Bölüm 30 - Final / Cehennem

12.8K 694 74
                                    

İrili ufaklı şeytanlardan oluşan bir ordu Lucifer'ın tam arkasında bulunuyordu. Uçan, çığlıklar atan kırmızı ve çirkin görünen kötü ruhlardı bunlar. Lucifer onları özenle toplamış ve tam yirmi yıl boyunca onları saklamıştı. Cennet tarafından kabul görmeyenleri kendi himayesi altına almıştı. Ona 'Efendi' diye hitap ediyorlardı. Sayıları meleklere göre az olsa da daha güçlüydüler. Kötülük onlara güç veriyordu. Aynı Lucifer'da olduğu gibi.

Lucifer dimdik duruyordu. Üzerinde kıyafeti olan dört kişiden biriydi. Lilith, onun en azından beline bir kilt bağlamasını istemişti ve Lucifer bunu reddetmemişti. Giyinik olan diğer üç kişiyse Jamie, Uriel ve Cassandra'ydı.

Gözleri şeytani bir ışıkla parlayan Lucifer kanatları açık olmayan tek kişiydi. Güçlü bedeni gözler önündeydi. Saçları kısacık kesilmişti her zamanki gibi. Vücudundaki dövmeler parlıyordu.

Lucifer'ın tam karşısında, on metre ilerisindeyse Michael bulunuyordu. Arkasında bembeyaz meleklerden oluşan bir ordu vardı. Hepsinden yayılan ışıklar normal bir insanın gözlerini bozabilecek kadar güçlüydü. Tabii Cassandra hariç. O Lucifer tarafından torpilliydi. Sırtından çıkan bembeyaz kanatları ve beyaz elbisesiyle şeytanların arasında bir melek gibi parlıyordu. Hatta Michael ona kısacık bir an bakmıştı. Lucifer bunu gözden kaçırmamıştı.

"Seni en başında yok etmeliydim," dedi Michael ilk konuşan olmayı seçerek. "Tanrı'nın huzurunda seni sonsuz bir uykuya göndermeliydik."

Lucifer'ın yüzünde alaycı bir gülüş belirdi. "Üzgünüm Mikey. Şansını kaçırdın."

"Yeni bir tane yaratabilirim," dedi Michael sakince. "Şans yaratmak benim işim."

"Ve o şansları yok etmekte benim işim."

İki kardeş birbirlerine amansız bir öfkeyle bakıyorlardı. Michael buzdan gözlerini kırmızı orduya dikti. "Ruhunuzu şeytana sattınız öyle mi?" diye gürledi Michael. Sesi boş alanda yankılandı. Yaratıklardan biri tıslamaya benzer bir ses çıkararak Lucifer'ın arkasına geldi. "Bizi kabul etmediniz," dedi tıslar gibi. "Lucifer bizi himayesi altına aldı."

Şeytan saniyeler içinde acı çığlıklar atarak parçalara bölündü. Michael elini bile kıpırdatmadan onu yok etmişti. Lucifer gökyüzünden düşen siyah kanlara ve çürük et parçalarına baktı. Ardından Michael'a döndü. "Karımın yürüyeceği yolu kirlettin Mikey," dedi çocuğunu azarlayan bir anne gibi. "Bunu sevmedim."

"Sakin ol tatlım." Şeytandan ordu kızıldeniz gibi ikiye ayrıldı. Simsiyah tülden bir elbise giymişti kadın. Bir kraliçe edasıyla yürüyordu. Doğal kızıl saçları dalgalar halinde beline dökülüyordu. Ayakları ve kolları çıplaktı. Yüzünde bir gülümseme vardı. "Burası birazdan fazlasıyla kirlenecek zaten." Yerdeki ceset parçalarına gülümsemeyle baktı. "Burası aynı bir pamuk tarlası gibi olacak. Kan damlamış bir pamuk tarlası." Pamuk tarlası derken meleklerin cesetlerinden bahsediyordu. Yaptığı bu zekice betimleme şeytanların ona daha çok hayran olmasına, meleklerin ise korkmasına sebep oldu. Lilith, mavi gözlerini Michael'a diktiğinde gülümsemesi donmuştu. "Sende bana ait bir şey var," dedi ölüm kadar ürkütücü bir sesle. "Bize ait bir şey var." 

Michael Lilith'in gözlerindeki kötülüğü görebiliyordu. Demek Lucifer buna güveniyordu! En başından beri asıl şeytan Lilith'ti. Lilith ve onun yok edilen çocuğu. Genç kadın dizleri üzerine düştü. Güzel gözlerinden yaşlar akıyordu. "Benden oğlumu aldınız." O ağladıkça şeytanlardan inlemeye benzer acı dolu sesler çıkıyordu. Ancak Jamie, Uriel, Lucifer ve Cassandra tepkisizdi.

Cassandra tamamen Michael'a odaklanmıştı. Çırılçıplaktı. Büyüleyiciydi. Yaptığı tam bir hainlikti babasına karşı ama elinde değildi. Michael onun kadınsı duygularını harekete geçiren ilk ve tek erkekti.

Uriel ve Jamie ise elele tutuşuyorlardı. Onlarda doğrudan Michael'a bakıyorlardı. En sonunda Lucifer arkasını döndü ve dizlerinin üzerinde ağlamakta olan Lilith'e eğildi. "Ayağa kalk," dedi. Sert emrine tezat olarak elini nazikçe ona uzatmıştı. Ancak Lilith Lucifer'ın yanından Michael'e baktı. "Senin önünde değil," dedi gözyaşlarının arasından. "Oğlumun önünde diz çöküyorum."

