bir kurtuluş yolu

70 5 0
                                    

"Hüzzam" dedi Atlas beni bu halde görünce.

"Olanları anlatırken biraz etkilendi" dedi Yiğit. Yardım çağrıma karşılık vermemişti.

"Kıyamam" diyip yüzümü sildirdi elleriyle. İstemsizce geri çekildim yine. Aklıma Eda geldikçe midem bulanmıştı.

"Tamam tamam. Sana da dokunmaya gelmiyor"diyip yanıma çöktü.

"Gidiyor musunuz?" Diye sordu Yiğit.

"Aynen gideriz şimdi" dedi Atlas. "Hüzzam'ın keyfi yok."
Morali bozulmuştu ben öyle kendimi çekince.

"Ben de size geçeyim o zaman." diyip ayağa kalktı Yiğit.
"İyi, gel" dedi Atlas.
Hepimiz dışarı çıktığımızda Gökhan ve Aleyna da yanımıza geldi. Kimse hesabı ödememişti, bu dikkatimden kaçmamıştı. Çalışanları tanıyorlardı acaba aralarında daha önceden mi halletmişlerdi? Ben bu soruları düşünürken onlar kendi aralarında ayaküstü muhabbete dalmışlardı.

"Hesabı..." diyerek konuşmaya başladım bana baktığı anda Atlas.
"Biz hallettik" dedi.

"O zaman alıp, sana geçelim. Evde yiyelim" dedi Gökhan.

"Öyle yapalım" dedi Atlas da.

"Sen arabayı al, ben motorla alayım hangi tatlıdan istiyorsanız" dedi Gökhan.

"Hüzzam?" Dedi Atlas. Canım hiçbir şey istemiyordu ki. Hatta uyumak isterken şimdi sabaha kadar oturmak zorunda kalacaktım.

"Bana fark etmez" dedim sakince.

"Sen kafana göre al gel Gökhan ya" dedi Aleyna.

"Tamam o zaman, görüşürüz" diyip elini uzattı Atlas'a doğru. Atlas da motorun anahtarını uzatıp avcuna koydu Gökhan'ın.

Gökhan motora biz de arabaya yöneldik. Aleyna ile arkaya geçtiğimizde Atlas zaten çalışır halde olan arabayı ilerletti kendi evine doğru.
Hepimiz yukarı çıkıp salona kendimizi attık. Atlas sıradan herkese su dağıtmaya başladı oturduğu yerden.

"Betül'ü görüntülü mü arasak?" Dedi boş bardağı uzatırken Aleyna. Heh bir bu eksikti diye düşündüm.

"Gökhan gelsin ararız" dedi Yiğit.

"Ya o gelesiye konuşuruz zaten" diyip telefonunu eline alınca Aleyna, ayağa kalkıp Atlas'ın odasına geçtim. Beni görsün istememiştim. Yatağının köşesine dayanarak yere oturdum. Gözlerimi kitaplıkta gezdirirken odanın kapısı açıldı.

"Neden yerde oturuyorsun?"
Sesin sahibinden gelenin Yiğit olduğunu anlamıştım.

"Bilmem oturdum işte" dedim o yanıma gelirken.

"Sana söylerken yardımcı olmak için geldim" dedi.

"Hangisini? Yaralanmayı mı yoksa kararından vazgeçmesini mi?" Diye sordum.

"Tabii ki yaralandığını söylemen için. Evde ben varken aşırı sinirlenmesini engellerim" dedi.

"Yiğit hiç söyleyesim yok bunu." Dedim ofladıktan sonra.

"Sen bilirsin, o zaman ben söylerim" derken odanın yine kapısı açıldı. Hiç tıklatma adeti yoktu bunlarda da.

"Ne oldu? Buraya toplanmışsınız" dedi Atlas. "Neyi söyleyeceksin?" Diye devam etti ardından.

"Konuştunuz mu Betül'le" dedi Yiğit konuşmayı farklı bir yöne çekip.

"Konuşuyor, sen de konuşmak istersen kapatmadan geç" dedi kapıyı hafifçe iktirip sonuna kadar açtı.

* YALNIZ KUŞ *        Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin