kırılmış kalpler

131 5 0
                                    

Arabaya biner binmez "bacağınıza ne oldu Hüzzam Hanım?" Diye sordu Burak.

"Düştüm" dediğimde "nasıl?" Diye sordu. Arabayı çalıştırmamıştı bile.

"Ayağım takıldı Burak. Gitsek artık" dedim en sonunda dayanamayıp.

"Bir yanımızdan ayırdık ne hasta olmadığın kaldı ne de bir yerini yarmadığın" diyip arabayı çalıştırdı. Bir resmi bir de böyle konuşması beni çileden çıkartıyordu. Söylediklerini duymayacağımı mı sanmıştı?

"Ben hesap vereceğim yalnız Fırat Bey'e" dedi bana dönüp. Hala sinirli sinirli konuşuyordu. Arabayı bahçeye sokarken bile vitesi sert tavırlarla değiştiriyordu. Sesimi çıkartmadan gelmiştim eve kadar. Cevap versem tartışma uzardı.

"Ege mi geldi? " Diye sordum onun arabasını görünce.

"Ben yokken gelmiş olmalı Hüzzam hanım" diyip arabayı durdurdu. Hızlıca aşağıya indim. "Bu arada sabah kahvaltı yapmaya çıktık eğer sorarsa" dedim.
Kafasını sallayıp onay verdi. Elbet soracaktı çünkü.

İçeri girip salona geçtiğimde Ege'nin koltukta uzandığını gördüm. "Kuzen" diye seslenince beni gördüğünde "adım Hüzzam " dedim sinirlenip.

"Pardon alışkanlık" diyip gülümsedi. Yattığı yerden bana bakıyordu. "Seninle bugün biraz işimiz var" diyince "Ne işi?" Diye sordum merakla. Karşısındaki koltuğa uzanmıştım ben de.

"Bir yere gitmemiz lazım" dediğinde sinirlenmeye başladım. Her şeyi tek tek söylüyordu. İlla benim sormam mı gerekiyordu?

"Ağzından lafları cımbızla mı alayım?" Diye sorduğumda "Seçkin Bey'in daveti var. Bir çok iş adamı geliyor yani anlayacağın baya sıkıcı bir ortam. O yüzden benim canım sıkılmasın diye sen de geliyorsun" dedi kalkıp önümde diz çökerken.

"Hiç yanaşma. Zaten şurda istediğim gibi geçireceğim iki günün kalmış, bana dediğin şeye bak" dedim.

"Buraya noldu?" Diyip yara bandına dokundu.

"Düştüm" dedim sessizce. "Küçük bir sıyrık sadece" diye devam ettim ardından.

"Bak istersen çıkışta istediğin yere gideriz." Diyince başımı salladım. "Ege benim hazırlanmam gerek. Kursa gideceğim" diyip oturduğum yerden kalktım.

"Peki akşam benimle gelecek misin? Hüzzam sana her konuda yardım ederim ve edeceğim de. Lütfen sen da bana bir gece yardım et. Lütfen" dediğinde "bu davete katılmasan olmaz mı ki? Hem senin ne işin var bir çok iş adamının içinde?" Dedim. Seçkin silah sattığına göre pek de iyi bir ortam olmayacaktı. Fırat gibi bir çok adam olacaktı.

"Amcam adına katılıyorum. Benden bir şey rica etti kıramadım" diyince iç geçirdim. "Onun ayak işlerini hallet sen daha. Giderek seni de benzetirler kendilerine" dedim sinirle.

"Kimseye özenmiyorum" dedi."Ben özeniyorsun demedim zaten" diye çıkıştım.

"Beni onlardan biri yapamadın bir türlü sen de" diyince sinirle "Ege konuyu başka yerlere götürüyorsun. Her neyse bu arada seni yalnız bırakmak hoş olmaz" diye söylendim. Hiç gidesim yoktu. Ama katlanacaktım artık. "Ama dua et canımı sıkan bir olay olmasın" diye söylendim.

"Canımsın" diyip yanağıma makas attı.

"Ya" diye geri çekildim aniden.

"Kurs çıkışında seni alırım. Annem hazırlanmana yardımcı olur. Bize geçeriz direk" diyince "Of daha o var değil mi?" Diye isyan ettim.

"Hadi ben kaçtım" diyip önümden hızlıca uzaklaştı. Ben de vakit kaybetmeden odama çıkıp kendimi duşa attım. Sıcak su tüm bedenimi rahatlatmıştı. Aklımda sürekli Atlas hoca ile geçirdiğim vakit dönüp duruyordu. Acaba kursta daha mı samimi davranırdı bana? Yoksa o laf sokucu hallerine devam mı ederdi?

* YALNIZ KUŞ *        Onde histórias criam vida. Descubra agora