Bölüm 40

38.3K 2.2K 256
                                    

Medya;Atlas'tan Azra'ya.
Bölüm müziği;Adele - Hello

Herkese yeniden merhaba yeni bölümle karşınızdayım:) Uzun ve biraz da sürprizli bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz. Lütfen beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin:) Kurgunun en can alıcı kısımlarına geldik. Bakalım Atlas ve Azra'yı daha neler bekliyor. Lütfen o tatlı mı tatlı yıldıza basmayı unutmayın:)
Lafı daha fazla uzatmadan sizleri yeni bölüme alıyor ve keyifli okumalar diliyorum:)

*****

Gece tavşan uykusu modumdan salonun kapısının açılmasıyla çıkmış, Atlas'ın yorgun bedeninin karanlıkta odanın içine süzülüşünü izlemiştim. Omuzları çökmüş, gömleğinin dirsek kısımlarını sıvamış ve ceketini eline almıştı.

Hemen kıvrıldığım koltukta doğruldum ve yanımdaki küçük gece lambalarından birinin ışığını açtım.

Bana şaşkınlıkla bakan Kaptan'ım mor ve şişmiş gözaltılarıyla oldukça yorgun görünüyordu.

"Güzelim uyumadın mı?"

Kulaklarımı dolduran ve içimi sarıp sarmalayan ilgili sesi benim de konuşmamı beraberinde getirmişti.

"Aşkım uyumam mümkün mü sence? Neler oldu anlatır mısın hemen?"

Mevzu bahis olan Kaptan'ımın hayalleri ve üzerilerinde büyük emeklerinin olduğu gemileriydi. O hayatının en stresli gecesine göğüs gererken benim uyumam ne kadar mümkün olabilirdi?

Atlas yorgun bir nefesi hızla bünyesine çekmiş ve gözlerini sımsıkı kapatıp sonrasında tekrar açmıştı. Sıkıntılı ve yorgun bedenini bana doğru yönlendiren Atlas bir yandan da elleriyle yüzünü sıvazlıyordu. Yanıma oturmasıyla bedenim yörüngesini bulmuş olmanın keyfini yaşamış, güçlü gövdesine yaklaşmıştı.

"Korkulacak bir şey yok güzelim. Ne yazık ki iki gemi yandı fakat şanslıyız ki içi boş gemilerdi. Eğer içi petrol dolu olanlardan biri yanmış olsaydı sanırım tersanede büyük ve geri döndürülemez hasarlara sebep olacaktı."

Atlas'ın kurduğu cümlelerle içim rahatlamış, sıkıntılı bir nefesi bedenimden dışarı vermiştim. Şuan resmen iki geminin yandığına şükrediyordum. Eğer ki tüm tersane yanmış olsaydı, gemilere aşık bu adam için büyük trajedi olurdu.

Yorgun bedenini koltukta geriye doğru yaslayan Kaptan'ım bitkinlikle gözlerini kapatmış, aramıza yoğun bir sessizliğin süzülmesini sağlamıştı. Hiç vakit kaybetmeden yanına yaklaşıp başımı omzuna koydum. Aşık olduğum yakışıklı çehresinin etrafındaki simsiyah saçlarını okşamadan yapamadım.

"Aşkım bugün her şey üst üste geldi, biraz dinlen olur mu?"

Yönelttiğim sorumla gözlerini açmış ve elini kaldırıp yanağımı okşamıştı.

"Asıl sen dinlen güzelim bugün ikiniz de ayrı gerildiniz. Benim için gemilerden de tersaneden de daha değerlisiniz Denizkızım. Benim her şeyden önce senin ve oğlumun varlığına ihtiyacım var."

Onun cümlesi ve içimi delercesine ruhuma kadar işleyen ela gözleri beni kendisine kilitliyor bir milim bile öteye gitmemi engelliyordu.

Fakat şuanda daha önemli meselelerimiz vardı ve benim duygularımı bir kenara bırakmam gerekiyordu.

"Yangın nasıl çıkmış ne olmuş anlatır mısın?"

Sorumla sıkıntılı bir nefesi bünyesine çekerek karşılık veren Kaptan'ım güçlü koluyla belimi kavramış ve beni bedenine zincirlemişti.

"Gözlerine demir attığımın farkındasın değil mi?"

Sorduğum soruya tamamen alakasız bir biçimde karşılık veren Atlas'ın sorusuyla bu sefer ben derin bir nefesi bünyeme çekmiş ve titrek bir ifadeyle o nefesi bedenimden geri salmıştım.

Denizkızı (Tamamlandı)On viuen les histories. Descobreix ara