20. Bölüm

13.9K 940 78
                                    

Daha önce tarihi kurgularda pek müzik koyulduğunu görmedim, eklenen müzikler de genelde klasik türde oluyordu. Tarihi kurgulu fantastik oyunlardan kopya çektim biraz ama müziğin uyum sağlayıp sağlamadığını bana söylerseniz sevinirim.

Bu arada bir önceki bölümde yorum konusunda ortalığı yıktınız (tahtaya vuralım aksi olmasın) bütün kalbimle teşekkür ederim. Sizi böylesine aktif görmek harika!

100 oy 20 yorum geleneğimizi bozmayalım 😘

Lord Beast dans sırasında sıktığı, kızarmış parmakları bu kez daha nazik hareketlerle tutarak Annabelle'in arabasına binmesine yardımcı oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lord Beast dans sırasında sıktığı, kızarmış parmakları bu kez daha nazik hareketlerle tutarak Annabelle'in arabasına binmesine yardımcı oldu. Hemen arkasından arabaya yerleşti. Uşak kapıyı kapattıktan sonra gece siyahı araba atların nallarından yükselen senkronize sesler arasında yola koyuldu.

Annabelle birbirine kenetlediği parmaklarına indirdi gözlerini. Çocukken ya da ne zaman gerçek anlamda gerilse, kendine bir çıkış yolu bulamasa yaptığını yapmaya başladı. Kendi kendine baş parmağını yakalamaya çalışarak kafasını dağıtmaya çalışıyordu. Bir, iki, üç... yedi derken en sonunda kendi parmağını yakalıyor ve gözleri uzaklara dalıp kalıyordu.

Lord Beast onu sevmeyecekti ancak eğer ki evde de böyle davranırsa onu kendine aşık etmesi uzun sürmezdi. En azından o böyle ümit ediyordu. Lord Beast'in kalbinin zincirlere vurulup denizin en derinlerinde korkunç yaratıklara ev sahipliği yaptığını bilse belki bunu ummazdı... Belki de daha fazla ona kucak açardı. Tüm bunlara karar veremiyordu.

Annabelle'in evlilikten beklentisi yoktu. Hayata karşı herhangi bir beklentisi yoktu, annesinin kalbinde açtığı o ince ancak kapanmayan yaradan sonra bunun olması mümkün değildi. Evlenecekti, evlendikten sonra ise sadece kocasına sadık olacaktı.

Lord Beast bir kolu arabanın koltuğuna yaslanmış ona döndüğünde Annabelle dalgın bakışlarını parmaklarından çekip ona döndü "Ne düşünüyorsun?" diye sordu Lord Beast. Evine adım attığı haftadan beri aklından ne geçirdiğini, ne düşündüğünü ve ne istediğini merak eder olmuştu.

Annabelle omuz silkerken "Bizi," dedi. Ağzından zorla çıkmıştı tek bir kelime. Söylemeye çekiniyor gibi bir tavrı vardı.

Lord Beast parmaklarını parmaklarının arasına alıp dudaklarına götürdü. Parmaklarının izleri kırmızı çizgiler halinde tenine işlenmişti, belki de yarın moraracaktı "Neden?" diye sordu Lord Beast dudaklarını özür dilercesine Annabelle'in parmakları üzerinde gezdirirken. Annabelle dudakları aralanmış Lord'un dudakları parmaklarının üzerinde gezerken karnında neden bu denli güçlü ancak onu öldürmekten çok süründürmeye meyilli ağrının baş gösterdiğini çözmeye çalışıyordu.

Annabelle "Lordum," diye fısıldadığında Lord Beast lambanın ışığının altında parlayan zümrüt yeşili gözlerini ona çevirerek karşılık verdi "Bu yaptığınız..." dudaklarını birbirine mühürledi. Ne diyecekti? Beni öptüğünüzde, bana yaklaştığınızda karnıma ağrılar giriyor, mu diyecekti? "Son günlerde yaptıklarınız," diyerek cümlesini devam ettirdi "Beni allak buldak ediyor, kafam karışıyor," dedi. Cesareti ve kolayca kıvırmasını tebrik etti.

Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin