Deneme sürümü

120 5 0
                                    

"Hüzzam sence de bunda bir sorun yok mu?" Diye sordu Burak kapıyı kapatır kapatmaz.

"Valizimi indirir misin?" Dedim dolabın üzerindeki valize ulaşmaya çalışırken.

"Öldürmesinden korkuyorum sadece. Israrla sordum. Ve hiçbir şey istemedi" dedim valizi indirdiğinde. Dolabın kapağını açıp hızlıca kendi eşyalarımı doldurdum. Yeni alınan hiçbir şeye dokunmamıştım.

"Zaten sorun Fırat beyde değil." Dedi kolumdan tutup. "Bence anneni aramalısın valiz hazırlamadan önce. Ben de senin için Fırat'ın anneni tehdit edip etmediğinden emin olmaya çalışacağım. Zaten gidersen işten çıkmış oluyorum değil mi? Eminim benimle konuşup, aklındakileri söyleyecektir Fırat bey" dedi.

"Burak" dedim. Tüm bu söylediklerinden sonra aklıma bir şey takılınca.

Bana doğru bakınca "neden bana bu kadar çok yardım ediyorsun? Tüm korumalar böyle olamaz değil mi?" Dedim.

Bana doğru yaklaşıp kulağıma doğru eğildi. "Hayır. Sadece vicdanı olanlar" diyince gülümsedim. O da göz kırpıp odadan çıktı.

Odadan çıktığında valizi bırakıp telefona sarıldım.

Bu sefer de Ege'yi aradım.
"Ege ben Eskişehir'e gidiyorum. Fırat ile anlaştık" dedim açar açmaz.

"Ne?" Dedi. "Nerdesin şuan? Çıktın mı hemen vedalaşmadan?"

"Hayır, çıkmadım. Daha evdeyim. Onun için aradım zaten seni" dedim.

"Bekle geliyorum hemen" diyip yüzüme kapattı. Hızlıca üzerimi değiştirip çantamı toparlamaya başladım. Burada bir dakika bile durasım yoktu.
Bitiyordu işte. Bu kadar kolaydı. Katlandığım sıkıntılar artık son buluyordu. Kurtuluyordum bu günah evinden. İnsanların ahının dolduğu odalardan ve adaletin terazisini tuttuğunu sanan Fırat'tan.

Valizi aşağıya indirirken Burak da Fırat'ın odasından çıkıyordu. Beni görünce valizimi tuttu.

Salona kadar da o indirdi. Arkamızdan Fırat inmeye başlamıştı. Zehra da beni valizle görünce yanıma gelmişti.

"Hayırdır? Bir yere mi gidiyorsun?" Diye sordu Zehra.

"Evet. Olması gerektiği gibi yaşamaya" dedim arkama dönüp Fırat'a bakarak. Burak'ın da morali bozulmuştu. Kesin bir problem vardı ve bana söylemesi için yalnız kalmam gerekiyordu onunla.

"Hüzzam annesinin yanına dönüyor" dedi Fırat.

"A öyle mi? Tamamen mi yoksa?" Diye sorunca "tamamen" dedim.

"Peki o zaman. Kendine iyi bak Hüzzam'cım. Seninle tanışmak güzeldi. Yine geleceğini zannetmiyorum ama olur da uğramak istersen beklerim" dedi.

"Tam da zannettiğin gibi." Diyip salona geçtim.

"Burak, Hüzzam'ı annesinin yanına kadar götürür müsün? Emin olmanı istiyorum bir problem olmadığına." Dedi Fırat.

"Elbette" dedi Burak.

"Görüşürüz demek doğru olmayacak Fırat" dedim.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin