Bölüm On Yedi - Eyvallah

367 54 263
                                    

Teşekkür:

Bu bölümden önce size teşekkür etmek istiyorum Can'lar! Teşekkür etmek istiyorum çünkü o kadar güzel yorumlarınız var ki... Karakterle kavga edişiniz, sahiplenişiniz mesela, çok tatlı, okurken çok eğleniyorum.

Ayrıca sorguluyorsunuz, bu da çok güzel. Tahminler yürütüyorsunuz...

Tüm bunlar bana burada olmak için güç veriyor ve ilk bölümde sözünü ettiğim "gerçek okurlara" ulaştığımı gösteriyor. Eğer bu bölüme kadar hikâyeden kopmadan devam edebildiyseniz bundan sonrası sizin için çok daha eğlenceli geçecek. Çünkü açıklanması gereken her şeyi açıkladık. Artık Arzu var, Can var... Can'ın hastalığının ne olacağı var. Geriye dönüşler var. Daha da önemlisi, okuduğunuz bazı bölümlerin karşınıza gelmesi var, intihar sahnesi örneğin... Detayların yavaş yavaş ortaya çıkıp düğümlerin çözülmesi var. Her şey çözüldü derken kördüğüm olmak var...

Ben her zaman yazdığım kitabın son sayfaya kadar yanlış tahmin edilmesini istemişimdir. Okuyucuya "Nasıl yani! Yuh!" gibi tepkiler verdirip tekrar tekrar okutmayı gerektirecek, çerez gibi tüketilmeyecek kitaplar yazmayı istedim... Nasıl okumaktan keyif alıyorsam öyle yazmak istedim.

Cennet Beyazı'nın bu isteğime yaklaşan bir kitap olduğunu düşünüyorum. O yüzden son sayfaya, son bölüme kadar kitabın çözülemeyeceğini iddia ediyorum. Eğer ben bölümleri tamamlamadan yani kitabı bitirmeden kurguyu çözen olursa ona bundan sonraki çıkaracağım tüm kitapları imzalı olarak hediye etme sözü veriyorum. Kuru kuruya teşekkür etmek olmaz ne de olsa.

Fakat kitabı satın alan biri sonunu okuyup kurguyu söylemesin lütfen, güzel bir beyin fırtınası olsun aramızda. Ben elimden geldiği kadar yorumlarınıza cevap vermeye devam edeceğim.

Ve son olarak kurguyu çözmek için acele etmeyin, çünkü bölümleri bitirmem bir yıla yakın sürecektir. 50 bölümü geçeceğini tahmin ediyorum. Sadece bir kişiye değil, kaç kişi çözerse o kadar kişiye imzalı hediye edeceğim gelecek kitaplarımı.

Susuyorum ve sizi bölümle yalnız bırakıyorum!

Yorumlarınız ile beni mutlu etmeye devam edin olur mu?

Seviliyorsunuz çokça.

Yuzarsif

Yemeği de ev işini de boşverin. Şiirden anlayan, şiir kokan kadınlar bulun kendinize. Karnınızı bir şekilde doyurursunuz. Ama kalbi, ruhu doyurmak başka bir mesele... Kolay iş değil vesselam.

BÖLÜM ON YEDİ - EYVALLAH

Açık yaralarını okşayan su, şampuanla birleşip vücudunda köpürüyordu. Güçlükle yıkandı. Düşüncelerinin içeride, telefonuna gelecek cevaplarda olması bir nebze acıya duyarlılığını azaltıyordu.

Aksayarak çıktı küvetten, buğulanmış aynayı sildi elinin tersiyle.

Islanmış ve karışmış saçlarını arkaya doğru topladı. En son aynada kendini ne zaman incelediğini düşündü, hatırlayamadı. Zihnindeki yırtılmış fotoğrafların arasında kendi çehresinin de parçalanmış silueti vardı. Karanlık, yorgun ve kendisine yabancı.

Gerçek anlamda mutlu hissetmek, olmadık yerlerde gülümsemeye sebep olurdu çoğu zaman. Can da böyle hissediyordu, aynadaki yansımasına uzun uzun gülümsedi, yanaklarını şişirdi, üst dudağıyla burnunu kapattı, yüzünü şekilden şekle soktu. Gülümsemeye devam ediyordu; vücudunda gezinen damlalara, içerideki yoğun su buharına, olacaklara ve olmayacaklara...

SESLİ KİTAP - Cennet BeyazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin