27.Bölüm "YARI ÇIPLAK"

52.3K 1.7K 931
                                    

“Ceren...”

“Kızım, kalksana.”

“İlla çiçek mi getirelim?”

“Ceren...”

“Su getiriyorum bak?”

Küçük bir sessizliğin oluşturduğu büyük rahatlama... Tekrar uykunun huzur verici kollarına balıklama atılıyorum...

“Sırılsıklam olmana üç saniye var...” Ne diyordu bu?

“Üç...” Yeni yeni uykum dağılıyordu. 

“İki...” Su!

“Bir...” Sözcük abimin dudaklarından çıkar çıkmaz yastığımdan kafamı kaldırdım ve oturur pozisyona geçtim. Önceliğim elinde bir pet şişe veya sürahi aramak oldu fakat hiçbir şey göremedim. Uykusuzluğun verdiği baş ağrısıyla elimi asabice saçıma daldırıp tekrar kendimi arkaya bıraktım. "Git başımdan, abi!"

Kollarımı kavradı. "Hiçbir yere gidemem, küçük hanım. Okula geç kalıyorsun."

Kolayca beni tekrar yastığımdan ayırıp yerimde dikleştirdi. "Abii," diye sızlandım kafamı yana yatırarak. "Bugün gitmeyeceğim okula. Lütfen, biraz uyuyayım."

Yarı açık gözlerimin aralığından gördüğüm kadarıyla kaşlarını havaya kaldırdı. "Bu kararı neye göre aldın ve kime sordun?"

Uykusuzluktan adeta yalvarmaya başladım. "Abi... Bütün gece ayaktaydım. Lütfen izin ver."

"Neden?" diye sordu kaşlarını çatıp. Ben cevap vermeyince "Bana bak," dedi dikkat çekmek istercesine. "Çağatay bir şey yapmadı, değil mi?"

Gözlerim kendiliğinden başka tarafa kaydı. "Hayır. Onunla bir ilgisi yok."

"Çiçek niye yollamadı, o zaman?"

Gözlerimi tam açıp, sesimi biraz yükselttim. "Ne bileyim abi? Ayrıca, hergün yollamak zorunda değil. Yapmam gereken bir proje vardı... Onu yaptım sabaha kadar."

"Kimi kandırıyorsun kızım sen?" diye sordu olması gerektiğinden yüksek bir sesle. "Daha sene başındayız, ne projesi? Salak mı var karşında?"

Cevap vermeme fırsat vermeden konuşmaya devam etti. "O piç bir şey yaptı, değil mi? Şimdi gösteririm ben ona..." Yataktan kalkmaya yeltenince elini tuttum. "Yok öyle bir şey abi, cidden."

"Ceren," dedi sıkılı dişlerinin arasından. "Bana sakın, yalan söyleyeyim deme! Gözlerin de şişmiş, anlamayacağımı mı sanıyorsun?"

"Abi, tamam... Bir şeyler oldu ama Çağatay'la ilgili değil."

Soru sorar gibi bakınca devam ettim. "Yakın bir arkadaşımla ilgili... kız."

"Okula o yüzden mi gitmek istemiyorsun?"

"Hem o yüzden... Hem de on dakkalık uykuyla duruyorum. Rahat ver. Lütfen."

"Sorun ne? Erkek mevzusu değil, değil mi?"

"Alakası yok."

"Kim haklı?"

"Ben."

"Emin misin?"

"Hiç olmadığım kadar."

"Okula gelmemesi gereken belli oldu. Kalk, hazırlan. Servisin kaçtı zaten. Ben bırakacağım."

"Abi," dedim ağlamaklı çıkan sesimle. "Uykusuzum. Anla artık. Ayakta durmaya hâlim yok. Ve... Kızla karşılaşırsak, kötü olacak. Tekrar okuldan atılmamı istemiyorsan uyumama izin ver."

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin