küçük yalan

289 9 0
                                    

İçeriye kimse görmeden girmiştik. Ve Ege'nin işi bitene kadar hazırlanmalıydım.

"Yürüyebilir misiniz? Yoksa sizi odanıza kadar bırakayım mı?" Diye sorunca ne diyeceğimi bilemedim.

"Teşekkür ederim. Kendim devam ederim. " diye mırıldandığımda bırakmadan beni merdivenlere yöneldi. Bu davranışı karşısında "Neden bırakmadın?" Diye sordum merakla.

"Ses tonunuzdan anlaşılıyor her şey." Diyip merdivenleri çıkmaya başladı. İçimi bu cümlesinden sonra korku kapladı. Ya numara yaptığımı anladıysa? O zaman neden kurtarmaya göle atlamıştı ki? Aklım çok karışmıştı.
Odamın önüne geldiğimizde hafifçe eğilip kapıyı dizimin altındaki eliyle kapıyı açtı. Yatağa beni bırakırken oldukça yavaştı. Yüzünü o kadar çok yakınımda tutmuştu ki değmemek için kendimi zor tuttum.

"Gerçekten teşekkür ederim" dedim.

"Kolunuza bakalım" diyip kolumu tuttu. "Hemen ilkyardım çantasını alıp geliyorum" dedi.

"Gerek yok aslında" dedim odadan dışarı çıkarken.

"Görevimi yapıyorum" diyerek garip bir bakış attı. Anlamış olmalıydı. Yoksa öyle bakmazdı. Ama yine de ne düşündüğünden emin olamıyordum.

Ben titrerken odaya girdi. "Hemen hallediyorum" dedi Burak. Kolumu beline koydum. O da tentürdiyot ile yarayı temizledi. "Bu bant ile duşa girebilirsiniz bir sorun olmaz" dedi Burak ve odadan çıktı tekrar.

Saate bakıp hızlıca duşa girdim. Çıkar çıkmaz saçlarımı kurutup çantamdaki son kıyafetlerimi giydim. Kapı çaldığında rahat bir oh çektim.

"Gel" diyince içeri Ege geldi.

"Hazır mısın?"diye sorunca "evet" diye mırıldandım.

"Göle düşmüşsün. İyi misin?"diye sordu. O kadar çok endişeliydi ki yüzüne yansımıştı. Aniden sarılınca neye uğradığımı şaşırdım.

"İyiyim. Merak etme bir şeyim yok" diye mırıldandığımda saçlarımı okşuyordu.

"Nasıl merak etmeyim ki? Ya sana bir şey olsaydı?" Diye sorarken başımı iki elinin arasına almış gözlerimin içine içine bakıyordu.

Kolundan tutup,"gayet iyiyim. Gördüğün gibi." Dedim sakince. "Sevgi faslın bittiyse artık gidebilir miyiz? Burak'ın bizi görmemesi lazım. Fırat'a söyler yoksa." Diyince "o işi hallettim ben. Bizi etrafı gezeceğiz diye biliyor." Diyince gülümsedim. "Önce onaylamadı sonra biraz yalan söylemek zorunda kaldım" diyince şaşkınlıkla yüzüne baktım.

"Ne yalanı?" Diye sordum merakla.

"Şey, seninle yalnız kalmak istediğimi söyledim" diyince "oha" diye bağırdım.

"Noldu yoksa seninle yalnız kalmak isteyemez miyim? Hemen yanlış yönlere çekilir zaten. Kuzen olarak seni tanımak isteyemez miyim?" Diye sordu. Bu hareketine sinir olunca ona çıkıştım.
"Ege tartışmanın hiç sırası değil. Hadi bir an önce gidelim" diyip çantamı alıp odadan çıktım.

Arabaya bindiğimizde "Kursa mı başka bir yere mi?" Diye sorarken bana doğru baktı.

"Kursa" dedim ben de kemeri takmakla meşgulken.

"Peki küçük hanım torpidodan telefonunuzu alırsanız ve beni çıkışta ararsanız çok mutlu olurum" derken arabayı çalıştırdı. Hızlıca torpidoyu açıp telefonumu aldım.

Bir kaç cevapsız aramayı görünce merakla kim olduğuna baktım.  Annem ve Çağrı aramıştı. Öncelikle annemi aradım.

"Anne nasılsınız?" Diye sordum.

* YALNIZ KUŞ *        Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz