Bölüm 20 / İnsanlara Güvenilmez

10.1K 544 34
                                    

Söylediğim iki kelimeden sonra ortama bir sessizlik çöktü. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Rade şaşırmış gibi durmuyordu. Sanki ona oldukça normal bir şey söylemişim gibi bana duygusuzca bakmaya devam ediyordu.

En sonunda "Ne yapabilirim?" diye sorduğunda sinirlerime engel olamadım.

"Bir tepki verebilirsin," dedim yumruklarımı sıkarak.

"Bencil biriyim. Duygularınla ilgilenmiyorum."

Beni kendi sözlerimle vururken oldukça umursamaz görünüyordu. Duygularını mı saklıyordu? Hayır, kimse bu kadar iyi rol yapamazdı. Kalbim neden sıkışıyordu, neden nefes alamıyordum bilmiyordum. Böyle soğuk, duygusuz piçin tekine abayı yakmam Solyn Morgan'ın ne kadar düşebileceğinin göstergesi olmalıydı. Hayatım boyunca erkeklerden nefret ederek yaşadıktan sonra şimdi reddedilmek... Hayatımın şokunu yaşamıştım. Evet, ilk defa reddedildiğim için canım yanıyordu. İlk aşkım bana 'hayır' demişti. O yüzden böyleydim, kesinlikle.

"Cevabını aldığına göre git artık," dedi başını arkaya atarak. Ellerine ceplerine soktuğunda nedense bu görüntüye alışkın olduğumu fark ettim. Bu duruşu o kadar tanıdıktı ki.

"Cidden benimle niye ilgilendin?" Ağlamak istiyordum. Belkide hayatımda ilk defa gerçekten ağlamak istiyordum. 

"Canım sıkılıyordu. Ayrılıyormuşuz gibi davranma ve git artık."

Hayır, şu an benimle oynadığı için sinirlenmem lazımdı. Burayı dağıtıp evi başına yıkmalıydım. Beni koruduğu, kıskandığı, öptüğü için ondan nefret etmeliydim. Hayatımı Tanrı'dan nefret ederek geçiren ben, şimdi sığınacak bir yer arıyordum. Şeytana güvendiğim, onu görmeden, duymadan sevdiğim her an için bu acıları çekiyordum. Ben kötü bir kızdım, bunlarda kötü birinin yaşaması gereken kötü şeylerdi. 

"İblis!" Titreyen ellerimi arkama götürerek gizledikten sonra daha yüksek sesle bağırdım. "İblis!"

Sanki hiçbir şey olmamış gibi arkasını döndü, yürümeye başladı. Gözden kayboluşunu izledim. İlk aşkımı, ilk öpücüğümü, ilk ihanetimi... 

2 Hafta Sonra

"Rade yine sana bakıyor."

Jamie'nin gözlerini diktiği yere döndüğümde gerçektende Rade'in beni izlediğini gördüm. Her zamanki gibi kollarını kavuşturmuştu ve sırtını kafeteryanın duvarına yaslamıştı. Jamie üniversite öğrencisi değildi ama her gün yanıma geliyordu. Günüm derste ve Jamie'nin yanında geçiyordu. Artık birbirimizin en yakın arkadaşı gibi bir şey olmuştuk.

"Sıktı artık." Kendimi zorlayarak önüme döndüm ve sıcak kahve bardağımı elime aldım. "Sadece eğleniyor."

"Ah hiçte eğleniyormuşa benzemiyor." 

Dayanamayarak tekrar dönüp bakmama gerek yoktu. Rade asla eğlenmezdi. İki haftadır birbirimizi tanımıyor gibi yapıyorduk. O eski hayatına dönmüştü. Yalnız, somurtkan, tehlikeli. Bense değişmiştim. İki kez kiliseye gitmiştim ve gün geçtikçe daha iyi hissediyordum. Yinede kalbim paramparçaydı. Rade'i özlüyordum. Her yerde karşıma çıkmasını özlüyordum.

"Ondan nefret ediyorum." Kahveyi kafama dikecekken durdum. Hava biraz soğumuştu sanki.

"Ona yardımcı ol." Jamie her zamanki bilmiş tavrıyla bardağı elimden alarak masaya koydu. "Sana yalan söylediği çok belli."

"Bu yaşta aşk doktoru mu oldun?" dedim kaşlarımı çatarak.

Çenesini gururla kaldırdığında gözlerinde sinirli bir ifade belirmişti. "Ben on sekizimi geçeli çok oldu."

KuralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin