Yaşanmışlıkların Var Gölge Arkasında

252 79 8
                                    


Yeni işine başlamaktan mutluluk duyan Simay, uzun süre sonra karnı tok aklı boş uykuya daldı.

Sabah olduğunda erkenden uyandı. Ellerini yüzünü güzel bir şekilde yikadiktan sonra kıyafetini giydi. Gece izlediği korku filminin etkisinden olmalı ki içini ürperti sariyordu. Eline telefonu aldığı sırada Sinan ariyordu.

"Alo, Sinan?"

"Günaydın nasılsın?"

"İyiyim ya sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim bugün okula geç gideceğimi seni işe bırakmak için kapının önünde bekleyeceğimi bildirmek üzere seni aradim."

"Anlıyorum, tamam iki dakika sonra cikiyorum."

"Oldu o zaman."

Simay hafiften yaptığı makyaj ile dışarı çıktı. Kapının önünde sahiden de Sinan bekliyordu.

"Günaydın prenses."

"Aa bu ne güzel bir sürpriz öyle."

"Hadi gidelim."

Yol boyunca pek konuşmasalar bile birbirilerini gayet tamamlayan iki çift gibiydiler. Nefes alıp verisleri özenle seçilen iki bedeni canlandiriyorlardı.

Sinan yolda karşılaştığı okul arkadaşını kirmamak için kitapçıya kadar Simay'a eşlik edemedi. Simay yolun geri kalanini tek başına kat etti.

Kitapçıya geldiğinde patron işin başında ve müşteriler sıra sıra dizilmiş bir şekilde onu bekliyordu. Anlaşılan iş çok yoğundu...

Simay etraftaki farklı tipleri süzmeye başladı. İçini çalan tehlike çanları onu korkunun kapisina götürmeye hazırlık yapıyordu.

"Merhaba, biraz konuşalım mı ?"

"Sen de kimsin?"

"Ah sana soruma soruyla yanıt ver demedik ki, cık cık benimle güzel konuş."

"Ne diyorsun be sen!"

Simay istemeden korkuya kapildi.

"Bana şu kitap hakkında az bilgi vermeni istiyorum."

"Ben bu kitap hakkında hiçbir şey bilmiyorum."

"Senden bilgi istiyorum hadi çabuk iki dakikan var."

"Off peki iki dakika bekle beni."

Simay iki dakikayı iyi değerlendirmek adına internetten 'Komplo' kitabinin içeriğini araştırdı.
Bu sırada Çetin kitabın kapağına uyuşturucuyu çoktan sürmüştü.

"Geldim, uyuşturucunun kötü emellerin ve zararlı şeylerin anlatıldığı farklı akıcı bir kitap bu."

"Aferin sana akıllı kız, öyleyse bana bu kitabı paketlemeni isteyeceğim tabii önce bir bakmam gerek nasıl içi falan göz gezdireyim."

"Hay hay, hemen paket yaparım."

Çetin içinden kıkır kıkır gülümsemeye başladı. O masum suratın altında seytan ruhunun gizlendiğini görebilmek imkansız gibi duruyordu.

"Aaaa inanmiyorum bu da ne?"

"Neyden bahsediyorsun? Bir de işte yeniyim lütfen sesini yükseltme."

"Bu bir uyuşturucu. Hemen seni ihbar edip hapise attiracagim bak gör."

"Bu bana ait falan değil. Bunu yapamazsın!"

"Bak gör nasıl da yapıyorum."

"Lütfen yapma nolur, benim hayatta kalabilmem için çalışıp kendime bakmam şart. "

"Öyleyse senden bir şey isteyeceğim, bunu yerine getirirsen seni ihbar falan etmem."

"Tamam söz."

"Beni dört kulağın ile dinlemen gerekiyor."

"Peki kabul."

Simay eve gittiğinde kafası bugün olanlar ile doluydu.
Hayır bunu yapamazdı. Ama söz verdi çoktan! Ah bu saçma hareketi nasıl yapacaktı ki?

Aklı ile yapacakları karman corman hal alırken uykusu çoktan gelmişti. Fakat istemeden de olsa Çetin ile yaptıkları antlasmayı dusunmeden edemedi.

"Simay bak her gün en az iki kitabın arasına uyuşturucu koyacaksın ve işini güzel şekilde yapacak kimseye en küçük ipucu dahi vermeyeceksin. Beni anladın mı ?"

"Of bunu benden isteme yapacagimi sanmıyorum."

"Ne olursa olsun yapacaksın ben sana haftalık muhimmatı vereceğim sen de güzel şekilde sana söyleneni yap."

"Tamam yapacağım dedim, artık daha fazla dikkat çekmeden gider misin?"

"Ha şöyle gülüm, hadi görüşürüz tatlı kız."

İşte yeni bir dolap yeni bir karakter etrafında gelişme devam ediyordu..

Medyaya Sinan Çaldıran'ın resmini koydum , göz atin. :)

SAPLANTI (Tamamlandı) Where stories live. Discover now