15. Bölüm

14.6K 911 27
                                    

Tarihi kurguda 5. sıradayız benim tatlı canavarlarım! Bundan daha ilerisini görmüş müydük? Hatırlamıyorum doğrusu. Buna bu kadar seviniyorsam kim bilir bir numarada olduğumuzda neler olacak. Çok teşekkür ederim!

🍂

Annabelle gözlerini yanından geçen ağaçlara verdi. Güneş perdelerin arasından sızıp dizlerini ısıtırken araba sarsıla sarsıla yolda ilerliyordu. Yanında oturan Lord Beast'e kaçamak bir bakış attı, onu izlediğini fark ettiğinde hemencecik önüne döndü ve panikle sırtını daha da dikleştirdi. Emin olamıyordu. Belki de Lord Beast tıpkı onun gibi yanından geçen manzarayı izliyordu. Bir kez daha ürkek bakışlarını ağır ağır onun olduğu tarafa çevirdi. Çenesi tamamen ona dönüktü ancak gözlerinin nereye baktığını görmeye cesareti yoktu.

Lord Beast dizinin üzerinde duran elini kaldırdığında Annabelle irkildi ve önüne döndü. Bu basit bir hareketti ancak ona o kadar fazla odaklanmıştı ki en ufak bir hareketi belinden aşağı soğuk bir ürperti göndermeye yetmişti. Lord Beast dudaklarına yayılan gülümsemeyi durdurmadı. Kolunu Annabelle'in arkasından koltuğun üzerine attı ve omuzlarından aşağı dökülen saçlarından ince bir tutam alıp parmaklarının arasında oynamaya başladı. Saçları parlak turuncu, kalın telli ve yumuşaktı. Tıpkı karakteri gibi, diye geçirdi içinden.

"Saçımı bozuyorsun," dedi Annabelle.

"Ufacık bir tutamla mı?"

Burnunda soludu "Evet, ufacık bir tutamla," dedi. Lord Beast suratına yayılan çarpık gülümsemeyle Annabelle'in öfkeli profilini izledi. Arabacı durduğunda Annabelle zaten düzgün olan eteğini düzeltti ve Lord Beast'in parmakları arasındaki bir tutam saçını diğerlerinin arasına katıp arabacının kapıyı açmasını bekledi.

Araba kapıyı açarken Lord Beast uzanıp elini Annabelle'in ensesinden saçlarının arasında daldırdı ve tepetakla ederek birbirine karıştırdı.

"Maximilian," diye hırlayarak Annabelle saçlarını düzeltmeye çalışırken Lord Beast kahkahalarla gülüyordu "Yapma dediklerimi yapmaktan zevk mi alıyorsun?" diye homurdandı saniyeler içinde kabaran bukleli saçlarını elleriyle yatıştırmaya çalışırken.

Lord Beast kahkahaları arasında "Evet," dedi ve doğruldu. Annabelle'in üzerine eğilerek "Çünkü burada emirleri ben veririm," dedi ve göz kırparak arabacının şaşkın bakışları arasında arabadan indi. Annabelle düzeltebildiği kadar düzelttiği saçlarını sırtına attı ve Lord Beast'ten yardım beklemeksizin arabadan indi.

Eteğini düzeltirken Lord Beast'in yüzündeki gülümseme ağır ağır yerini dinginliğe bıraktı. Eliyle butiğin yolunu gösterirken Annabelle dudaklarını büzdü ve sırtını dikleştirip önden yürüdü. Lord Beast arkasından emin adımlarla yürürken farkında olmadan yüzüne maskesi inmiş, bütün duygularını yara izlerinin altına hapsetmişti.

Kapının altından geçerken cılız bir çan sesi duyuldu. Tahtalar gıcırdarken butikteki kadınların bakışlarını kapıdaki ikiliye çevirmişlerdi. Annabelle ona çevrilen bakışların dikkatiyle inledi, düşmek üzere olan omuzlarını topladı ve çenesini kaldırdı.

"Bayan," ağzından yanlış bir kelime kaçıracakmış gibi duraksadı "McMyers," diyerek elindeki çayı sehpaya bırakıp ayağa kalktı.

"Bayan Gabarron," dedi Annabelle naif gülümsemesi dudaklarına yayılırken.

Bayan Gabarron, Annabelle'in buz gibi parmaklarını tutarak "Seni görmek büyük zevk, tatlım. İnanır mısın dün annenle senden bahsediyorduk. Ah, söz açılmışken annen dün buradaydı, Prens Henry'nin balosu için elbise siparişi verdi," dedi. Prens Henry'nin adını duyunca Lord Beast'in gözleri kısıldı. Bakışlarını vitrindeki elbiselerin üzerinden alıp Bayan Gabarron'ın üzerine dikti.

Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1Место, где живут истории. Откройте их для себя