18.BÖLÜM

17.8K 1K 185
                                    

Elleri arasında titreyen kadına başka bir şey demedi. Sadece ama sadece sakinleşmesini bekledi. Hiç tanımadan da iyilik yapabilirmiş insanlar. Mehmet bunu gösterdi. Hiç bir art niyet gütmeden, kötü gözle bakmadan yardım etmek istedi Denize. Aradan geçen dakikalarda Denizin elindeki telefonun çaldığını gördü. Olağan üstü bir şefkat dolu sesle sordu

"Açabilecek misin? Ben açıyım mı telefonu?"

Bir şey demeye hali yoktu Denizin. Yavaşça telefonu yanında ki adama uzattı. Mehmet gülümseyip açtı telefonu

"Alo"

Yeşim karşıdan gelen erkek sesi ile telefon ekranını bakıp kontrol etti. Doğru kişiyi aramıştı işte

"Denizi aramıştım ben, o nerde? Sen kimsin?"

Dudaklarında farkında olmadan hafif bir tebessüm oluştu Mehmetin.

"Sanırım yanımda oturan kadının adı Deniz. Immm, Deniz hanım pek iyi değil, gelseniz  ya da nereye getireceğimi deseniz iyi olacak"

Yeşim duydukları ile eli ayağına dolaştı. Buraya kadar zar zor gelmişti, iki kez kaza tehlikesi geçirmişti. Şimdi üstüne bu telaşla hiç araba süremezdi. Biraz tereddüt etse bile adresi verdi ve kapı eşiğine oturup beklemeye başladı.

Mehmet aldığı adresi kafasına not edip yanında ki kadına döndü.  Hâlâ ağlıyordu. Mehmetin aklına ilk tecavüz ve şiddet  gelmişti ama üstü başı gayet normaldi bu kadının. O ihtimaller düştü, ama yine de soramadı. Bu kadın çok perişandı.

"Deniz hanım, az önce telefonunuzda Yeşim diye kayıtlı birisi aradı. Adresi verdi gelin sizi oraya götüreyim"

Cevap beklese bile hiç bir tepki alamadı. Bir kaç dakika durdu. Ama Deniz tepkisiz bir şekilde bekledi. Mehmet bir elini Denizin beline, diğerini de koluna koyarak destek olup kaldırdı. Yönlendirmesine uyan kadından cesaret alarak arabasına kadar götürdü ve ön koltuğa bindirip kemerini bağladı. Arabayı sürerken yanında ki kadının içler acısı haline üzülmekten başka bir şey yapamadı...

Verilen adrese gelince durdu. Yanında ki kadına baktı

"Burası mı?"

Bu kez küçükte olsa bir tepki alabilmişti, Deniz hafifçe kafasını sallayıp onaylamıştı Mehmeti.

"Te-te-tesekkür-ler"

Hıçkırıklardan dolayı zar zor konuşmuştu. Ardından kapı kulunu açıp indi. Ama daha bir adım atamadan dönen başı yüzünden durmak zorunda kaldı. Mehmet durumu farkedince hemen indi aracından. Gidip arabaya bindirirken yaptığı gibi belini ve kolunu tuttu yavaş yavaş yürüttü. Bina içine girdiklerinde bir farklı ağlama sesini daha işitti. Acaba cenaze falan mı var diye düşündü? Ölen ruhları bilmeden...

Zar zor çıktıkları merdivenden kapı eşiğine oturan Yeşimi gördü ilk. Sonra da yanında duran üç valizi ve bir çantayı. Anlamıştı Yesimin olanlara susmadığını. Gözünden düşen bir damla yaş ile seslendi kardeşi olan kadına

"Ye-yesim"

Hemen kafasını kaldırıp baktı Denize..bir hıçkırık daha koparken boğazından ayağa kalkıp bekledi sessizce. Bu arada Denizin koluna giren Mehmeti farketmişti ama suan pekte önemseyemedi.

Yavaş yavaş yürüyüp birden sarıldı Yeşime. Hıçkıra hıçkıra ağlarken iki kadın da, Mehmet şaşkınca izledi. Ne olmuştu da bu kadınlar bu kadar perişan olmuştu anlamadı. Iki kızın ayrılmaya niyeti olmadığını anlayınca Denizin çantasını alıp karıştırmaya başladı. Normalde yapmayacağı şeylerdi bunlar. Ama şuan hiç normal değildi olanlar... çantada bulduğu anahtarlığı alıp üç anahtarı da denedi. Açılan kapı ile sakince bekledi. Ama bu kadınların susacağı yoktu ki!

Deniz Yanıyor!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin