Hislere Veda

99 6 1
                                    

Kerem beni sakinleştirdikten sonra meyve tabağı hazırlamış, film açmış başka konular hakkında konuşmaya başlamıştı. Ben de onu zorlamak istemiyordum. O yüzden olay çıkarmadan sabah olmasını ve Burak'ın hadi gidelim demesini bekleyecektim. Ben uyuduğum için Burak'ların beni uyandırmak istemediğini, sabah eve götürürüm dediğini öğrenmiştim Kerem'den.

Zaten sabah olmasına da pek bir şey kalmamıştı. Çok fazla uyuduğum için gece uyuyamamıştım. Neden geceyi burada geçirmiştik onu da bilmiyordum tabii. Yan tarafa geçip sormak istememiştim. Burak'ı gördüğüm bir anda öğrenirdim.

Nihayet ikimizin de uykusu gelince birimiz bir koltuğa diğerimiz bir koltuğa uzanmıştık. Battaniye örtünmenin artık yetersiz olduğunu sabah ezanıyla uyandığımda fark etmiştim.

Evin içini dolduran ezan sesi bittiğinde kapı açılma sesi duydum. Birazdan evin kapısının çalacağını biliyordum ama kalkacak kadar ayık değildim. Bu yüzden Kerem'in uyanmasını ve benden önce kapıyı açabilmesini diledim. Ki öyle de oldu kapı çalar çalmaz kalkıp açtı.

"Hala uyuyor mu?" Diye soran kişi Burak değil, Atlas'tı.

"Gece yarısı uyandı. Bir saat önce de geri uyuduk" dediğinde Kerem'in çok az uyuduğumuzu fark ettim. Çok uykum vardı.

"Nasıl iyi mi?" Diye sorduğunda sana ne diye çıkışasım geldi.

"Sorular sordu. Sana karşı çok öfkeli özellikle onun acımasızca canını yaktığın için. Gece boyunca ağladı. Bandajı çıkarmaya çalıştı. Zor sakinleşti" dedi Kerem. Böyle dediği için ona da sinir olmuştum. Onun için ağladığımı bilsin istemiyordum.

"İçindeki kırgınlık yüzünden öfkeli. Bana değil daha çok kendine kızıyor." Dedi Atlas.

"Onu koruyamadığını düşünüyor" dediğinde sinirle hareket etmemek için kendimi sıktım. Tek ışık apartmandan içeriye dolan ışıktı ve neyse ki koltuk kolu yüzümü onlardan gizliyordu. Yoksa şu an gözlerimin fal taşı gibi açıldığını görebilirlerdi.

"Koruyamadım çünkü. Fırat'ın öz kızı olması işleri çok farklı bir boyuta taşıdı. Benim yanımda öyle birisinin olmasını haklı olarak istemediler. Beni bile sorguladılar Kerem. Az kalsın işimi kaybedecektim. Bak tekrar saçma sapan bir yerde karşıma çıkıyor. Böyle yaptıkça ekibin ilgisini çekecek. " dedi Atlas.

"Uzak durması için onun canını yakman gerekmiyordu" dediğinde Kerem tam da aynı şeyi düşünmüştüm. İçimden geçen cümleyi duymuştum Kerem'den.

"Burak onu bana karşı kullanacak. Bir kaç saat önce kartı götürmek için gitti. Fırat ile olması gerekenden daha fazla uğraşacağız artık" Derken Atlas, sesi daha da yakından geliyordu. "Maalesef zararından çok yararı olan birisi. Üstelik sadece Fırat değil, yanında Burak ve Hüzzam da bize karşı olacak. Bunlar iyi zamanlarım. Benim onları bastırmaya iznim yok diye epey uğraşacaklar benimle." derken dibime kadar girmişti.

"Hüzzam" dedi Atlas koluma dokunup. Gözlerimi yavaşça açtım.

"Hadi kalk" dediğinde yattığım yerden doğruldum.

"Hüzzam'dan da Burak'tan da sana zarar geleceğini pek sanmıyorum" dedi Kerem. Ona doğru baktım. Az öncekileri duymamış gibi yapmam gerekiyor muydu acaba?

Atlas gülümseyerek yanağıma dokununca geri çekilip elinden kurtuldum. "Henüz ben de sanmıyorum" dedi.

Kucağımdaki ellerine doğru baktım. "Hadi, eve gidiyoruz" diyince ayağa kalktım.

"Burak nerde?" Diye sordum sanki hiç duymamış gibi yaparak.

"O bir kaç saat önce çıktı. Fırat kart için biraz sabırsızlandı da" dedi Atlas kapıya yönelip.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin