Bornoz

74 5 1
                                    

Atlas'ın odaya o adamla gitmesi ardından Burak ve Uğur üzerine belki de bin bir yorum yaparlarken gözüm sadece kapıdaydı. Kapı açıldığı anda beni bir saniye bile burada tutacak güç yoktu.
Zihnim Atlas'ın da canını yakmak üzerine senaryolar üretiyordu. Artık ondan yana olmadığımı göstermeliydim. Bunun çok da basit bir yolu vardı ama Atlas'ın yapabileceklerinden korkuyordum çünkü az önce Burak da sırf bu yüzden geri adım atmıştı.
Yani o bile geri adım attıysa benim nasıl gücüm yetebilirdi ki? Ama Uğur bir tık daha güçlüydü belli ki bizden.

O yüzden "Atlas yıllardır beraber içeriye girdiği o adamın peşindeydi. Muhtemelen şu anda o adamı öldürüyordur." Dedim hala kapıya bakarken. Burak ve Uğur'un ürettiği senaryolar dört numaralı kız üzerineyken şu anda tüm tezleri çürümüştü.
"Sen böyle bir şeyi nasıl bize söylemezsin?" Dedi Uğur.

"Eğer bu işini baltalarsam bizi buradan çıkartmayacağını söyledi" dedi.

Burak okkalı bir küfür savurdu havaya. Ben ise ruhsuzluğumu koruyan rahat bir tavırla hala kapıya bakıyordum.
"Arka kapıdan çıkacaktır. Bizi oradan çıkış yaptırabilir miyim bir bakayım" dedi Uğur ve hızlı bir kalkış yaptı.

Uğur gider gitmez "bunu benimle paylaşmalıydın" dedi Burak. "İki saattir burada başka bir şeyler karıştırdığını fark ettiğimi sana da söyleyip duruyordum" diyince "ama sen beni buraya onun sadece kutlama yaptığını söylemek için getirmedin mi?" diyip ellerimi göğsümde birleştirirken ona doğru baktım.

"Hem az önce ondan korkup bize zarar gelmesin diye Fırat'ın eline kartı geçmesini sağlayan ben miydim?" Diyip ona doğru baktım.

Yüzünü ellerine gömüp bir süre bekledi. Bana doğru bakınca "yukarda bayılmak üzereydim biliyor musun? Beni yere yapıştırdı. Ensemi ve kollarımı öyle çok sıktı ki gözlerim karardı. Çok acımasızdı. Sanki bana yardım eden benimle vakit geçiren beni evine alan Atlas o Atlas değildi" dedim gözlerimi kısıp.

"Bu işi çok önemli olmalı. Öyle zaten belli ki kartı bile gözden çıkardı. Ama burda birisini öldürecek olursa dışarıya çıkamaz. Özellikle o odalarda birini öldürmeye kalkarsa kendisi de ölür" dedi.

"Atlas her şeyi planlamıştır" dedim omuzlarımı kaldırıp indirirken. Kendi ölüm fermanını imzalayacak birisi değildi o.

"Hayır. Bizim burada olacağımız belli değildi. Dolayısıyla parayı bize güvenerek arttırdı" dedi Burak.

"Gençler, hadi gidelim. Bizi bir arkadaş kızların çıkacağı kapıdan geçirecek. O sırada birimiz odaya girip baksak iyi olur. Bunu dediğime inanamıyorum ama Atlas'ın ufak bir hatası odadayken ölümüne yol açar" dedi.

"Öldürecek olsa dışarda yapmaz mıydı bu işi? Bu kız ile ilgili bir mesele olmalı" dedi Burak.

"Beni çıkartın da artık. Siz ne yapıyorsanız yapın" dedim.

"Hadi gidelim o zaman. Gelin" dedi Uğur.

Üçümüz arka tarafa doğru ilerledik ışıklı dar uzun bir koridordan geçip kapıların önünde adım başı adam olan koridora girdik. Dört numaralı kapı önüne geldiğimizde kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Burda sandığımdan çok daha fazla koruma vardı. Üçümüz de sadece ilerlemiş ve acil çıkış kapısından çıktık.

"Bu...Aa" dedi Uğur. "Sandığımdan daha zor geldi" diyince ona doğru baktık.

"Bu kadar fazla adam olduğunu tahmin etmiyordum. Neden zaten kapıların kilitli ve elit müşterilerin olduğu bir alanda bu kadar fazla adam var?" Dedi Burak.

"Kızlar çıktığında her şeyi anlayacağız bakalım. Arabada bekleyelim isterseniz. Hava çok soğuk" dedi Uğur. Üçümüz arabaya geçip oturduk. Uğur sigara yakmış hafif bir müzik açmıştı.

Fırat'ın aradığını Burak'ın çaprazında oturduğum için görmüş oldum.
"Fırat Bey'e haber verdin mi bu durumu?" Diye sordu Burak, Uğur'a. Bir yandan da araba anahtarını çıkarmıştı eline.

"Hayır haber verme fırsatım olmadı" dedi Uğur sakallarını düzeltme amaçlı elini gezdirirken yanağında. "Atlas'ın para meselesi için aradığımda konuştuk en son" dedi.

"Bu meselenin aramızda kalmasını istesem muhtemelen Fırat Bey'e çoktan ötmüş olacaksın değil mi?" Dedi Burak. Onları sadece dinliyor ve izliyordum.

"Bunu neden benden istiyorsun?" diye sordu Uğur.

"Fırat Bey bu işe bu kadar müdahale ettiğimizi öğrenirse kızacaktır. Kart onun için çok önemli. Parayı gönderdim ordaki işiniz bitti gelin diye arıyor muhtemelen" dedi Burak. Fırat arıyordu yine.

"Burak, Atlas'ın buradan sağlam çıkması benim de istediğim bir şey. Adamın kartı gönderecek olması bir yana göndermese bile etki alanımızı çok genişletti. Bize çok faydası dokunuyor. Altın yumurtlayan tavuğumuzu Fırat da kaybetmek istemez zaten."dedi Uğur.

"O zaman her şeyi anlatmalı mıyım?" Diye sordu Burak.

Kafasını sallayan Uğur'un üzerine aşağıya inip telefonla konuşmaya başladı.
"Kızlar çıkıyor." Dedi Uğur. Kapıya araba yanaşmıştı önümüzden.

"Eksik" dedi Burak arabaya binerlerken. "Kızlar eksik. Bir problem var. Tekrar içeri sokabilir misin?" Diye sordu Uğur'a.

"Ben kurucu üye değilim Burak. Bunu biliyorsun değil mi?" Dedi Uğur.

"Bir terslik var. Hareketlilik oluştu." Dedi etrafa hızlı gözlerle bakarken.Bir kaç adam hızlıca içeriye giriyordu. "İçeriye girmeliyiz" diyip aşağıya inince biz de arkasından indik.

Burak binaya doğru ilerlemişti koşar adımlarla gittiği için biz geride kalmıştık.
"Bunun doğru bir fikir olduğunu düşünmüyorum" dedim.

"Atlas'ın olay çıkardığı kesin" dedi Uğur. Binanın içine dalan Burak'ın ardından adımlarımızı hızlandırdık. Topuklu ayakkabılar ayağımı acıtmaya başlamıştı.

Bir an Burak'ın bana arabada kalması için uyarıda neden bulunmadığını düşündüm. Konu Atlas olunca benden önde geliyor olmalıydı. Sonuçta kardeşiydi.

"İçeriye girebildiğine göre kavga gibi bir durum olmamalı" dedi Uğur girişe yaklaştığımızda. Kızları taşıyan araba çoktan gitmişti buradan.

Kapının önüne çıkan adamlara doğru baktık. Az önce çıkmamıza müsaade eden adamlar oldukları için bizi tanımış olmalılardı. "Kardeşim noldu ya tam gidecekken ortalık karışınca bakmaya geldik" dedi Uğur onlara merdivenlere yaklaştığımızda.

Burak da kapının girişinde bir kaç adamla konuşuyordu.
"Kalp krizi geçirmiş 4. odadaki" demesiyle adamın elektrik çarpmış gibi oldum.

"Doktor var mı yanında?" diye sordu Uğur.

"Ölmüş adam" dedi diğer adam.

"Yaşlı olunca grup yapma heyecanını kaldıramamıştır" demesiyle Burak'ın yanındaki adam, gülüşmeye başladılar.

"boşu boşuna kızın ve rekortmenin başı yanacak desenize" dedi Uğur. Burak da kafa sallayarak onayladı durumu.

"Adam zaten küçük ataklar geçirdiği için iki kez hastaneye kaldırılmış daha önce. Araştırdılar hemen. Salarlar şimdi onları da" dedi ilk konuştuğumuz adam ve sigarasını yaktı.

"Neyse biz sorun çıkartan birisi var sandık. Ondan geldik geri" dedi Burak adamın koluna dokunup.

"Bizim yapabileceğimiz bir şey yok o zaman." Derken Uğur, Burak yanımıza geliyordu.

"Bizim de yok işte bekliyoruz çıkarmalarını." dedi Burak'ın koluna dokunduğu adam içerden bir adım atıp iki arkadaşının yanına geçerken.

"Adamın karısı kalp krizi geçirdiği yeri öğrenince ne tepki verecek acaba?" Diyip yukarıya doğru baktı ilk konuştuğumuz adam. Kadının tepkisini hayal etmiş gibi bir ifadeye bürünmüştü. İçeriye doğru üçünün bakmasıyla bekledik.
Üçü birden geçmiş olsun demeye başlayınca biz de üçümüz birbirimize baktık. Kapının dışına doğru adım atan, bornoz içindeki kıza ayak ucundan yukarıya doğru bakmıştım. Zihnim yüz tanımlaması yaptığı anda öylece kalakaldım. Ve benim böyle bir anda yine bir şok yaşamamın ardından tek düşünebildiğim kalbimin daha fazla heyecanı artık kaldıramayacağıydı.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now