Bölüm 39

34.9K 2.1K 212
                                    

Medya;Atlas'tan Azra'ya
Bölüm müziği;Fall Out Boy - Centuries

Instagram hesabı; ciddikediler
Denizkızı ve Bal Porsuğu hikayelerinden kesitler, yeni bölüm haberleri ve resimler için takip edebilirsiniz:)

Herkese merhaba yeni bölümle karşınızdayım:) Olayların karıştığı ve biraz da çözüme kavuşması gereken gizemlerin yansıdığı bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz. Lütfen beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Lütfen o tatlı mı tatlı yıldıza basın desteklerinizi esirgemeyin:)
Lafı daha fazla uzatmadan sizleri yeni bölüme alıyor ve keyifli okumalar diliyorum:)

*****

"Ne işiniz var sizin burada?"

Nazan Coşkun'a sinirli bir bakış atmış, içimde kavrulan öfkeyi kelimelerime akıtmıştım. Benim sorumun ardından onun yanıtı pek gecikmemişti.

"Ben sadece nasılsın diye sormak ve istemeden sebep olduğum durum için özür dilemek istemiştim."

Karşımdaki yüzünün her zerresinden pişmanlık akan bu kadına bakarken, yaşadığım son olaylar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçip gitmeye başlamıştı.
Maldivlerde iyi niyetimden yararlanarak kolye hediye etmesi ve bunu da Atlas'ın yanımda olmadığı bir anı kollayarak yapması, Nusret Aladağ'ın nefretini üzerime salmasına sebep oluşu ve oğlumun hayatını riske atması.

Aynı zamanda aylardır beraber olduğum Kaptan'ımın derin ruhsal trajedisine sebep oluşu.

Bunların hiçbiri aklımdan çıkmıyordu, çıkamayacaktı.

Bu kadın hiçbir zaman gözümde iyi olamayacaktı, hiçbir zaman bu kadına gereğinden fazla değer vermeyecek ve affetmeyecektim.

"Demek istemeden sebep oldunuz." Ona dalga geçen bir imayla gülmüş hemen ardından hararetli tepkilerimle ortamın gerginliğinin fitilini daha da alevlendirmiştim.

"Balayında gideceğimiz yere kadar biliyor ve Atlas'tan ayrı olduğum ilk anı kolluyordunuz. Bulduğunuz ilk fırsatta da planınızı gerçekleştirdiniz. Amacınız çocuğumun hayatını mı tehlikeye atmaktı yoksa kayınpederim Nusret Aladağ ile aramı mı bozmaktı?"

Benim titreyen bedenim ve dişlerimi sıkarak sarfettiğim cümlelerimle bir panik dalgası gözlerine yayılmış, yüzü pişmanlıkla çarpılmıştı.

"Asla. Asla niyetim bunlar değildi. Ben sadece yıllardır uzaktan izlediğim oğlumu yalnızlığından ve ulaşılamazlığından kurtaran, ona bir aile hediye eden kadına küçük de olsa bir jest yapmak istemiştim. Çok düşündüm fakat kalbimden geçen buydu, hamile olduğunu bilmiyordum. Bilseydim... Bak gerçekten bana inanmalısın."

Ellili yaşlarının sonlarında olduğunu tahmin ettiğim bu kadının dinç bedeninde ve bakımlı çehresinde gezinen gözlerim, tiksinti ve nefreti tüm benliğiyle ona kusuyordu.

"Yıllardır uzaktan izlediğiniz oğlunuz mu? Herhalde çok küçükken terkettiğiniz oğlunuzdan bahsediyorsunuz. Hoş ya onun yine yalnızlığından ve ulaşılamazlığından da siz sorumlusunuz."

Bana gözleri dolarak bakmış dudaklarının titremesine engel olamayarak konuşmaya başlamıştı.

"Ben... Ben onu asla terketmek istemedim. Fakat hayat... Hayat beni buna mecbur bıraktı."

Duyduğum kelimelerin ağırlığı zihnimi doldururken, beynim kadar bedenimin de uyuştuğunu hissediyordum.

"Ben de bir anne sayılırım. Benim de bir oğlum olacak. Hatta öyle ki onu şimdiden deli gibi seviyorum. Aşık olduğum babasından bile daha çok seviyorum. Bir anne nasıl evladını terkeder, nasıl onu bırakıp gider, buna nasıl mecbur kalır cidden anlayamıyorum."

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now