susmanın yararı

84 4 0
                                    

Eve girerken "dikişlerini alalım ben kursa gitmeden" diyerek suskunluğu ilk o bozdu.

"Ben aldırırım onları. Sen geç kalma kursuna" dedim.

"Beş dakikamızı almaz" dedi.

"Tamam" dedim odaya geçerken. Ellerini yıkayıp yanıma geldi. Bakmaya korktuğumdan başımı çevirdim.

"Acıyabilir" dedi. Ve o an gerçekten çok acımıştı. Sesimi çıkarmak istememiştim ama yatağın üzerindeki pikeyi öyle çok sıkmıştım ki duraksayıp yüzüme bakmıştı. "İyi misin?" Diye sorduğunda başımı salladım. Ben sakinleşince devam etti.
"Bitti" dediğinde tişörtümü indirdim.

"Kursa gelmek ister misin benimle?" Diye sordu.

"Hayır" dedim. İçimden konuşma isteği bile gelmiyordu artık. O kadar çok hevesimi kırmıştı.

Duşa girince ben de salona geçip yabancı dizi izlemeye başlamıştım.
"Bu yeni hat, telefonuna takarsın" dedi Atlas sehpaya sim kartını bırakırken. "Numaramı sana mesaj atarım birazdan" dedi.

Hiç cevap vermeden yeni hattı takıp açtım telefonu ve sehpanın üzerine koydum. Kim bilir kaç tane hattı vardı böyle?

Hiçbir şey demeden kapıyı kapatıp çıkıp gitmişti. İnsan görüşürüz derdi, ben çıkıyorum derdi. Sessiz sedasız çekip gitmesi de moralimi bozmuştu. Evin gömüldüğü sessizliği bozmak için izlediğim yabancı dizinin sesini açtım. Dizi bitince de mutfağa geçip yemek yapmaya başladım. Köfteli patates yemeği yapmıştım, o pişerken yanına da pilav yapmaya başladım. Karnım da acıkmıştı zaten. Kahvaltıyı doğru düzgün yapmamıştım. Kapı çalınca Atlas'ın bu saatte gelme ihtimalini düşündüm. Mümkün değildi. Başka birisi olduğu besbelliydi.

Kapı deliğinden baktığımda Yiğit'i gördüm.
Kapıyı açınca arkasında birisinin daha olduğunu fark ettim.

"Hüzzam merhaba" diyip aniden içeri daldı Yiğit. Arkasındaki de.

"Merhaba Yiğit. Atlas yok ama" dedim ve arkalarından salona ilerledim.

"Hadi ya, yok mu? Nerde? Kursta mı?" Diye sordu Yiğit.

"Evet." Dedim.

"Onun özel dersi vardı. Gelir birazdan" dedi Yiğit saatine bakıp. Özel dersi evde verdiği için ap açık belliydi birazdan eve geleceği. "A bu arada Hüzzam, Okay." Dedi Yiğit.
"Memnun oldum" diyip gülümsedim.

"Ben de Hüzzam" dedi elini uzatırken. Tokalaştıktan sonra Yiğit'in yanına oturdu. Ben de mutfağa geçip yemeğin ve pilavın altını kapattım.
"E nasıl gidiyor Hüzzam?" Diye sordu Yiğit.

"Aynı işte bildiğin gibi" dedim. "senin nasıl gidiyor?" Diye sordum geri yanlarına geçerken.

"İş güç koşuşturmaca" dedi Yiğit. "Ne yemeği yaptın Hüzzam?" Diye sorup ayağa kalktı. Mutfağa geçerken "köfteli patates ve pilav var. Acıktıysanız yiyelim" dedim.

"Yiyelim, açız biz de." Dedi Yiğit.

"Ulan Yiğit. Yine dört ayak üstüne düştün" dedi Okay.

"Ben masayı hazırlayım o zaman" diyip yanına geçtim Yiğit'in. İkimiz hatta arada Okay'ın da yardımıyla üçümüz masayı ayarladık.

* YALNIZ KUŞ *        Onde histórias criam vida. Descubra agora