Bölüm 33

44.9K 2.3K 144
                                    

Medya;Azra tasviri
Bölüm müziği;John Legend - Love Me Now

Herkese yeniden merhaba yeni bölümle karşınızdayım:) Size burada daha aktif olacağımı söylemiştim. Yeni bölümün üstünden daha yirmi dört saat geçmemişken bol Azra ve Atlas'ın olduğu bir bölümü size yazmak istedim. İtirafların ve biraz da yoğun duyguların olduğu bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz. Lütfen yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin:)
Sizleri yeni bölüme alıyor ve keyifli okumalar diliyorum:)

*****

Rüyalar alemimden Atlas'ın her zerresi haykırış dolu sesiyle uyanmış gerçekliğe hızla çekilmiştim. Gözlerimi açmamla yanımda uyuyan Kaptan'ımın huzursuz bedeni terler içinde kıvranıp titrerken "Hayır!" bağırışları yüreğimin en derinine kadar iğnelerini saplıyor, artçı şoklarını beraberinde getiriyordu.

Titreyen güçlü bedenine ve yastığında sağa sola çevirdiği çehresine bakarken rüyasında gördüğünün ne olduğunu fazlasıyla merak etmiş, bu merakın varlığıyla kıvranmıştım. Yanına yanaşıp kolumla belini sararken durulmayan bedenini öpücüklerimle sakinleştirmeye çalışıyordum. Sakinleşen bedeni ve susan sayıklamaları biraz olsun Kaptan'ımın kendine geldiğini bana gösteriyordu.

"Azra?" Uykulu ve biraz da şaşkın bir tınıyla duyduğum sesi mavilerimi beni benden alan elalarına kaldırmama ve karşımdaki yoğun bakışlarda kaybolmama sebep olmuştu.

"İyi misin?" Sorumla kendine gelen ve kaşlarını çatan Atlas bu soruyu daha çok kendisine ve kaybolmuşluğuna için için soruyor gibi duruyordu. Yavaşça kolumu gövdesinden çeken ve benden uzaklaşan Atlas yatağın kenarına oturup başını ellerine yaslarken fazlasıyla bitik ve yıpranmış gibiydi. Onu böyle görmek içimi acı ateşiyle yakıp kavururken ondan daha fazla uzak kalmaya dayanamayacaktım.

Hızla arkasına geçip kollarımı beline sarmamın ardından bacaklarımı da bacaklarının yanında yatağın kenarından sallandırmış bedenini bedenime hapsetmiştim. Çıplak sırtını ve güçlü kalp atışlarını yanağımda hissetmek bana fazlasıyla iyi gelmiş içimi güven ve aitlik duygusuyla karış karış doldurmuştu.

Onun sıcaklığı ve varlığı benim ait olduğum yegane yerdi.

"Sessiz kalma anlat, acın benim de acım ve sen sustukça benim içim kanıyor, canım acıyor."

Kurduğum cümleyle derin bir nefesi bünyesine çeken Atlas bir koluyla belindeki kolumu sarmış diğer kolunu da sağ bacağımla buluşturmuştu. Eli boydan boya çıplaklığımda gezip onu sahiplenirken şuanı tamamen farklı ve tam anlamıyla bize özel kılıyordu.

"Senin canının acımaması için sessiz kalıyorum ben zaten." Atlas'ın kurduğu cümle içimdeki ruhun yeni oluşan yaralarına bir çizik daha atmış ve hemen ardından tekrar titrediğimi hissetmiştim.

Kalbimin tek sahibi bu adamın ruhundaki eski ve derin yara benim yeni yaram haline gelirken onun tüm acısını almak ve bizden okyanuslarca öteye fırlatmak istiyordum.

"Hem yaramsın hem de merhemimsin sen. Lütfen anlat rüyanda ne gördün söyle bana." Dakikalarca sessiz kalan Atlas derin nefeslerini bünyesine defalarca çekerken onları geriye hiç salmayacakmış gibi güçle içine hapsediyordu.

Artık konuşmayacağını düşündüğüm bir anda bitik bir eseflikle işittiğim sesi ona daha da sıkı sarılmama sebep olmuştu.

"İhanet. İhaneti gördüm." Soğuk ve bir o kadar da sert kelimeleri aramızdaki sessizliği doldururken kolumda gezen tüy gibi dokunuşlarını kesmiş yerini güçlü bir kavrayışa bırakmıştı.

"Kimin ihaneti?" Sessiz fakat bir o kadar da yakıcı sorum onun kulaklarına hitap ettiği kadar ruhuna da hitap ediyor gibi duruyordu.

"Onun ihaneti. O kadının. İhaneti." Kesik kesik savurduğu kelimeleri tümcede sıkışıp kalmış cümleyi tamamlayamamışken kafasını yana doğru döndürmüş beni tam anlamıyla göremese de varlığımı kavradığını belli etmişti.

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now