19. Bölüm

13.1K 953 71
                                    

Uyandım ve biraz müzik dinledikten sonra bi bakayım dedim. Dün akşam aynı saat içinde yorum sınırının geçilmesinden sonra sabaha -ki bu birkaç dakika öncesine denk geliyor (evet, öğlene kadar uyudum :D)- oy sınırı geçilmiş. Beklememek haksızlıktı. Heyecanımın size de yansıdığını ve benim de sizin heyecanınızla beslendiğimi anladım. Sizi çok seviyorum.

100 oy 20 yorum diyelim yine. Ben 20. bölümü yazmaya başlıyorum, siz sınırı geçince paylaşacağım.

 bölümü yazmaya başlıyorum, siz sınırı geçince paylaşacağım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Prens Henry yumuşak dans eden bir adamdı. Lord Beast gibi sahiplenici ve kontrolcü tavırlardan çok Annabelle'in hareketlerinin akışını takip ediyor, nadiren kontrol altına alıyordu. Prens Henry, Lord Beast gibi yeniden biçimlendirmek yerine sadece daha güzel kılmak için dans ediyordu.

Annabelle'in bakışları Lord Beast'in üzerine kenetlenmiş, Rosie Humpert'ı nasıl kavradığını ve onunla nasıl süzüldüğünü pür dikkat izliyordu. Tırnaklarını farkında olmadan Prens Henry'nin güzel işlemeli ceketine batırmıştı. Dişleri, çenesini ağrıtacak kadar sıkılıydı.

"Umarım parti hoşunuza gitmiştir," dedi Prens Henry.

Annabelle zorla gözlerini Lord Beast ile Rosie Humpert'ın üzerinden çekip sevecen bir tavır takınarak Prens Henry'e döndü "Her şey çok güzel, ben ve eşim çok eğleniyoruz," dedi. Onu bulduğu ve eve getirdiği gün biraz minnetten ve biraz da Lord Beast'i kızdırmak için ona sıcak davranmıştı. Yanlış anlaşılmak istemiyordu, bu yüzden aralarında biraz da olsun mesafe bırakmayı sağlıklı buldu.

"Konuklarımın keyfi önceliğimdir," dedi.

Lord Beast dişlerini birbirine bastırdı. Annabelle yüzünde sadece ona saklaması gereken sevecen gülümsemesini Prens Henry'e sunuyordu. Onu daha sert uyarması gerektiğini zihnine yazdı ancak hemen sonra bu fikrin üzerini sertçe karaladı ve onu iyice sahiplenmenin yolunu not etti. Bu gece Annabelle tamamen ona ait olmalıydı. Onun karısı olduğunu hem Annabelle iyice kavramalı hem de Prens Henry kalın kafasına sokmalıydı.

"Görüşmeyeli dans etme tarzın değişmiş," dedi Rosie Humpert.

Lord Beast keskin bakışlarını kısa süreliğine Annabelle'in üzerinden çekti "Ne demek istiyorsunuz, Leydi Humpert?" diye sordu ve tekrar bakışlarını Annabelle'e çevirdi. Annabelle kendi yüzünün yansıması gibi dik dik gözlerinin içine bakıyordu.

"Dans ettiğiniz kadını sahiplenirdiniz," dedi ve iç geçirdi "Artık sahiplenici tutuşlarınızı hissedemiyorum," diyerek tamamladı cümlesini.

Lord Beast bakışlarını Annabelle'den çekti, saniyelik bir sekteydi "Bunu hak etmiyorsunuz, Leydi Humpert," dediğinde Rosie acı acı gülümsemekle yetindi.

"Evlilik nasıl gidiyor?" diye sordu Henry.

Annabelle tebessümünü yüzüne yerleştirerek Henry'e döndü. Lord Beast'in bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu. Biraz daha kıskandırsa bir şey olur muydu? "Birbirimize alışmaya çalışıyoruz, henüz başındayız. Her evlilikte olduğu gibi güzel başladı," dedi ve başını yana yatırarak sevimli gülümsemesini yine yüzüne yaydırdı. Hayır, şu an ikisi de birbirini kıskanıyordu. Annabelle ortamı biraz daha kızıştırmanın lüzumu yoktu.

Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1Where stories live. Discover now