Bölüm 7

89.1K 2.8K 150
                                    

Bölüm müziği;John Legend-All Of Me

Veeee sonunda beklenen bölüm geldi.Atlas ve Azra'nın o çok beklenen sahnesi bu bölümde.Yorum ve beğenilerinizi lütfen eksik etmeyin.Bu tutkulu aşkın daha uzun soluklu olmasını hep beraber sağlayalım:) Herkese keyifli okumalar:)

*****

Atlas arabayı büyük bir ustalıkla kullanıyor ve ben de yan profilinin ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmeden edemiyordum. Bu adam tapılası yakışıklıydı, bazen bu içimi acıtsa da onun yanımda olması bana huzur ve mutluluk veriyordu. Bazen diyordum keşke bu kadar gizemli olmasaydın Atlas Aladağ. Her şey o zaman ne kadar kolay olurdu.

Beni dün akşam ki telefon görüşmemizden sonra evimin önünden akşam saat 8'de almış gideceğimiz yeri de mümkün değil söylememişti. Üzerimde Atlas'ın görünce arzuyla bakmasına ve gözlerinin koyulaşmasına sebep olan mini mor bir elbise ve altında da yüksek topuklu siyah bantlı ayakkabılar vardı.

Büyük ticari gemilerin olduğu marinaya geldiğimizde onunla en çok özdeşleşen cisim olan gemilerde gözlerimi gezdirdim. Gemi tutkunu beni gemilerin olduğu bir yere getirmişti, bu şaşılacak bir şey değildi ama yine de planını çözememiş burada ne işimiz olduğunu sorgulamaya devam etmiştim.

Arabadan indiğimizde soran gözlerle ona baktım. Onun sert mizaçlı yüzüne eşlik eden cevabı ise sadece "Gel." oldu. Gemilerin içindeki en ihtişamlı ve gösterişli görünen geminin önünde durduğumuzda "Bu senin mi?" Dedim. Cevabı ise"Hepsi benim."oldu. Tabi ya zengin armatör iş adamının birçok gemisi vardı, sormam hataydı.

Tekrar "Gel" diyip elimi tutmasının ardından beni ihtişamlı gemiye doğru sürükledi. Gemiye çıktığımızda güvertedeki organizasyonu görmemle olduğum yere çakılı kaldım. Bu da nesiydi?

Güvertenin bir çok kısmı ateş şeklindeki küçük fenerlerle aydınlatılmıştı. En ortasında beyaz minderler uzanıp yıldızların izlenmesi için yerleştirilmiş gibilerdi. Minderlerin üstündeki tepsilere baktığımda bir tepside şampanya ve kadehler, diğer tepside atıştırmalık yiyecekler ve diğer tepside de birçok çeşit meyveler olduğunu gördüm. Şuan ortama o kadar güzel bir ambiyans hakimdi ki şaşkınlıkla açılan ağzımı kapatmak zor olmuştu. Büyük bir hayranlıkla ortamı süzerken görüş açıma Atlas girdi ve yüzünde keyifli bir ifade vardı,dudakları hafifçe yukarı kıvrılmıştı.

"Bu gece seni kaçırıyorum denizkızı."

Cevap veremeyerek ona baktım, dudaklarımdan tek kelime dökülmüyordu. Elimden tutup çekiştirdiğinde kamaraya gittiğimizi farkettim. Dümene geçmeden önce birkaç düğmeyle ayarlamalar yapmasının ve motorun seslice çalışmasının ardından dümene geçti ve dümenin yanındaki vitese benzeyen kolu geriye çekti. Gemi yavaş yavaş kıyıdan uzaklaşırken büyük bir hayretle bu koca gemiyi hareket ettiren ve bunu büyük bir rahatlıkla yapan adama baktım. Atlas'a.

Denizde biraz açılmış ve etrafımız sularla çevrildikten sonra demir atmıştık. Amacını anlamıştım. Bu geceyi yani ilk gecemizi denizin ortasında ona en çok huzur veren yerde geçirecekti. Ona hayretler içerisinde bakmamın ardından güverteye inmiş ve romantik ortamın içine kendimizi bırakmıştık.

Bu adamın beni bu denli etkilemesi neredeyse kafamı yememe sebep olacaktı.

Minderlerin üstüne oturmuş beni de yanına çekmişti. Ben ilerleyen saatlerde olacakları düşünüp heyecanımı bastıramazken onun yanında nasıl rahat olacağım sorusu geçiyordu aklımdan. Benimle birlikte olmayı çok istediğini ve her zaman da istediğini aldığını ve alacağını fazlasıyla belirtmişti. Sözde en çok istediği kadın olmuştum onun. Ama biliyordum ki kendimi çektikçe daha da dikkatini çekmiştim. O ilk tanıştığımız günün gecesi yatta olmuş olsaydık böyle bir ortamda asla bulunmayacağımız gerçeği zihnime süzüldü. Kendime çoğu zaman onunla vakit geçirmemin Melih'e olan hırsım yüzünden olduğunu söyleyip duruyordum. Ama sadece kendimi kandırıyordum resmen bu adama kapılmış gidiyordum, hem de Atlas'ın bana daha çok zarar vereceğini bile bile.

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now