25. Bölüm

14.6K 887 67
                                    

Sonunda bir haftalık esaret zincirlerini kırarak üç numaraya yerleştik. O zaman DANS! Oylarınız ve yorumlarınız için de ayriyeten teşekkür ederim, her seferinde beni haksız çıkartıp aynı zamanda da bu haksızlıkla gurur duymamı sağlıyorsunuz. 

Aşağıda Lord Beast'in amatör bir çalışması var, umarım beğenirsiniz. Oylarınızı ve yorumlarınızı hevesle bekliyorum.

Annabelle'in gözleri heyecanla parlarken annesinin dudakları aralanmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Annabelle'in gözleri heyecanla parlarken annesinin dudakları aralanmıştı. Ağzından çıkacak sözlerin heyecanıyla öne doğru eğildi. Öyle ki onun teninden yayılan menekşe kokusu ya da gözlerinin önünde güneşin bulutların arasından yaptığı her hareketle çarpan mor renk umurunda değildi.

Leydi Risperdal, Annabelle'in heyecanının bizzat farkında olarak çenesinde bağladığı kuşağı çözdü ve tıpkı onun gibi dalga dalga omuzlarından aşağı dökülen alev kızılı, arasına aklar düşmüş saçlarını açtı. Şapkasını kucağına özenle koyup narin parmaklarını şapkasının üzerinde birleştirirken lafı bilerek dolandırıyor, sessizliği mümkün olduğunda uzatıyordu.

"Bildiğini söylemiştin," dedi Leydi Risperdal.

Annabelle boğazını temizledi "Bir kısmını biliyorum. Yani ilişkileri olduğu kısmını. Neden ayrıldıklarını bilmiyorum," dedi.

"Ah," diye mırıldanarak Annabelle'in hevesle parlayan gözlerine baktı. En son ne zaman kızı ağzından çıkacak tek bir kelimeyi böylesine merakla beklemişti. Dudakları özlemle titrese de kendini çabucak toparladı "O zamanlar Lord McMyers henüz dayısından ünvanını miras almamıştı. Hala genç ama o zamanlar daha toy dönemleriydi. Onun ordudaki ve senin de Londra'daki ilk yılındı," diye başladı cümlesine. Annabelle zihninin ücra köşelerini taradı ancak çocukluğunda -yedi yaşında- Lord Beast'e dair hiçbir şey yoktu.

"On yedisinde genç bir adam..." diye mırıldanırken Leydi Risperdal iç geçirircesine nefes almıştı. Annabelle saniyeler içinde sırtında hissettiği iğnelenme hissiyle doğruldu ve ateş saçan bakışlarıyla gardını aldı "Senin için uygun bir eş," dediğinde ise gözlerini devirdi. Leydi Risperdal'ın lafı çevirme çabaları boşa çıkmıştı.

"Ta o zamandan benim hayatımı nasıl zehir edeceğini mi planlıyordun?" diye homurdandı.

"Her zaman senin iyiliğin ve refahın için uğraştım, Annabelle. Aklı havada bir adamın peşine takılıp hayatını mahvetmeni istemedim," dedi kendini savunmaya alarak.

Annabelle genizden gelen hırıltıyla güldü "Peki sen, kendini refaha ulaştıracak bir adamla evlendikten sonra mutlu oldun mu?" diye sorduğunda Leydi Risperdal göğüs kafesine sert bir darbe yemiş gibi hissetmişti. Sevgili kızı... Öz kızı ilk defa ona karşı böylesine kaba cümleler kuruyordu.

"Beni kırıyorsun ve bunun farkında değilsin, kızım," dedi.

Annabelle yüzündeki tek bir kası kıpırdatmadan düz ifadesini koruyarak "Farkındayım. Bilerek yapıyorum," dedi. Bu Leydi Risperdal için bir darbe daha demekti.

Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1Where stories live. Discover now