~32~

467 30 10
                                    







Multi Kayra.

Keyifli okumalaar.

------------

Yanımda ki cam kurşun nedeniyle kristal bir sesle parçalanırken yanağımda ki yanma hissiyle kenara çekildim.

"Doğa!" tuvaletin dışından gelen sesle hemen kapıdan dışarı baktığımda Kayra'yı gördüm. Beni görür görmez gözleri açılırken daha hızlı bir şekilde yanıma geldi ve hemen yüzümü ellerinin arasına alıp yüzüme baktı.

"Ka-kayra, Rüzgar!" ardından Rüzgarın küfrünü duyunca ikimizin de bakışı içeriye döndü.

"Orospu çocuğu!"

Serdar, Rüzgarın baldırına bıçağı saplamıştı ve yerde harap bir şekilde duruyordu.

"Mete, Emir nerede? Buradan nasıl çıkacağız!" diye inlerken Rüzgarın ayakta zorlanarak durduğu bedenine ilerledim. "Yürüyebilecek misin? Çıkmamız lazım, gel." Diye seri halde konuşurken aynı zamanda elimi kolumu nereye koyamayacağımı bilemeyerek şaşkın hareketlerde bulunuyordum.

Rüzgar'ın gözü omzumun arkasına ilişirken yüzü kasıldı ve beni elinden geldiğince arkasına çekmeye çalışırken "Dikkat et!" diye de haykırmıştı. Onun bu hareketiyle benimde gözüm arkaya kayarken Serdarın silahı bana doğrultmuş olduğunu gördüm. Gözlerimi anın etkisiyle yumarken silahın yere düştüğünü belirten bir ses duyup gözlerimi geri açtım.

"Harbi orospu çocuğuymuşsun." Diye konuşan Kayra'ya baktığımda yere eğilip silahı aldı. Serdar canının acıdığını belli eden sesler eşliğinde elini tutuyordu. Sanırım Kayra'nın tekmesi Serdarın elini bulmuştu.

"Kayra, Serdarı al götürmemiz lazım." Diye sakince konuşan Rüzgara baktım. Yüzünde canını acıdığını belirten ufak bir mimik bile yoktu ama alnı ter içindeydi, yüzünde ki kan çekilmiş, bembeyazdı.

"Onunla sonra ilgileniriz ilk önce biz çıkalım." Serdara döndüm ve "ne de olsa son görüşmemiz değil." Dediğimde geri Rüzgara döndüm. Yüzünde itiraz etmeye hazır bir ifade yer aldığında üzerine bastıra bastıra tekrar ettim. "Biz gidiyoruz, o kalıyor."

"Daha fazla burada kalamayız." Diyen Kayra'ya baktım lavabonun üstüne çıkmıştı ve tuvaletin üstünde ki camı açmış çıkmaya hazır bizi bekliyordu.

"Rüzgar hadi." Diyerek Rüzgarı tuttum ve oraya doğru ilerlettim. İlk önce Kayra pencereden çıkıp bize döndü ve çıkmam için elini uzattı.

"Rüzgar tek çıkamaz onu tut." Kendimi sakin tutmam gerekiyordu çünkü titreyen ellerimin kimseye bir faydası yoktu.

"Doğa," lafını kestim ve "Acele et Rüzgar!" diyerek onu lavaboya çıkması için tuttum.

Kayra elini uzatıp onu yukarı çıkartırken Rüzgarın yüzünü buruşturduğunu gördüm. Sonunda acıya dair bir tepkisine şahit olduğum için sevinmeli mi yoksa üzülmeli miyim bilemedim.

İki elimi lavabonun kenarına koyup kendimi yukarı kaldırırken Serdarın iğrenç sesini duydum.

"Beni öldürmeye çalıştılar! Kaçıyorlar!" diye dışarıya doğru bağırdığında buraya doğru koşan bir sürü adım sesi duydum. "Hadi Doğa!"

Serdar bana döndü ve gülümsedi. Kaşlarım çatık onu izlerken lavabonun üstüne çıkıp elimi Kayraya uzattım ki Rüzgar elimi yakalayıp beni kendisi yukarı çıkarttı.

"Yaralı olmamı Doğa'nın elini tutmak için bahane görme." Diye tısladı Rüzgar. Kayra onu takmayarak çabuk dedi be Rüzgarı yerden kaldırdı.

Zamansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin