"Ben... Anlayamıyorum."
Yine o aptal rüyalardan biri olamazdı bu. Rade doğaüstü olduğunu kanıtlamıştı zaten ama bir melek? İnanması zor bir durumdu. Bunu beklemiyordum. Bir anda boynumu ısıracağını veya ulumaya başlayacağanı düşünmüştüm. Ama o şu an siyah görkemli kanatlarıyla önümde uçuyordu!
"Kim olduğumu biliyorsun, Lilith," Hava daha da serinleşmişti. Rüzgar beni alıp götürebilecek kadar şiddetliydi. Kıyafetlerimi ve saçlarımı savuruyordu. Rade'i -ya da gerçek adı her neyse- onu görmekte zorlanıyordum.
"Bana Lilith demekten vazgeç!" Ellerimle saçlarımı toplamayı denedim ama mümkün değildi. Rüzgar bir ağacı bile devirecek kadar güçlüyken beni nasıl alıp götürmüyordu merak ediyordum.
Gözlerimi kısarak zar zor önüme baktığımda Rade'in hemen önümde durduğunu fark ettim. Kanatlarını bedenime sararak beni kendine yapıştırdığında üşümeyi bırakmıştım. Şimdi yanıyordum. Rade'in vücudu ateş gibiydi. Terlemiştim.
Sıcacık hızlı nefesi kulağımı yalayıp geçti. "Magmadan çok daha fazla sıcağım."
Hah! Şimdi sallıyordu işte.
"Çocuk mu kandırıyorsun sen? O zaman sana yaklaşamazdım bile."
"Ben istemediğim için canın yanmıyor."
Geri çekilip yüzüne bakamıyordum. Bana tanıdığı alan o kadar azdı ki. Tamamen vücuduna yapışmıştım ve ah o kahrolası vücudu... Erkekliği karnımı zorluyordu. Ellerimi zar zor göğsüne uzatıp kendimi geri çekmeye çalıştım. "Madem her şeyi yapabiliyorsun rüzgarı durdur ve beni bırak."
Göz açıp kapayıncaya kadar dediklerimi yapmıştı. Uzun ve derin bir nefes alarak kendimi sakinleştirmeyi denedim. Benim yerimde başkası olsa şimdi topukları kıçına vurarak kaçmıştı bile. Hatta Rade'e yaklaşmazlardı, onunla göz teması bile kurmazlardı. Bense bu garip yaratığı evime almış, evinde de kısa bir süre olsa da kalmıştım.
Kollarımı göğsümün üzerinde kavuşturarak başımı başka tarafa çevirdim. "Benden hoşlanmadığını sanıyordum."
Kanatlarının karaltısı yok oldu. Sanırım onları kapatmıştı. Ya da her ne yaptıysa işte.
"Senden hoşlanmıyorum. Seni seviyorum."
Bunu o kadar sorumsuz, o kadar boş söylemişti ki. Sanki öylesine konuşmuştu. Yinede elim ayağımın titremesine engel olamadım. Bir anlık nefesim kesildi. Benden nefret ettiğini söylemişti. Şimdi de beni sevdiğini söylüyordu. Yine benimle oynuyordu işte. İnanacağımı mı sanıyordu? Kahrolası Rade, neyin peşindesin?
"Benden nefret ettiğini söylemiştin." Titreyen çenemi kaldırarak ona inatçı gözlerle baktım. "Sana inanmıyorum."
"Her şeyi hatırladığında bana böyle davrandığına pişman olacaksın," dedi kafasını sallayarak. Yeşil gözleri her ne kadar sert baksa da derinlerinde bir hüzün vardı. Aslında Rade her zaman böyle bakıyordu. Önceden tarif edemezdim ama şimdi anlıyordum. Bir yanardağa benziyordu gözleri. Dışarıdan sert görünse de derinlerinde neler olduğunu kimse bilmiyordu. Ve ben buna cesaret etmiştim. Yanardağın en tepesine çıkmış, cesurca aşağı bakmıştım. Ve Rade beni aşağı düşürmek istiyordu.
"Hatırlamam gereken şey ne?" diye sordum bu seferde. Gözleri bir anlığına parlayıp söndü.
"Anılarımız," derken sesi az öncekinin aksine boğuktu. Yutkunarak kendimi bir adım geriye çektim.
"Sen kimsin ki?" Sakin ol kızım. Karşında bir insandan milyon kat tehlikeli bir yaratık var.
