Cennet Beyazı - Bölüm Beş

499 106 56
                                    



Bir kadına vurmaktansa ağlamak daha erkeksi bir davranış gibi gelmişti ona.


BÖLÜM BEŞ



Aralıksız bir şekilde zile basmaya devam eden Arzu arkasındaki adamların sesini duyup öfkeyle geriye döndü.

"Orada öylece bekleseydik de adam kan kaybından ölse miydi? Burada ilk müdahaleyi yaparız sonrasını da sonra düşünürüz!"

Arzu, titreyen sesiyle konuştuğu sırada Ayşe kapıyı açtı. Ayşe'nin gördüğü tablo istemsiz olarak çığlık atmasına sebep oldu. Yanından yaklaşık bir saat önce ayrılan patronu çıplak ayakları, dağılmış elbisesiyle karşısında duruyordu. Saçları bozulmuştu ve yüzünde kan izleri vardı.

"Arzu hanım! İyi misiniz, neler oluyor?"

Karşısındaki kıza cevap vermeden içeriye girdi ve çok kullanılmayan sedyeyi adamlara işaret etti Arzu. "Buraya yatırın, acele edin."

Yaptıkları doğru mu yoksa yanlış mı iç muhasebe yapmaya devam eden dört adam birbirlerinin gözüne bakarak Arzu'nun gösterdiği yere hafifçe bıraktılar Can'ı.

Artık taşıdıkları yaralı adamdan çok kendini düşünmeye başlamıştı hepsi, başlarının belaya girmesini istemiyorlardı. Bu içgüdüsel savunma düşüncesinin ağırlığıyla birkaç dakika içinde yaşlı bir adam hariç hepsi klinikten ayrıldı.

Arzu, Ayşe'nin yardımıyla Can'ın derin bir şekilde açılan alnını pansuman etmeye başladı. Ofisin sağlık dolabında bulunan tentürdiyot ve pamuk ile alnını temizlediler. Paketi tozlanmış bir bandaj çıkarıp alnının açılan kısma koyup üzerini bantladılar. Son olarak sargı bezi ile başını birkaç kez sardıklarında ilk anda kan kaybını önleyecek müdahaleyi tamamlamışlardı. Yanlarından ayrılmayan yaşlı adam hiçbir şeye karışmadan onların telaşlı hareketlerini seyrediyordu.

Tüm bu koşturmaca, tentürdiyot kokusu ve elinde kurumaya başlayan kanlar fiziki ve ruhî olarak yorulmasına sebep olmuştu Arzu'nun. Derin bir nefes aldı. Kendini koltuğuna bırakacağı anda Ayşe'den yeni bir çığlık geldi.

"Ayağı! Kan akıyor!"

Can'ın ayağındaki kan ayakkabısından taşıp yere damlalar olarak düşmeye başlamıştı. Panikle çıkartmaya çalıştılar ayakkabılarını. İkisinin de elleri titriyordu. Yaşlı adam daha fazla kan görmeye dayanamayıp yüzünü çevirdi.

Sedyedeki adamın hali iki kadının da içini acıtıyordu, rastgele bir şekilde sarılmış, koyu kırmızı olmuş bez parçaları ve sayısız kesikler vardı ayağında.

Diğer ayakta da durum farklı değildi. Bez parçaları dikenli bir sünger gibi çekmişti akan kanı.

Hem bunun sebebini düşünüyorlar hem de ellerinden geldiğince müdahale etmeye çalışıyorlardı. Durumun ciddiyetini gören Ayşe patronuna hiçbir şey söylemeden sadece yardımcı olmaya çalışıyordu.

Yaklaşık bir saat boyunca Can'ın ayaklarıyla ilgilendiler. Yeniden tentürdiyot ile temizlediler. Kanları temizledikçe gördükleri cam parçalarını dişlerini sıkarak çektiler. Ayağına batan cam parçalarından dolayı bu halde olduğunu anlamıştı ikisi de. Bu yüzden tüm parçaları çıkarıp almak için çok yoğun çaba sarf ettiler. Can, ayağındaki camları temizlediğini düşünmesine rağmen oldukça büyük üç dört parça ayağında kalmış ve her adımında biraz daha içeri girmişti, saplanmıştı.

SESLİ KİTAP - Cennet BeyazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin