den ayırdığı bakışlarını bana yönelttiğinde, ben de ona aynı şekilde bakmayı sürdürüyordum.

" Babam içeride mi?" diye sordu Cem.

Kız bunu duyar duymaz bana olan ilgisini kaybetmişti. " Hayır Cem Bey." Dedi olması gerekenden daha fazla büyük bir mutlulukla. Gerçekten Yeliz'den daha kötüleri de vardı. Hakkını yememek gerekirdi. " Babanız şu an toplantıda. Ama siz içeride bekleyebilirsiniz " bize kapıyı işaret etmişti.

" Sonra gelmek ister misin?" kıza bakmayı kesip Cem'e döndüm. " Babamın işi uzun sürebilir. Boş yere beklemenin bir gereği yok."

" Buraya kadar geldik. Bekleyebiliriz..." dedim. Ancak ikna olmuş gibi durmamıştı." Lütfen." Diye de ekledim. Tuttuğu nefesini bırakıp, biraz önce kızın gösterdiği kapıya baktı.

" Seni kırmak neden bu kadar zor?" Dedi kapıya doğru yürürken. Ben de hemen arkasındaydım. Kapının normal bir kilitle değil de son trend olan şifreli kilitle korunduğunu görmüştüm. Bu bir nevi daha kolay ve daha tuhaftı. Kolaydı çünkü şu an şifreyi görmesem de kırması saniyeler sürerdi. Tuhaftı çünkü eğer burası sadece basit bir şifreyle korunuyorsa doğru yer olmayabilirdi. Eli şifrenin üzerine gitti. Ne yalan söyleyeyim çok da sorun etmiyordum. Görmesem bile olurdu.

" Teşekkür ederim."

Tuşlara basmadan bana döndü. " Teşekkür mü? Ne için?"

" Beni kırmadığın için tabi." Dedim bir çırpıda. Aslında buraya getirdiği için, babasına yaklaşmamı kolaylaştırdığı için teşekkür etmiştim. Ama bunu bilmesine gerek yoktu. Bana sıcak bir gülümseme sunarak hızla tuşların üzerinde gezindirmişti elini. Ben bile görmüşken Zehir çok rahat görmüş olmalıydı. Bu yüzden açılan kapıdan rahatça içeriye girdim.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIWhere stories live. Discover now