Simay'ın Dönüşü

225 70 14
                                    

Elleri cam kırıkları ile kesilmişti sanki , acılardan acı beğenmek yeni yaşam tarzıydı artık.

Gitmişti. Annesinden sonra en sevdiği insan da bir 'hic'olup gitmişti.

En kötüsü de bu gidişte payının bulunmasıydı.

Nefessiz kalır gibiydi, susmak çuval dolusu hazine sunarken önüne gözlerini bir boşluğa dikmişti Simay.
Yüreğine isabet eden bu acimasiz kurşuna hedef seçilmenin mağduriyetini yaşarken ,sitemler savurduğu sözcükleriyle hayata meydan okumaya kararlı duruşunu takınmıştı.

Ruh bedenden ayrılıyor, çekip gidilir mi ?
Canından kopan parçalar tekrar ederken üzüntü yağmuruna çoktan tutulmuştu.

Düşüncelerini yok saymaya çalışsa da bu acı onu çok üzmüştü. Tırnaklarını avuç içine batırıp dişlerini sımsıkı sıkarken Simay, kapının zilinin çalması ile derin bir nefes alıp elleriyle göz pinarlarini sildi.

"Ya Sinan ise ?"

Kapıya yaklaşırken istemsizce aynaya baktı saçlarını düzeltti. Ve kimsenin onun ağladığını düşünmemesi için yüzüne "sahte bir gülümseme" ekledi.

"Selam Simay."

Gözlerini yummak istese de bu acı gerçek ile çoktan yüz yüze duruyordu.

Evet bu gelen Çetin'di.

"Senin ne işin var burada ?!"

"Cık cık cık, sana yakıştıramadım. Ne demek ne işin var?"

"Sana söylüyorum çabuk buradan defol git."

"Bunu diyebilmek o kadar kolay değil."

"Sen öyle san. Defol git gözümün önünden ! Senin ve o pis işlerin yüzünden hayatımı güzel yapan mutluluğu bulduğum tek insanı kaybettim."

"Ve bunların hepsi de senin yüzünden oldu. Pasta yapsan elini yüzüne bulaştırmaya kalkarsin kızım sen acemisin."

"Ne diyorsun ya sen, kaybol hadi."

"Olanları biliyorum. Beni kovabileceğini sanıyorsan git aynaya bak belki birkaç yüzün daha kalmıştır."

"Sabrımı taşırmaya kalkma !"

"Bak bana yardım etmez isen olan biten her şeyin kayıt altında olduğunu ve Sinan'ın ölümünde senin payın olduğunu herkese söylerim. Annenden sonra da sen hapis yatarsın olmaz mı  ? "

Çetin bu sözlerini o kadar rahat bir tavır ile ortaya koyuyordu ki Simay erkek olsaydı iki yumruk ile çoktan işini bitirirdi. Güçsüz duruşu onu bu defa kaybedenler kervanına almıştı.

Kafasına hücum eden düşünce yığınına 'hayır, evet' girişimleri ulaşsa da sonunda bir karar vermesi gerekiyordu.

Evet, buldum !

Yüzüne yerleştirdiği sinsi gülüşü ile Çetin 'e olur manasında bir göz kırptı.

"Tamam olur yalnız bana sana yardım edebilmem içın üç gün vermen gerek. Kendimi iyice toparlamamın şart olduğunu bilmelisin. "

"Hay hay, sen yeter ki gel güzellik. "

Karanlık sokakta yolunu kaybetmiş masum bir kediye benzeyen Simay , mavi gözlerini erkekler için hazırlayacağı planına dikmeye başladı. Bu aşka son verenler sevginin pençesinde nefessiz kalmaya esir olacaklardı.

Simay karanlığa hapsettiği duygularının matemini tüm benliğine yansıtırken içini kemiren düşünceler ile birlikte galeyana uğramıştı.

SAPLANTI (Tamamlandı) Where stories live. Discover now