Onun kalkamayacağını anlayan Lucifer kadını omuzlarından kavrayarak ayağa kaldırdı. Islanan güzel yüzünü silerek dudaklarını öptü. Lilith sakinleştiğinde bakışlarını Jamie ve Cassandra'ya çevirdi. "Hanımlar." İki kadında ne demek istediğini anlamıştı. Lucifer'a uzanarak Lilith'i aldılar ve üçü birlikte sarılarak genç kadını biraz daha sakinleştirmeye çalıştılar.

Lucifer'ın görkemli kanatları tam o anda açıldı. Metreler uzunluğundaki siyah deri kanatlarıyla bir kadını ağlatabilecek kadar güzeldi. Evet şu an kadını ağlıyordu. Bu sinirlerini bozuyordu.

"İyi bir oyuncusun Mikey," dedi buz gibi bir sesle. "Benden aldığın şeyin hep Lilith olduğunu düşünmüştüm. Çok güvendiğin Raphael gelip bana anlattı." Öfkeyle parlayan yeşil gözleri Michael'ın göğsündeki dövmeye takıldı. Sarmal dövmenin tam ortasında siyah bir benek vardı. Michael Lucifer'ın baktığı yere baktı. Yıllardır gücünü kullanarak siyah beneği beyaz göstermişti ama şu an o kadar çok kötülük vardı ki bebeğin ruhu artık kendini gösteriyordu. Bebek o dövmedeydi. Ya da ruhu.

"Oğlumu geri ver." Lucifer'ın tıslamasıyla birlikte şeytanlar haykırarak ileri atıldılar. Onların saldırısıyla melek ordusu da savaşa girişti. Çürümüş et kokuları, kanlar ve beyaz ışıklar her yerdeydi. Kan yağmuruna tutulmuşlardı. Her şeye rağmen Lucifer ve Michael yerlerinden kıpırdamıyorlardı. Lilith, Jamie ve Cassie ise Lucifer'ın yaptığı bir koruma kalkanının altındaydılar.

Cennet yıkılıyordu. Lucifer onlara cehennemi gösteriyordu. Tarihin gördüğü en büyük savaşı yaşıyorlardı. Lucifer elini Lilith'e doğru uzatınca kadın havada süzülerek kollarına geldi. Baygındı. Lucifer'ın kucağına yerleşti ancak başı, kolları ve bacakları aşağı sarkıyordu. Güzel gözleri kapalıydı.

Lucifer'ın gözleri değişik bir ışıkla parladı. Aynı anda Michael'ın dövmesi ışıldamaya başladı. Başmelek öylece duruyordu. Acı çekiyordu ama yinede kaskatı durmaya devam ediyordu.

Benek yavaşça Michael'ın vücudundan ayrıldı. Havada süzüldü ve en sonunda annesini, Lilith'i buldu. Karnıdan içeri siyah bir ışıltıyla girerek gözden kayboldu. Lucifer'ın gözleri zaferle parlıyordu ancak Michael hiçte kaybetmiş değildi.

"Bu iş burada bitmedi," dedi sıkılı dişlerinin arasından. "Günün birinde elime düşeceksiniz. Sen karın ve çocukların," derken gözleri birkaç saniyeliğine Cassie'nin üzerinde oyalandı. Ardından hızla ortadan yok oldu. Cennet yanıyor, parçalanıyor ve yıkılıyordu. Yer sarsılmaya başladı. Koca bir çatlak oluştu. Lucifer, Lilith ve Cassandra'yı içine aldı. Cehennemin yeni kraliyet ailesi sonunda başarmıştı.

Bütün kış boyunca yazdığım ve çok uzun aralıklarla gelen hikayem Kural bittiği için şu an bi boşluk oluştu bende. :D Çok zor şartlar altında yazmıştım gerçekten ama her bir bölümünü yazarken ayrı bir keyif aldım. Sanırım en şanslı olduğum nokta siz okuyucularımın sabrı ve nezaketi oldu. Bilirsiniz zaten final konuşması yapamam ben. :D Duygusal biride değilim zaten. Uzatmak istemiyorum aslında ya. :D Büyük ihtimalle haftaya bu konu hakkında bi ses kaydı yaparım ve o zaman rahat rahat anlatabilirim duygularımı. Şimdiye kadar yanımda olduğunuz için çok çok teşekkür ederim, inanılmazsınız. Sizin gibi okuyucularım olduğu için çok mutluyum. Yorumlarınız ve düşünceleriniz sayesinde motive oldum, gerçekten harikasınız. Cidden ne yazacağımı bilemiyorum ya hep böyle oluyor finallerde.

Kısa keseyim en iyisi. Sizi çok seviyorum dememe gerek var mı bilmiyorum çünkü birçoğunuz bunun farkında sanırım. Harika okuyucularsınız. Lilith ve Lucifer'a hoşçakal deme vakti geldi artık. :D Tekrar hepinize çok teşekkür ederim, umarım başka hikayelerdede görüşebilirizzz ♥

Kendinize çokça iyi bakııın. Görüşmek üzeree!

KuralWhere stories live. Discover now