Bölüm 41

34.2K 2.1K 246
                                    

Medya;Azra tasviri
Bölüm müziği;Cem Adrian - Seni Seviyorum

Herkese yeniden merhaba yeni bölümle tekrar karşınızdayım:) Sonunda merak edilenlerin çözüme kavuştuğu oldukça yoğun bir bölüm oldu. Kurgumun başından beri belli olan zor kısımlarındayız. Umarım beğenirsiniz. Lütfen yorum ve beğenilerini belirtmekten çekinmeyin:)
Herkese iyi okumalar tatlı okuyucularım.

*****

"Biz üniversitede Serhat'la beraberdik, çok aşıktık. Fakat ailem Serhat'ı istemiyordu. Özellikle babam Serhat'ın şanına yakışır bir damat olmadığını düşünüyordu. Ona göre damadı olması gereken kişi Nusret'ti."

Nazan Coşkun'un gözyaşları arasında nefes nefese anlattığı cümlelerine şaşkınlıkla kalakalmış işin varacağı noktayı merakla beklemeye başlamıştım.

"Nusret de bana aşkını itiraf etmişti fakat başkasını severken ona karşılık vermem mümkün değildi. Fakat o çok ısrarcıydı ve hep, hep baskı yapıyordu. Serhat'a korkumdan söyleyemiyordum, birbirlerine zarar vermelerinden korkuyordum. Bir gün okul çıkışı Nusret yanıma geldi dedi ki bu meseleyi sonsuza kadar kapatacağız. Konuşmamız gerek. Ben sandım ki... Sandım ki..."

Nazan Coşkun'un içten gelen hıçkırıkları ve sicim gibi yanaklarından akıp masayla buluşan gözyaşları içimi dağlamış, onun tamamen gerçek olduğunu kavradığım acısında ben de gözyaşlarıma boğulmuştum.

"O beni şehirden uzak evine götürmeye başladığında içim huzursuzdu hem de çok. Ne kadar ısrar etsem de indirmedi beni arabadan. Dinlemedi beni, gözü dönmüştü resmen. Eve beni zorla sürükleyerek soktuğunda zayıf bileklerimin kırılacağını düşünmüştüm. Odasında... odasında bana..."

Hıçkırıkları daha da artan ve cümlesinin devamını getiremeyen Nazan Coşkun'un titreyen ellerini sıkıca kavradım üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala dün gibi taze olan bu acısına bir nebze merhem olabilmek için tüm samimiyetimi akıttım.

"Ben o gün ölmek istedim kendimi öldürmek istedim. Günlerce bitik bir şekilde gezdim. Yıkık döküktüm. Ruhum çökmüştü. Serhat'tan ayrıldım, onun bu meseleyi duyunca katil olmasından korktum. Günler sonra sonunda kendimi öldürme kararı almıştım, gerçek anlamda bunu yapma kararı almıştım. Fakat ben bir şey öğrendim..."

Nazan Coşkun'un çekinerek takılı kaldığı ve ilk defa endişeyle gözlerimin içine baktığını farketmiştim.

"Ben... Ben hamile olduğumu öğrendim."

Duyduğum cümle yıkılmama, sandalyemde geriye doğru yaslanmama sebep oldu. Artık gücümün kalmadığını hissediyordum, artık ruhumun yorgun ve bitkin olduğunu biliyordum. Bunlar ağırdı, çok ağırdı.

Atlas... Atlas bir...

Düşüncelerim bile devamını getiremiyor zihnim bu durumun varlığını kabullenmek istemiyordu.

"Ben çocuğum için evlenme kararı aldım. Ailem bu durumu öğrendiğinde şerefimizi iki paralık edemezsin ya çocuğu aldırırsın ya da Nusret'le evlenirsin dediler. Biliyor musun bunları tecavüzü bilmelerine rağmen söylediler. Ben o masumun hayatı için bu öldürücü durumun içine düştüm. Onun suçu yoktu, bir günahı yoktu. Onun canı için her şeyi kabul ettim. Oğlum için..."

Kendi kendine sıraladığı cümlelere derin nefesler alarak bakmış, kısa süre sonra konuşmaya başlamıştım.

"Atlas kaldıramaz bu durumu. O... O duymamalı. Ben... Ben ne yapacağımı bilmiyorum."

Nazan Coşkun bana anlayışla bakmış hıçkırıklarımın arasından çıkan kelimelerime ellerimi elleriyle sıkıca kavrayarak karşılık vermişti.

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now