Kirli Ellerin İzi

275 83 9
                                    

İyi okumalar.

Simay artık yaptığı bu yanlış işle baş başaydı. Zaten annesi onu kendi haline bırakıp gitmiş, babası hakkında pek fikri de yoktu. Yani kısacası yaşaması çok da lüzum görmezdi kendi için.
Sessizce yutkundu. Anahtarları eline alıp kitapçının  kapısını açtı.
Artık daha erken gelip her sabah bazı kitapların arasına biraz da olsa toz koymak zorundaydı.

Ah kahretsin!

Zorunlu olmak ne güç bir eylemdir öyle.

Saçlarını arkadan toplayıp gözlerini tavana dikip içeri girdi.

Ah bu gözler ne de masum, masmavi.. Melis'ten kalma karanlık hali de olsa gözleri sabahın gözlerini kör etmeye yetiyordu.

Simay ellerinde tuttuğu 'Psikopat' isimli Mihri Mavi yazarına ait olan kitabın içine özellikle uyuşturucu yerleştirdi. Kitap oldukça sürükleyici ve güzeldi. İnsanların okumak isteyecegi türdendi.

Kitabı rafa koyduktan sonra birkaç kitap daha seçti ellerinin kirli beyazında kaybolan o tozu içerisine koydu.

İçini korku velveleleri sarmaya başlayınca aniden gözlerini ovusturur gibi yaptı.

"Oo Simay, sen artık erken mi uyanmaya başladın hayrola bir şey yok ya ?"

"Yok Metin usta. Bu aralar beni uyku pek tutmuyor ben de erkenden geleyim dedim."

"İyi yaptın. Duyduğuma göre annen evleniyormuş."

İçinden ; "Ben bile annemi merak etmiyor iken bu adam bu haberi bana nasıl verir hiç anlamış değilim", dedi.

"Umarım mutlu olur."

"Ece diye birini hiç duydun mu ?"

"Hayır, o da kim ?"

"Annen sana hiçbir şey anlatmadı mı yoksa ?"

"Aa  annem bana bir şey anlatmadı, çünkü psikolojik sorunları vardı ve bana bakamayacağını söyledi. Sonra ellerinde bavulları ile 'Arda beni bıraktığın gibi ben de sana bırakayım bu veleti ' deyip gitti."

"Anlıyorum. Neyse kendini iyi hissediyor musun ? Üzülme bak biz burada senin yanındayız."

"Sağ olun, içimi ören bu yalnızlık benim tek kalkanım. Ne kartallar gördüm bırakın artık ben kendim uçayım. "

"Pekâlâ."

Metin Simay'ın bu haline epey üzgündü. Arda' nın en sevdiği dostu olan Metin, Simay'ın mutlulugu için ne gerekirse yapmaya hazırdı.

"Günaydın, mavi gözlerinde kayboldugum."

"Aa Sinan günaydın."

Simay kollarını açtığı sevdiğine kocaman sarıldı. Bayağıdır konuşmuyordu. Ve bu onu çok üzüyordu.

"Aşkım bugün bir kitap alacağım."

"Tabii istediğini alabilirsin."

"Biri sana biri bana."

"Olur, istersen yardımcı olabilirim."

"Aşkının izlerine basarken ben bu raflara dokunan ellerinin izinden bir kitap secip geleceğim. Sen keyfine bak."

Sinan bir şiir kitabı ve Psikopat kitabını ellerine alıp sevdiğinin yanına gitti.
Kitapları sevdiğine gösterirken kendi aldığını paket yapıp eve gitti.
Simay Sinandan aldığı şiir kitabını büyük bir heyecan ile okumaya başladı.

"Senin güneşten parlak, aydan daha aydınlık olan gülüşün şu buz havada içimi ısıtır. Sobaya alev için odun gerekirse aşkıma çıra olman için bir adın gerek. Adına soyadımı yakıştırmaya ne dersin aşkım ?"

Renk renk gülen gözleri arasında sayfaları çeviriyordu.
Çok hoşuna gitmişti bu kitap. Sevginin içini mutluluk meşalesi ile yaktığı bu güzel anları aklının ücra köşesinde saklamak için sabırsızlanıyordu.

Saatler geçtiğinde kitapçı durgunlaşmaya başladı. O sırada kapıdan karanlık yönü ağır basan biri girdi.

Çetin.

"Merhaba, güzelim. Bak sana daha güzel malzeme buldum bunları iki hafta daha kullan. Sonra ne sen beni ne de ben seni tanıyorum. Bitecek bu kötü işler tamam mı ?"

"Hayır demem ile bitecek olsa çoktan hayır diyorum. Neyse tamam ver Allahın cezası."

Simay eline geçen bu mühimmatı her gün kullanmak için sakladi.

Gece evine gidip uyku için uzanmaya başlayan Simay, zorlukla tutuyordu gözlerini.Yorgunluk damla damla akıyordu üzerine.

Sinan eline aldığı Psikopat kitabıni hemen okumak için sabırsızlanıyordu. Simay'ın ellerinin izleri olan bu kitap aşk kokusu barindiriyordu.

Kitabı çevirirken arasında gördüğü toz ile duraklasa da içindeki o kötü sesin maglubiyetine çoktan uğradı.

"Yapma Sinan!"

"Ye hadi bak her şey geçecek tadı çok hoş bunun."

Binbir türlü düşünce arasında kötü olanını seçen Sinan uyuşturucunun etkisi ile kısa sürede mayıştı.

Her şey yolundaydı. Simay her sabah önüne gelen kitaba daha etkili uyuşturucu tozu koyuyor ve sevdiğinin de bunları yiyip canı yandigindan habersiz günü sonlandiriyordu.

"Simay, sence de şu sıralar burası çok kalabalık değil mi ?"

"Neden böyle dedin Metin usta?"

"Sanki kitap değil, beleşe bir şey veriyor gibiyiz bak dükkan yok satıyor."

"Bilmem ki herkes benim gibi kitap kurdu olmak istemiş olamaz mı ?"

Metin içine giren Arda'nın sesi ile kıkırdayıp duruyordu.

İçinden ; "Ben her şeyin farkındayım kızım sen hiç merak etme. Ben de bu saplantı ile intikamımı alacağım o Ece'den."

Simay daha fazla pot kırmamak adına işlerine yoğunlaşmaya başladı.

Bu defa gelen yine Sinan'dı.

"Ah sevgilim her şey için çok sağ ol, dünya bizim ellerimizde."

"Ne için sağ ol dediğini anlamiyorum, iyi misin sen ?"

Sinan sevgilisinin rol yaptığını düşünüp olan biteni anlatmama kararı aldı.
Özellikle uyuşturucu paketinin olduğu kitapları seçip aldı. Ve hızla evinin yolunu tuttu.

Adım adım ölüme gider miydi bir sevda ?

Arkadaşlar medyaya şarkı ekledim, okurken dinleyin daha da güzel olur. :)

SAPLANTI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin