Sonu ne olur?

85 7 0
                                    

Uykumu tadilat sesleri bölünce gözlerimi araladım. Kerem'in dibine girmiştim ve hala kolu üzerimde duruyordu. Kalkmaya çalışırken arkamda kalan yemek masasında birisinin oturduğunu hissetmemle irkildim. İçimde bir bomba patlamış gibiydi. Kalbim vücuduma büyük bir yumruk atmış gibi hissediyordum.

Sıkıca tuttuğum Kerem'in afallamış ifadesini fark edince daha doğrusu masada oturan kişinin Atlas olduğunu idrak ettiğimde rahatlama dalgası yayılmıştı.

"Hay Allah'ım ya. Yapılır mı abi bu" dedi Kerem başını geri yastığa bırakırken.
"Al,su iç" diyip bir bardak su uzattı Atlas.

"Yok" dedim zorla. Hala kalbim deli gibi atıyordu. "Kızı kalpten götürecektin, arkasından beni"diyip elini bacaklarıma attı Kerem.

"O kadar ses çıkardım, sucuklu yumurta pişirdim, camı açtım uyanmadınız." dedi Atlas çay bardağını alıp kalan çayı fondiplerken.
"Sen iyi misin?" Diye sordu Atlas beni süzüp.

Başımı sallayıp aşağı yukarı saçlarımı toparladım tepeme.
"Elini yüzünü yıka da geçelim eve" diyince yine başımı salladım.
Kapının kilidini alırken "odayı neden kilitlediniz?" Diye sorunca "evhamımı azaltmak için" diyip kapıyı açtım. Kendimi banyoya atar atmaz suyu açtım ve ağlamaya başladım.

Nasıl özlemiştim onu. Boynuna atlayasım gelmişti. Sıkı sıkı sarılıp kokusunu içime çekmek istemiştim.
O ise bana nasılsın diye sormanın önüne çay içmeyi koymuştu.

Yüzüme ardı ardına soğuk suyu çarptım. Sakinleşmek için elimden gelen teselliyi kendi kendime vermeye başladım. Banyoda oldukça bir uzun süre oyalanmak zorunda kalmıştım çünkü ağlamamı bastıramamıştım. Bastırdığımda da yüzümün ağlamadan dolayı kıpkırmızı oluşunu gizlemek için bekledim. Neyse ki soğuk su işe yaramıştı.

Banyodan çıkınca Atlas'ın odaya girdiğini gördüm. Kapıyı da kapatmıştı girince.

"Sert bir kavga olmuş." Dedi elini boynuna götürüp gezdirirken Atlas. "Kaldır kollarını" diyince "neden?" Diye sordum.

"Vücuduna bakacağım" dedi. Tişörtü sıvarken yukarı doğru.
"Gerek yok. Bir şey olacak olsa sabaha kadar olurdu. Kolum ağrıyordu biraz geçti." dedim.

"Kaldır Hüzzam" dedi ısrar ederek. Ciddiydi. Sert bir şekilde gözlerime bakıyordu. Kollarımı kaldırınca üzerimdekini çıkardı.

Kaşları çatılmıştı. "Çok fazla direnmişsin"diye mırıldandı.
"İçim rahat. Hıncımı çıkardım" Dedim. "Ama İlhan abi saldı. Bu yüzden hala biraz sinirliyim" dedim.

"Önemli olan sana bunu yapan değil, yaptıran" dedi. Kollarımın içine bile bakmıştı.
"Bunu da çıkar" dedi işaret parmağını taytımın beline sokup çekerken.

"Atlas yaralarımı görmek neyi değiştirecek?" Diye sordum.

"Bilmek istiyorum" dedi. "Sana olan her bir şeyi bilmek istiyorum. Böyle giyindiğine göre kapatmak istediğin belli" dedi.

"Gece hava soğuk diye giydim." Dedim.

"Neden ben öyle hissetmiyorum?" Diye sordu.

"Kendimde değildim. Çok hızlı hazırladım" dedim.
"Çıkar" diyince çıkardım altımdaki taytı.

"Ben sana dokunmaya kıyamıyorum" diyip dizimin yanına dokundu. "Ve seni şuan her yerini yara bere içinde görmek çok canımı yakıyor Hüzzam" dedi.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now