Korkuya Merhaba Deyin

828 143 25
                                    

Güneş yeni umutlar yeni hayaller için doğarken uykusundan uyandırılmaya çalışılan biri vardı.

" Oo Melis uyan çok geç oldu."

"Canım kalk bugün çok özel bir gün. "

Melis içinden ; Ah ne olurdu da kimseye bahsetmeyeydim.

"Peki uyandım. "

"Hadi gel şimdi güzel bir kahvaltı yapalım doğum günü çocuğu. "

Melis kahvaltı yapmak için aşağı indi. Gözleri mutluluktan ışıldiyordu.
Hepsi bir ağızdan "mutlu yıllar sana" diyordu.
Koca bir dilim pastayı zorla yiyen Melis bu mutluluğun daim olmasını diledi.

Güzel bir kahvaltı ardından ailesinin sesini duymanın hoş olacağını biliyordu. Üstelik bir tehdit almıştı dün.

"Bugün doğum günüm ve herzaman ilk mesajı Timuçin atardı. Niye atmadı ki herhalde dersleri yüzünden unuttu, neyse annemi arayayim da konuşalım hepsinin sesini cok özledim. "

Telefonu birkaç kez çalmasına rağmen açan yoktu. Sonunda açıldı.

"Alooo anne niye acmiyorsunuz telefonu? Korkutmayin beni lütfen, iyi misiniz? "

"Abla merhaba ben Timuçin. Hepsi iyi şimdilik bir tatile çıktılar endiselenmene gerek yok."

"Peki öyle olsun. Bugün doğum günüm olduğunu unuttun mu?"

"Asla oyle şey olur mu ablacigim. Sadece çok yogunum bu aralar. Mutlu yıllar dilerim. "

Ruhuna bir kasvet yükleyen Arda'nın bedeninden sıyrılmaya çalışırken oldukça zor anlar yaşıyordu Timuçin.

"Peki kardeşim iyiyseniz sorun yok çok teşekkürler. Sizi seviyorum. Annemler dönünce beni aramalarini soyle. "

"Hay hay tabii söylerim. "

"Abla bana yardım et ne olur!"

"Ne oluyor kardesim ses verrr !?"

Tam o esnada telefonu kapattı Timuçin.

"Acaba neden yardım istedi ki benden kesin bu işte bir bit yenigi var."

Icini kaplayan karanlık dalganın soğutucu etkisiyle düşüncelerin anlamsız girintisiyle boguşuyordu..

Bir bedenin ele geçirdiği masum hayatı yaşıyordu ; Timuçin!

Hayalleri, umutlari her şeyi yerle bir edecek kadar gözü döner miydi intikam arzusuyla tutuşan Arda'nın ?

Yoksa unutmayı silah olarak mı kullanacaktı?

Okula geldiğinde mola esnasında çantasından bir kitap çıkardı. Bu kitap daha önce hiç görmediği bir kitaptı. Kime ait olduğuna bakmak için sayfaları çevirmeye başladı.

"Suç ve Ceza. Bu kitap bana bir şeyler mi anlatıyor acaba? Of çıldırmak üzereyim. Aa inanmıyorum bazı harflerin özellikle altı çizilmiş en iyisi okuyayım. "

Ve Melis okumaya başladı. Korku tüm bedenini sarmaya hazırlanıyordu.

Bu kitapta Raskolnikov isimli bir adamın suçu sonucu ömrü boyunca çektiği cezalar anlatılmıştır.

Acaba bu neyin Suç ve Cezası ?

"Merhaba mavilerin arasında gölgesi gizem olan siyahım. Seni unutacagimi saniyorsan çok yanildin. Bugün eğer izin verseydin yanında olurdum, seninle herzamanki gibi çok eglenirdik. Bütün günü huzurlu gecirirdik. Ama sen huzuru değil pişmanlığı seçerek beni reddettin. Kendi saplantini bana mal ettin. Beni ozleyeceksin bir gün inan o zaman da ben senden nefret edeceğim. Hâlâ daha senin için atan bir kalp taşıyorum. Biliyorum sana olan saplantim hiç geçmeyecek. Bekle beni bir gün çok yakınında olacağım. Sen bile fark edemeyeceksin. Seni kör noktandan ,canından vuracagim canımı hiçe saydigin gibi. Arda."

Kelimelerin acizligini ilk kez bedeninde bir yaş olup hissediyordu Melis. Ne diyecek hic bilemiyordu bu his onu bir ölüden farksız kılmaya yetiyordu.

Ellerini başının arasına alan çaresiz tavırları anlatmaya yetiyordu hislerini.

Geçmemiştı !

Yüreğine gömdügü bir sevdayı günyüzüne çıkarmak canina kurşun sıksa da geçmemişti. Onu üzeceğini bilse de hatiralar gözünde mutluluk ile ışıl ışıl olunca sevgisi tekrardan ele geçiriyordu benliğini.

"Melis, gözlerini yum içinden beşe kadar say ve hemen gökyüzüne bak. Mavisinde boğulduğum gözlerinde kaybolduğum sevgilim."

"Peki beş oldu, bakiyorum Arda."

Melis dikkatle gözlerini dikerken göğün maviliğine, üzerine dökülen güllerden haberi yoktu.

Yıldızlara ulaşacak bir sevgiyi en guzel seninle yaşarım. Bu yüzden aşkın kaç yüzü var bilemem ben, seninle ne hali varsa görmeye gelirim.

Müsait kalpte inecek var ! Durağım ol durayim yolunda.

Bu sana aşka saygı duruşum olsun , Melis.

Melis heyecandan sözlerini edemez hale gelse de gökyüzü bir başka yaziyordu aşkı.

"SENİ ÇOK SEVİYORUM, MELİS."
"İyi ki doğdun hayatımın mavi boncuğu, huzuru bulduğum."

"İyi ki varsın beni böyle mutlu ettiğini görmek dünyadaki her şeye bedel."

Hatiralar yerini şimdilik kuru br gözyaşına bıraksa da merhametsiz rüzgârların anlatacak kelamı vardı Melis'e.

Yutkunup tekrardan derin bir nefes aldı.

Onunla geçirdiği eski zamanları unutmak için çok 'aşk geçirici' içse de aşkın şarabı etkisini kaybetmiyordu.

SAPLANTI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin