29. Bölüm

12.9K 891 87
                                    

Selamlar! Önceki bölüm 200 oyu görmüş ve toplam 54K olduk! Her şey için teşekkür ederim, bu aranın ardından uzun bir bölüm yazmak isterdim ancak sadece 1000 kelimelik yazabildim. Bu kadarını yapabiliyorum. Elimden bu kadarı geliyor, daha fazlasını yapabildiğimde bir şekilde oluyor anca özellikle üzerine düştüğümde kenetleniyorum. Akışına bırakmak en iyisi. Birkaç gün daha günlük bölüm olmayacak ancak ondan sonra günübirlik bölüm yazma sözü veriyorum. Akışına bırakalım.

Wattys 2016'yı kazanmamız için oy vermeyi ve yorum yatmayı unutmayın🦄

🍂

Parmaklarını pencerenin çerçevelerine sabitlemiş dağın eteklerinden eser rüzgara kendini teslim etmişti. Kızıl saçları alev gibi omuzlarından savruluyordu. Annabelle başını eğip aşağı baktı, atladığı taktirde hiç kuşkusuz kolunu ya da bacağını kırardı. Belki çarşafları uç uca bağlarsa daha kolay inebilirdi. Zihninde bunu tartarken odasının kapısından yükselen tok kilit seslerini duydu.

Odasının kapısı aralanırken sırtını pençeleye döndü. Rüzgar evin içinde cereyan ederken Annabelle'in saçları sırtından savrulup yüzüne hücum etti. Yüzünü kaplayan saçlarını aralamaya çalışırken Lord Beast kapıda durmuş bekliyordu.

Saçlarını bir omzunda toplarlarken "Cezam bitti mi?" diye sordu.

Lord Beast alayla "Böylesine büyük bir günahın affı bu kadar kolay olamaz, Leydi McMyers," dedi ve kapıyı boylu boyunca açarak kenara çekildi "Sadece yemek yiyeceksiniz," diyerek cümlesini tamamladı.

Annabelle elbisesinin eteklerini tutarak Lord Beast'e doğru yürüdü. Başı yukarıda, minik ve itaatsiz burnu havadaydı. Eşiğinde altından geçmek üzereyken Lord Beast uzun ve güçlü bacağını öne doğru uzatarak yolunun kesti. Annabelle alev alev yanan gözlerini ona çevirdiği anda zehirli yeşil bakışlarıyla çatıştı ve alev aldı.

"Grace," diye seslendi Lord Beast gözlerini alevlenen mavi gözlerinden çekmeden.

Annabelle'in gözleri merakla kısılırken biçimli ve gür kaşları çatıldı. Grace elinde mor elbiseyle Lord Beast'in kolunun arkasında belirdiğinde nefesini tutmuş olan biteni anlamlandırmaya çalışıyordu.

Lord Beast ağzını açıp tek kelime edemeden "Hayır," diye öfkeyle tısladı.

Lord Beast kaşlarını çatarak "Sana seçme hakkı sunmadım," dedi.

"Yine de cevabım hayır, Lordum."

Lord Beast bir hışımla Grace'in elindeki elbiseyi alarak Annabelle'in üzerine yürüdü. Annabelle duruşunu bozmadan öfkeli bakışları gücünü kaybetmeksizin Lord Beast'e bakıyordu. Lord Beast büyük elini Annabelle'in gerdanlığa bastırıp onu geri geri adımlamaya zorlayacak kadar itti ve ayağıyla kapıyı sertçe kapattı.

"Ya bu elbiseyi giyersin ya da yemek yemezsin, su içmene bile izin vermem Annabelle," diye gürledi.

Annabelle başını iki yana salladı "Hiçbir güç bu elbiseyi giydiremez bana," dedi sakinliğini koruyarak.

"Ben giydirebilirim."

Annabelle tek kaşını kaldırdığında Lord Beast ona tepeden küçümseyen bakışlar atıyordu.

"Ben de çıkarabilirim,"

Lord Beast kollarını göğüslerinin altında birleştirirken sırıttı. Tehditkar, meydan okuyan ve asi bakışları perçimlenirken "Korkarım ki çıplak gezmek zorunda kalacaksın," dedi.

"Dalga mı geçiyorsunuz siz benimle?"

"Gayet ciddiyim,"

"Siz kaybedersiniz," diyerek meydan okudu ve kenara çekildi Annabelle.

Annabelle & the Beast | Kraliyet Düşmanları Serisi - 1Where stories live. Discover now