Ne Yaptım Ben!?

44 7 3
                                    

OY VERMEĞİ UNUTMAYIN...

Gabriel'in ağzından:

Şirketin toplantısı bittikten sonra evime gittim. Mutfaktan Nuru için bir elma alıp odama çıktım,kapıyı kitledim ve Nuru'yu çıkardım. Nuru elmasını yerken bende pencereden gök yüzünü izlemeye başladım. Ben gök yüzünü izlerken Nuru yanıma geldi ve konuşmaya başladı."Efendim,bence artık Hawkmoth olmayı bırakmalısınız. Çünkü oğlunuza bir daha zarar gelebilir." İç çekerek Nuru'ya cevap verdim."Biliyorum Nuru. Ama başka çarem yok. Belle'i geri getirmek için bunu yapmak zorundayım. Adrien'a, 'Oğlum,ben senin savaştığın Hawkmoth'um mucizeni vermeni istiyorum.'diyemem ki." Yatağıma gidip uykuya daldım.

Ancelin'in. Ağzından:

Sabah telefonumun alarm sesine uyandım. Yataktan kalkıp Marinette'i aradım.

Telefon konuşması:

"Alo,günaydın Marinette."

"Günaydın Ancelin ne oldu?"

"Hani bugün gezicektik ya?"

"Evet?"

"Bugün okula gitmesek mi? Eğleniriz."

"Olur."

"Sen Alya'yı da ara yarım saat sonra okulun karşısındaki cafe'de buluşalım. Bizar muhabbet ederiz,sonra da gezeriz."

"Tamam,görüşürüz Ancelin."

"Görüşürüz Marinette."

Marinette ile konuştuktan sonra Tikki'yi uyandırma çalışmalarına başladım."Tikkiiiiii hadi kalk." Bir kaç denemede Tikki'yi uyandırmayı başardım. Kıyafetlerimi çıkartıp beyaz,salaş bir tişört ve kot şort giydim. Saçımı tarayıp aşağı indim. Aşağı indiğimde annem kahvaltıyı hazırlamıştı bile. Babam ise televizyon izliyordu. Annem ve babama günaydın dedikten sonra kahvaltımızı yapmaya başladık. Babam,ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra konuşmaya başladı."Bay Agreste'i ve Adrien'ı çok sevdim. İyi insanlar." Bende"Evet öyleler."cevabını verdim. Sonra babam hiç beklemediğim bir soru sordu."Adrien ile ne zamandır çıkıyorsunuz?" Soruyu duyduğumda boğazımdaki yemek yanlış boruya gitti. Bende öksürmeye başladım. Öksürük krizim geçinde babama cevap verdim."Eeeeee şeyyy,okulun ilk haftası." Babam cevabımı duyunca sadece kafası ile onayladı. Kahvaltımı bitirdikten sonra anneme Marinette ve Alya ile gezeceğimizi söyleyip okulun karşısındaki cafeye gittim. Ama sanırım erken gelmişim. Çünkü hala ne Marinette ne de Alya gelmişti. Yani kısacası cafede mal gibi tek başıma oturacağım. Boş bir masaya geçip oturdum. Telefonumu çıkarıp oyun oynamaya başladım. Oyun oynarken Adrien aradı.

Telefon konuşması:

"Alo? Ancelin nerdesin!? Evine geldim ailen dışarı çıktığını söyledi."

"Okulun karşısındaki cafe'deyim. Marinette ve Alya'yı bekliyorum. Bugün birlikte gezeceğiz."

"Ama bugün okul var biliyorsunuz değil mi?"

"Evet biliyoruz. Bugün okula gelmeyeceğiz."

"Ama seni göremeyeceğim?"

Adrien ile telefonda konuşurken bana doğru el sallayarak gelen Marinette ve Alya'yı gördüm.

"Adrien,sonra konuşalım Marinette ve Alya geldi görüşürüz."

Telefonu kapatıp cebime koydum. Marinette ve Alya gelip masaya oturdular."Eeeeeee?? Gezmeye ilk nerden başlıyoruz?" Dedi Marinette. Bende "Alışveriş merkezinden tabiki de."cevabını verdim. Tam masadan kalkarken Adrien geldi. "Neden yüzüme kapattın?" Dedi bana sahte bir sinir ile bakarken. Ayağa kalktıp ve Adrien'a"Özür dilerim. Peki bu hatayı nasıl telafi edebilirim?"dedim. Adrien'a. Adrien'da"Sanırım bu hatayı bir öpücük ile affedebilirim."cevabını verip kollarını belime sarıp beni kendine çekip öpmeye başladı. Biz öpüşürken Alya'nın sesini duydum."Hey! Bunu halka açık alanlarda yapmasanız ölürmüsünüz!?" Ama ikimizde umursamadık ve öpüşmeye devam ettik. Öpüşürken sağ tarafımızda birisinin bizi izlediğini fark ettim. Öpüşmeği kestiğimizde kafamı bizi izleyen kişiye çevirdim. Benimle birlikte Adrien'da kafasını çevirdi. Bizi izleyen güzel,kahverengi saçlı bir kızdı ve bize bakıyordu. Yüzü duygusuzdu. Tam onunla konuşacakken hızla koşarak kaçtı. Bende Adrien'a"Adrien, bu kızı tanıyor musun?"dedim. Belkide yakınıydı. Adrien iç çekerek cevap verdi."Evet. Tanıyorum. Adı Lila. Kendisi bana aşık,ne zaman beni görse bana sarkıyor." Adrien okulun zilini duyunca yanağıma bir öpücük kondurup okula koştu. Bizde masadan kalkıp alışveriş merkezine gittik.

.................................................

Yazarın ağzından:

Üç genç kız akşama kadar Paris'te gezmişti. Ama akşam 9'da aileleri arayınca evlerine dağılmak zorunda kalmışlardı. Ancelin eve gitti ve annesine akşam yemeği yemeyeceğini söyleyip bugün'ün yorgunluğunu üzerinden atmak için odasına çıktı ve kendisini uykunun kollarına bıraktı. Bu sırada Delikanlı, sevgilisinden bir haber bekliyordu. Çünkü bu saate kadar sevgilisini aramış ama sevgilisi telefonu açmamıştı. Sanırım araması 100'e ulaşmıştı. Bu sırada kendisine sövmeyide unutmadı. Neden onlarla birlikte gitmemişti? Ya da neden Bay ve Bayan Walker'ın telefon numaralarını almamıştı?En sonunda dayanamayıp Kara Kedi'e dönüşüp Ancelin'in evinin yolunu tutmuştu. Ancelin'in odasının penceresi kapalı olduğu için sadece camdan bakmak ile yetindi. Ancelin'i yatağında uyurken görünce rahatladı. Sevgilisini biraz daha izledikten sonra evine döndü ve uykuya daldı.

..................................................

Sabah pencerenin tıkırdama sesine uyanan kız, yataktan kalktı ve pencereyi açtı. pencereden kimseği göremiyordu ama pencereye yapıştırılmış bir kağıt vardı. Kağıdı alıp pencereği kapattı. Yatağa oturup kağıttaki yazanlatı okumaya başladı.

Kağıtta yazanlar:

Sevgilim. Saat 1'de parkta buluşalım...
Sevgilerle:
-ADRİEN

Kız,kağıttakileri okumayı bitirdiğinde yanında yarı uykulu bir şekilde Tikki belirdi."Ancelin ne yazıyor?" Ancelin kağıdı Tikki'ye verdi ve saate baktı. Saat 12 buçuk idi. Kız yataktan fırlayıp üstünü giydi. Tikki'yi cebine koyup,saçını tarayıp aşağı kata indi. Annesini ararken buzdolabına yapıştırılmış notu fark etti.

Notta yazanlar:
"Sevgili kızım. Amcanın çocuğu doğduğu için onlara ziyarete,yani Amerika'ya gitmemiz gerekti. Seni uyandırmaya kıyamadığım için baban ile birlikte gidiyoruz. 1 hafta sonra geleceğiz. Mutfak tezgahına senin için para bıraktım.
-ANNEN..."

Kız evden çıkıp parka doğru koşarken ara sokakta sesler duydu. Seslerin kimden geldiğini öğrenmek için ara sokağı gizlice gözetlemeye başladı. Karışında gördüğü manzaraya inanamıyordu ve bunun sadece bir hayal olmasını umuyordu. Kafasını sağa sola sallayıp tekrar ara sokağa baktı. Bu bir hayal değildi. Adrien,cafede yanlarından kaçan Lila ile öpüşüyordu. Lila Adrien'ı kendisinden uzaklaştırarak sordu. "Adrien,çıkma teklifini kabul ediyorum ama Ancelin Ne olucak?" Adrien cevap verdi."Ancelin sadece sevgiye muhtaç bir kız bende daha fazla üzülmesin diye onunla yalandan bir ilişki yaşadım. Benim için bir değeri yok." Kız,gördükleri ve duyduklarına inanamıyordu. En sonunda Adrien ve Lila'nın yanına gitti ve Adrien'a dolmuş gözlerle sordu." Adrien,duyduklarım doğrumu?" Adrien cevap verdi genç kıza."Evet." Genç kız hızlıca içinde tuttuğu göz yaşlarını akıtarak evine gitti,odasına çıktı ve ağlamaya başladı. Yaklaşık yarım saat sonra Adrien,camdan Kara Kedi olarak içeri girmişti. Öfkeli bir şekilde genç kızın yanına gitti. Genç kız, hışım ile oturduğu yataktan kalkıp Kara Kedi'nin yanına gidip ona bütün öfkesi ve göz yaşları ile kızmaya başladı. "Sen hangi yüzle buraya geliyorsun!!???!!!?!?!!" Kara Kedi kıza aynı öfke ile cevap verdi."Asıl sen hangi cesaretle benim yüzüme bakabiliyorsun!!!?!?!?!!" İki genç,öfke ile kavga etmeye başladı."Ben mi?!!?! Asıl bunu yapan sensin Adrien!!!!!! Bana kızmaya hakkın yok!!!!!! Şimdi çık git evimden!!!!!!!!!!" "Ancelin!!!!! Böyle bir şey yapmışken bana sesini yükseltme!!!!!" "Öylemi?!?!?!!!! Ne yapıcaksın!?!?!?!!! Korumalarına beni öldürmelerini mi söyleyeceksin!?!?!!! Sen artık benim hayatımda zengin bir züppeden başka bir şey değilsin!!!!!!!!!" Genç kız,göz yaşları ile cümlesini bitirdiği anda sol yanağında büyük bir acı ile yere düştü. Çünkü sevgilisi ona tokat atmıştı. Genç kız,yerde göz yaşları ile hareket etmeden yatıyordu. Çünkü yere düşünce kafasını yere çarpıp bayılmıştı. Sevgilisini bu şekilde gören delikanlı,kavgayı bir kenara bırakıp sevgilisinin yanına dizlerini çökmüş,uyanması için uğraşırken kendisine kızmayı da ihmal etmedi. "Ne yaptım ben!? B-ben bunu nasıl yapabildim miniğime!? " Sevgilisinin yüzünü kavradı ve sevgilisinin yüzüne baktı. Attığı sert tokat yüzünden sevgilisinin dudağı patlamış,dudağından kan akıyordu ve sol yanağı çok fena kızarmıştı. Bir kaç denemede sevgilisini uyandırmayı başarmıştı. Sevgilisi,uyandığı anda yerden kalktı ve eline geçen ne varsa delikanlıya fırlatmaya başladı. Kırılan eşya sesleri eşliğinde delikanlıya bağırmaya başladı."Çık git evimden!!!!!!!!!! Yoksa polisi ararım!!!!!!! ÇIIIIK!!!!!!!!!!!!!" Delikanlı daha fazla eşyaya maruz kalmamak için pencereden çıkıp gitti. Genç kız, yere oturup vücudunu duvara yasladı ve ağlamaya devam etti. Sevgilisi tarafından aldatılması yetmezmiş gibi,haksız yere sert bir tokat yemişti. Bunu hak etmek için ne yapmıştı???











Aşkın Mucizesi(2. Sezon Çıkmadan Önce Yazılmıştır.)Where stories live. Discover now