SAPLANTI (Tamamlandı)

İntikam Aşkı Bitirir

Bir huzursuzluk bedenimi ele geçirir,içimi yakan bir ateş ile yakılmış bir viraneyim. Acimi bir ben bilirim bir de icimdeki minik beden bilir. Soluklarimi kesik kesik alırken bu sancı beni öldürmeye çalışıyor sanki.

Dayan Melis dayan, az daha.

Kalbi ve aklı arasında bir çelişkiye maruz kalmanın zorlayıcı tarafını yaşamak ne güç bir eylem. Yaşıyorsun ama bir ölü gibi hareketsiz kalıp dikiyorsun gözlerini, boşluğa. O yok ettiğin aşkı boşluk farz edip gözlerinden akan yaşı ona armağan ediyorsun. Geçmiyor ne yazık ki. G-e-ç-m-i-y-o-r !

Aşk kırbaç gibi yakardi bedeni. Sağlı sollu ne varsa hiçe sayardi yüreği.

Melis yüreğini alarmsız kuran aşkını aramak için sesinin yankısına kulak veriyordu. Nefes alışı güçlük içindeydi. Hali ise en değerlisini kaybetmiş birinin halini animsatiyordu. Tükenmiş, yorulmuş çok üzülmüş bir Melis 'ti bu.

Gözyaşını silip silip ağlarken konuşmasını sürdürüyordu. Canı acıya acıya.

"Arda nerelerdesin, ben sensiz kurak bir okyanusum. Yoklugunu ölüm bilen bir minik kuş. Nerede iklimleri dört köşe ediyorsun sevinçten ? Ben sensiz ölü bir iskelet gibiyim, aşk aşk o sana hitap ettiğim aşk cümlelerine de yazıklar olsun."

İçini yakan bu gidiş, bu hoşça kal bile demeye yetmeyen gidiş öyle acımasızdı ki. Yürek kan akar miydi ? Acıyor acıyor en sağduyulu tarafı Melis'in.

Kelime kelime ölüyordu bedeni.

Oysa aşk yaşamın değil miydi en garanti bedeli ?

Arda'nın sesini duymasinı isteyen tavirlar koyduğu besbelliydi. Konuşmaya devam ediyordu.

Sitemle, öfkeyle ama hep aşk ile.

"Hani küçükken birbirimize söz vermiştik. Asla ama asla gitmeyeceğiz diye, birbirimizi deliler gibi seven bizdik. Ya da biz değil miydik gel anlat da bileyim ben mi sevemedim seni ? Neden Ece'yi tercih ettin ki söye de bileyim Arda, bu sessizlikle deliler gibiyim. Sensizlik hüznü perişan eder beni."

Her şeyden habersiz Arda ve Ece'ye sitem eden Melis üzüntü yagmurunun altında islaniyordu. Hamile bir kadın çok sevdiğini kaybettigini duysa bu acıya dayanabilir miydi ki ? Her şey o kadar acıydı ki. Daha geçen mutluluk tablosu çizdikleri aşkını şimdi okyanus bogardi.

Bir intikam hırsı aşkı yerle bir edecek kadar hiçbir şey tanımadı.

Melis gözlerindeki yaşı silip biraz dinlenmek için uyumaya başlayacaktı. Sancı içinde kivranmaya devam edince acil bir şekilde doktorlara basvurdu. Hemen ameliyat masasına alınması söylendi. Çocuk erken doğum ile doğmak zorunda kalacakti. Acıların çocuğu doğmak için çok sabırsız davranmıştı.

Ece, bu intikam duygusuyla bir aileyi mahvetmeyi başarmıştı. Ama içi hiç rahat değildi.

"Arda arda beni duyuyor musun ? Ben ben yalnızca sana bir ders vermek istemiştim, seni öldürüp çocuğundan ayrı bırakmak gibi kötü bir niyetim olmadı hiç. Lütfen seçime cevap ver. Karın doğum yapacak."

Arda gözlerini çoktan kapamıştı bu defa aşka kalbini açık bırakıp gitmişti.
Ve ruhlar aleminde cevap vermeye çalıştı.

"Ece bu intikamı bir gün alacagim bekle o günü sen. Beni çocuğumdan ayirmanin acısını bir gün sen de sen de yaşayacaksın. Bu acıyla ölüm hafif kalıyor.
Melis melis duy beni kalbinde hisset. Seni taze bir çiçek gibi dalında incitmeden seviyorum. Sen benim maviler donattığım aşkın her yerde temsilcisi oldun. Seni hiç bırakmak istemedim bunu bil hepsi senin için cocugumuz için. Küçükken verdigim sözu de keşke tutabilseydim. Bir daha oraya dönebilmek gibi bir ihtimalim olsa inan seni asla üzmem. Çocuğumuza iyi bak. Adı Simay olsun. Seni çok seviyorum, hoşça kal mavi gözleri tebessum eden aşk."

Ece cevap vermeden dinledi ve artık intikamını aldığı için de içi rahat bir vaziyetle oradan uzaklasti.
Melis doğumunda çok sancı çekti. Ve narkoz sırasında kizinin adını söyleyen Arda'yi gördü.

"Ben de seni seviyorum hep bunu unutma Arda. Yüreğim de hâlâ slogan adın. Simay kizimizin adı olacak söz."

Melis yüreğinı yakan sesi son kez duyup doğumu da tamamladı. Gözündeki yaşı silecek kimsesi de kalmamıştı. Canina acıdı. Bu cana acıdı.
Ellerini kalbine götürüp uyumaya başladı. Bu sırada doğan çocuk ağlayan gozleriyle annesine bakıyordu.

Yeni umutlari beraberinde getiren bebek Simay, hoş geldin.