Dudaklarını araladığında nefesimi tuttum. Söylediği ve söyleyeceği her kelime her şeyi daha zora sokuyordu çünkü. Ben bir şey söyleyeceğini zannederken o ağzını tekrar kapattı.
Elleri kazağımın uçlarından tuttu. Ardından nazikçe göbeğimi açtı. Bu süre boyunca ne itiraz edebilmiş ne de konuşabilmiştim. Nefesimi tutmuş bu insan dışı varlığın bana yakınlığının tadını çıkarıyordum.
"Bak," dedi gözleriyle karnımı işaret ederek. Zorlukla kafamı eğip baktığımda bir siyahlığın göbek deliğimin aşağısından belime kadar ilerlediğini gördüm. Dövme gibi bir şeydi ve sarmal şekilde ilerliyordu. Birden bu manzaranın tanıdık geldiğini fark ettim. Bu yazı stili. Bu ton. Buna benzer bir şey Rade'in vücudunda da vardı.
"Bu ne?" Sesim cılız çıkmıştı. Bu kadar aciz olmak beni utandırıyordu.
"Burada adım yazıyor," dedi baş parmağıyla göbeğimi okşayarak. Dudaklarımı ısırarak tekrar nefesimi tuttum. O değilde nefesimi tutmaktan öleceğim galiba. "Burada ne yazdığını çöz ve kim olduğumu bul."
"Nasıl yapacağım?" Artık neden yapacağım yerine nasıl yapacağımı soruyordum. Onunla savaşmaktan ve kendimi uzak tutmaktan yorulmuştum. Artık gücüm yoktu. Ne olacaksa olsun istiyordum.
Gülümsedi. "Sana yardım edeceğim."
"Beni bu kadar uğraştıracağına neden direkt söylemiyorsun?" Beni bir an önce rahat bırakmalıydı. Evet onun yanında olmak kadar harika bir şey yoktu ama kendimi sıkmaktan vücudum ağrıyordu.
"Denemedim mi sanıyorsun?" Sesi azarlar tondaydı. "Neredeyse ölüyordun. Bu yüzden kendin bulmalısın."
Ah saçmalık. Deliriyordum değil mi? Rade şaka falan mı yapıyordu? Ama hayır. Kanatlarını görmüştüm. Hatta güçlerinide. Ama bu kadardı. Beni bir karmaşanın ortasında bir başıma bırakıyordu. Yardım edeceğini söylemişti ama hiçte öyle gözükmüyordu. Kesinlikle güvenilmemesi gereken biriydi ama elimde değildi. Bu lanet dünyada ilk kez böyle hissediyordum ve sebebi Rade'den başkası değildi. Hayatıma girerken yanında enerjisini de getirmişti. Karanlık enerjisini.
"Çok tehlikeli bir oyun oynuyorum değil mi?" Titreyen sesim düşüncelerimi ele veriyordu. Soruya cevap vermesini beklemiyordum ama zaten daima beklenmedik şeyler yapardı.
"Hemde çok," dedi geri geri adımlar atmaya başlayarak. "Şeytanla işbirliği yaptın, Lilith. Bir kere kabul ettin ve benden kurtuluşun yok."
Gökdelenin tepesinde geri geri giderken o rüzgar yine başlamıştı. Savrulan saçlarım yüzünden ne yaptığını göremiyordum. Bir karaltıydı artık. En sonunda yok oldu.
Son sözleri beynimde yankılanmaya devam ediyordu. Evet onunla işbirliği yapmıştım ama nedense bu anlamda konuşmamış gibiydi. Sanki çok çok uzun zaman önce yapılan bir anlaşmadan bahsediyordu.
Bana Lilith diyordu.
O bir şeytandı.
Ama hayır. Adı Lilith olan milyonlarca kişi vardı. Beni biriyle karıştırıyor olabilirdi. Ya da efsanedeki Lilith'i arıyor olabilirdi. Lucifer'ın kadınını. Eğer gerçekten o Lilith'i arıyorsa...
Belkide Rade efsanenin diğer kurbanıydı.
Eveet zorlu bi haftadan sonra tekrar selam herkesee :D Sanırım çoğunuzun sınavları başladı, benimkilerde başlıyor bu hafta. Herkese başarılaaar. Ayrıca aramızda ygs kurbanları varsa onlarada geçmiş olsuuun :D
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfeen :D
