durağan

104 6 0
                                    

Atlas hoca yarım kalan birasını kafasına dikip Yiğit'in kulağına bir şeyler söylemeye başladı.
Aleyna'yda Gökhan'ı kendine çekip bir şeyler sordu.
Masadaki o neşeli ortam bir anda gerilmişti. Atlas hocayla Yiğit'in konuşması çok kısa sürmüştü. Ne olduğunu çok merak etmiştim. Betül'de Aleyna'ya sormuştu. Kulaktan kulağa herkes birbiriyle konuşmuştu ama benim sorabileceğim tek kişi karşımda duruyordu. Sahneyi izlerken gülmeye başladı bir anda Atlas hoca. Rock işareti yaptı sahneye doğru.

Gökhan tekrar onun kulağına bir şey söyleyince bu sefer gülmeye devam etmişti. Neler olduğunu çözememiştim. Gerginlik de bir anda yok olmuştu sanki.
"Biz lavaboya gidiyoruz geliyor musun?" Diye sordu Betül. Çantasından rujunu çıkartıp avcunun içinde sakladı.

"Yok hayır" diyip geçmesi için geriye adım attım. İkisi de benim önümden geçince Atlas hoca göz kırptı. Gel buraya dediğini fark edince Yiğit'in arkasından onun yanına geçtim.

"Nasıl gidiyor?"Diye sordu. "İyi de az önce ne oldu öyle?" Diye sordum.

"Gökhan'ın meseleleri işte" dedi kulağıma. Ardından tekrar eğilip "iki dakika çıkalım mı dışarı?" Diye sordu.

Beni tekrar elimden tutup arkasına aldı. Biz kapıya yönelmişken Betül'ler de masaya doğru geliyorlardı. Atlas hoca elimi bıraktı aniden. Betül ile ayak üstü birbirlerine bir şey söylediler. Yine de çekiniyordu ondan Atlas hoca. Gitmek istediğimi söyleyecektim ona dışarı çıkıp kulak patlatan müzikten kurtulunca. Bu şekilde kendimi berbat hissediyordum.

Karşıdaki markete girdik beraber. Sigara alıp çıktık hemen. "İstediğin bir şey var mıydı?" Diye sordu.

"Hayır teşekkür ederim." Dedim ve kapıdan Yiğit'in bize doğru geldiğini gördüm. "Yiğit geliyor" dediğimde sigara paketinin çöplerini çöp kutusuna atmakla meşguldü.

"Ya abi siz ne tartıştınız o kadar?" Diye sordu Yiğit hemen.

"Gökhan'ın işleri" dedi bir tane sigara çıkartıp ağzına koyarken. Paketi Yiğit alıp o da bir tane sigara çıkartıp kendi cebine attı.
"Benim sigara yine gitti" dedi Atlas hoca gülüp bana eliyle işaret ederken.
"Alırım ben sana şimdi. Sen şunu düzgünce anlatsana bi bana" dedi Yiğit çakmağı alırken Atlas hocadan.

"Ben gireyim mi içeri?" dedim Atlas hocaya. Özel konular konuşulacaksa yanlarında durmam sorun olurdu.

Hayır anlamında kaşlarını kaldırıp başını salladı Atlas hoca. "Bunun borcu vardı ya" dedi Atlas hoca ve ardından sigarayı ağzına götürüp içine çekti.
Dumanı üfleyince iğrenç kokunun içinde kaldım. "Betül'den aldığını da vermiş babasına" diyince Yiğit "ya şunda akıl yok yemin ederim." Dedi.

"Söyleme dedim Gökhan'a. Sen de söyleme tekrar vermesin kız. Onda para var da yurt dışına çıkcak sıkışmasın." dedi Atlas hoca.

"Bir Fırat kurbanı daha" Diyince Atlas hoca "Fırat derken" Diye sordum.

"Babası da Fırat'tan borç almış" dedi Yiğit.

"Oğlum Hüzzam'ın kızı olduğunu söylesek var ya öldürür Gökhan" diyip gülmeye başladı Yiğit.

"Kızı değilim ben o adamın" diye çıkıştım sinirle. Nefret ediyordum şu cümleden.

"Lafın gelişi söylüyor ya kızma. Sistemde öyle gözüküyor ya" dedi Atlas hoca.

"Bu konuda dikkat edin" dedim. Sinirim geçmemişti hala.

"Of be. Kendi borcunu kapatamıyor babasının borcunu kapatmaya çalışmaktan" dedi Atlas hoca.

* YALNIZ KUŞ *        Where stories live. Discover now