Deşifre

237 62 16
                                    

"Benim bir annem yok. Benim bir babam da yok. Ben kimsesiz bir kızım."

Anne kelimesini yasak ediyorum kendime.

"Annemmmmm yok yok yok!"

Gecenin bir vakti ter içinde kabuslar görerek uyanmış, gözlerine hücum eden yaşa aldırmadan sesli hıçkırmıştı Simay. Rüyasına bir gün evvel yaşadığı o talihsiz şeyler girerken tekrardan alıştırmaya çalışıyordu kendini. "Ne diyordum annem yok. Evet yok, böylelikle merhamet denen şeyden de tamamen kurtulmuş olurum. İlk sütü zehir akan bir annenin cadı rolünü almış bir kızıyım. Ah Simay yapma unut şu anne kelimesini. Sahi doğum gününde sana iyi ki doğdun diyecek kimsen oldu mu ? Bir ay sonra 20 yaşıma gireceğim. Ve en sevdiğim insandan hiçbir iz yok. Öldü diyorlar, bu tokatı ağır gerçeği soğuk sular içsem de kaldırmam mümkün değil. "

Efkâr tohum ekerken yüreğine, telefonun bildirim sesiyle kendine geldi. Kendinden ödün verdiği her şeye rağmen bir kendi kalması olağanüstü olsa bile. Durdu önce kimsesiz bir kızın telefonuna bildirim mi gelir diye düşündü. Sonra da kötü insanlardan esinlendiği gülüşü yüzüne yerleştirip ellerinin arasına götürdü telefonu.

"Hahayt be !"

Gecenin kör oluşuna aldırmaksızın mesaj atan biri vardı. Üstelik kötülerin ele başıydı.

"Çetin Albayrak."

Simay gelen mesajı okuduktan sonra biraz daha araştırma yapmanın iyi olacağını düşündü. Ellerinde tuttuğu telefonu hürlüğe bırakırken dizlerinin üzerindeki laptopta siteye girip bir arama yapmaya karar verdi.

"Çetin Albayrak kimdir ?"

Sayfalara iyice göz attı. Tanımda yazan her şeye merakla baktı.
"Kahverengi gözleri, kumral saçlarıyla, zengin bir mafya ailesinin üyesi oluşuna inanamadığınız fakat azılı bir suçlu olan bu çocuğun haince tuzaklarına düşen hiçkimse kurtulmayı başaramadı.
Hiçkimse başaramadı kurtulmayı, tehlikeli sularda yüzmek istemeyen herkes bu kişiden uzak durmalı."

Okuduğu şeylere çok da anlam vermese de bilgi öğrenmenin yarari dokunacagini biliyordu. Laptop'ı yerine koydu. Ve uykusunun gelmeyeceğinden emin olarak evin çatısına çıkıp gökyüzünün yeni hayal ettiği rengini seyretmeye koyuldu.
Bu sırada kendisine el sallayan birinin varlığını dahi bilmiyordu.

"Hey ,dostum."

Çetin yüzüne yaydığı kusursuz gülümseme ile adeta yıldız olup parıldıyordu.

"Nereden çıktın ya sen ?"

Simay hafiften şaşırma geçirip heyecan yapsa da bunu beklemiyordu.

"Deli kız demin mesaj attım ya sana."

"Cık cık ben bu kadarına kalkışabilecegini düşünmemiştim."

Simay durumu kavrayıp parmaklarını çıplatip stres atiyordu.
İkisi de kısa zamanda kötü planlar için birlikte iyi anlaşmaya başlamıştı. Simay'ın insanlara bakış açısı artık çok değişmişti. Bir uzay boşluğunda yaşayan bedeni dünyaya seslenmek için çok direnmiş fakat güç yetirememisti. Tek çarenin intikam olduğunu düşündü ve planlarını anlatmak için Çetin'e biraz daha yaklaştı.
Çetin Simay'ın gözlerinin maviliğine kapılmamak için etrafı seyrediyordu. Simay keskin bakışlarını üzerine dikince Çetin sersemledi.

Bu sırada konuşma devam ediyordu.

Sessizce yaklaştı ve usulca yineledi:

"Bundan cayarsan seni öldürürüm."

Ellerini sıkıysa öldür  vaziyeti ile serbest bırakıp iki şey söyledi.

"Ben hazırım, sen bundan vazgeçmiş olduğunda ışte o zaman içimdeki kötü ben ile tanışacaksın. Kurşun sıkmayı bilmiyor olmam hedefi şaşırdığımı göstermez. Tüm insanlığa nefret sıkacağım. İlki kurşun  Arda Bey için."

SAPLANTI (Tamamlandı) Where stories live. Discover now