26. Bölüm

14.8K 917 101
                                    

Selamlar, selamlar! Bugün ve yarın evde olacağım, hazır durum böyleyken şöyle tekrar günde 1-2 bölüm koymalı bir şeyler yapayım dedim. Evet, yine sınır koyacağım çünkü bunun sizi teşvik ettiğini düşünüyorum. Ve bir de ben o hızlı hızlı artan oyları ve yorumları görünce gaza geliyorum. Mesela bu bölümü yazarken kovyerdim ve biraz sancılı oldu ama günde iki bölüm yazınca öyle mi? Değil. Bu yüzden desteğinizi bekliyorum.

140 oy ve 40 yorum bekliyorum.

  🍂 

Annabelle tırnakları tırabzanlara geçmiş vaziyette gözlerini askere dikmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annabelle tırnakları tırabzanlara geçmiş vaziyette gözlerini askere dikmişti. Eğer gözleriyle onu öldürebilseydi muhtemelen çoğu şeyden habersiz bu elçi parçalar halinde kan revan yerde yatıyor olurdu. Kaşlarının arasındaki çizgi derinleştiğinde Lord Beast bu durumu fark etmiş gibi omzunun üzerinden onu telaşla izleyen Annabelle döndü.

"Keyfine bak," dedi ve gülümsedi. Ancak Annabelle keyfine bakacak hali yoktu. Dudaklarını sımsıkı birbirine bastırarak askerin bir sonraki cümlesini bekledi.

"Sefere çıkılacak ve bunun için ordunun başına sizi tayin etmek istiyor," dedi.

Annabelle öne doğru eğildi. Lord Beast daha sert bakışlarla arkasına döndüğünde yüzündeki endişeli ifadeyi silip çabucak doğruldu "Annabelle," diye uyardı Lord Beast "Git ve keyfine bak," dedi her kelimeyi özenle vurgulayarak.

Annabelle "Peki," diyerek istemeye istemeye Heaven'ı takip etti. 

Lord Beast ellerini arkada birleştirdiğinde güçlü kolları ve geniş omuzları kendini iyiden iyiye belli etmişti "Görüşme gününü bildirdi mi?" diye sordu Lord Beast otoriter ses tonunu kuvvetlendiren bakışlarla.

"Yarın, öğleden sonra sizi sarayına bekliyor," 

"Geleceğimi ve şimdiden yanıtımın olumlu yönde olduğunu bildirin," dedi.

Asker selam verdikten sonra botlarını mermerde tıkırdatarak evden çıktı. Lord Beast elleri arkasında bağlı onu izliyordu. Alfred kapıyı kapattığında o da zihnindeki iş ile ilgili dönüp duran tüm düşüncelerini bir kenara atmak istedi ancak bunu yapamayacak kadar büyük bir karmaşanın içine düşmüştü. Yeni bir sefer hazırlıklar ve askerlerin eğitimiyle birlikte en az altı ay demekti ve bu altı ay içinde tembellik yapmaya, sıcak yatağında birkaç dakika daha fazla uyumaya izni yoktu. Altı ay sonunda belki de bir yıl sürecek büyük bir sefer olacaktı, zafer kısa yoldan gelmezdi. 

Alfred'in onu izlediğini fark edince yüzündeki ifadeyi katılaştırdı ve merdivenlere yöneldi.

  🍂 

 Heaven elbisesinin düğmelerini çözerken Annabelle gözlerini küvete dikmiş Lord Beast'in teklifi kabul edip etmeyeceğini düşünüyordu. İyi bir savaşçı olduğunu ve yenilmez olarak da adlandırıldığını biliyordu ancak seferlerin hiçbir zaman garantisi olmamıştı. O gittiğinde onsuz kalmayı hayal edemiyordu. Henüz yıllardır birlikte yaşamıyorlardı ya da evlendikleri günden beri birbirlerine sonsuz bir aşk beslemiyorlardı ancak Annabelle o olmadan ne yapacağını düşünürken aklına acıdan ve gözyaşından başka bir şey gelmiyordu. Belki bencillikti, ne fark eder. Kanın onu kendinden ayırmasını istemiyordu.

Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin